Esas No: 2019/7522
Karar No: 2022/3247
Karar Tarihi: 20.09.2022
Danıştay 3. Daire 2019/7522 Esas 2022/3247 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 3. Daire Başkanlığı 2019/7522 E. , 2022/3247 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/7522
Karar No : 2022/3247
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Promosyon Tanıtım Hizmetleri Ticaret Limited Şirketi
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:.. sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, alımlarının bir kısmını sahte faturalarla belgelendirdiğinden bahisle değinilen faturalara konu indirimlerin reddi suretiyle yeniden oluşturulan beyan tablosuna göre 2010 yılının Şubat, Temmuz ila Aralık dönemi için re'sen salınan bir kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Dava dilekçesi ve savunma dilekçesine ekli belgelerde her ne kadar … tarih ve … sayılı ihbarnamenin 2010 yılının Şubat dönemine ait katma değer vergisi tarhiyatına ilişkin olduğu belirtilmiş ise de söz konusu ihbarnamenin dayanağının, davacı adına 2011 yılı hesap ve işlemlerinin incelenmesi sonucunda düzenlenen … tarih ve … sayılı vergi inceleme raporu olduğunun anlaşıldığı, anılan raporda da davacı adına 2011 yılının Ocak ve Şubat dönemleri için tarhiyat önerildiği dikkate alındığında, ihbarnamede 2011 yılının Şubat dönemi yazılması gerekirken sehven 2010 yılının Şubat döneminin yazıldığı dikkate alındığında davanın çözümünde değinilen ihbarname içeriğinin 2011 yılının Şubat dönemine ilişkin olarak yapılan katma değer vergisi tarhiyatı olarak kabul edildiği, yapılan incelemede, davacının faturalarını kayıtlarına aldığı Tasfiye Halinde … Reklam ve Organizasyon Hizmetleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi hakkındaki vergi tekniği raporunda yer alan saptamalardan düzenlediği faturaların gerçeği yansıtmadığı sonucuna ulaşıldığından yapılan tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusunun, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI :Sahte fatura düzenlediği iddia edilen şirket ile aralarındaki ticari ilişkinin olmadığı dönemlerde yapılan olumsuz tespitlerden hareketle taraflarının sorumlu tutulamayacağı, ödemelerin banka yoluyla gerçekleştirildiği, aynı döneme ilişkin başka bir firma tarafından açılan davada, Tasfiye Halinde … Reklam ve Organizasyon Hizmetleri Sanayi Ticaret Limited Şirketinin düzenlediği faturaların sahte olduğuna ilişkin somut bir tespit bulunmadığı sonucuna ulaşıldığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kısmen reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacının 2010 ve 2011 yıllarında, alımlarının bir kısmını sahte faturalarla belgelendirdiğinden bahisle hesaplarının katma değer vergisi yönünden incelenmesi sonucu … tarih ve … ile … sayılı vergi inceleme raporlarının düzenlenmesi sonucu 2010 yılının Temmuz ila Aralık ve 2011 yılının Ocak ve Şubat dönemleri için re'sen bir kat vergi ziyaı cezalı vergileri salınmış, davalı idarece 2010 yılının Şubat dönemine ilişkin olarak düzenlenen ihbarnamede, dayanak olarak … tarih ve … sayılı vergi inceleme raporu gösterilmiş, 2010 yılının Şubat, Temmuz ila Aralık dönemleri için re'sen salınan bir kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılması istemiyle iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı" başlıklı 2. maddesinde idari dava türleri belirtilmiş ve 1. fıkrasının (a) bendinde iptal davası, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan dava olarak tanımlanmış, 2. fıkrasında ise, idari yargı yetkisinin idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun ve denetimi ile sınırlı olduğu, İdari mahkemelerin yerindelik denetimi yapamayacakları kurala bağlanmıştır.
Bu tanıma göre açılan iptal davasında iptali istenilen işlemin; yetki, şekil, sebep, konu ve maksat unsurları açısından ayrı ayrı hukuka uygun olup olmadıklarının denetlenmesi, bu unsurlardan birinde hukuka aykırılık bulunursa işlemin iptal edilmesi gerekmektedir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun "İhbarnamenin Muhteviyatı" başlıklı 35. maddesinde ihbarnamenin sıra numarasının, tanzim tarihinin, vergi nev'inin, mükellefin soyadı ve adının (tüzel kişilerde ünvanının) mükelleflerin açık adresinin, vergilendirme döneminin, verginin matrahının, verginin hesabının, verginin miktarının, kısa ve açık bir ifade ile ikmalen veya re'sen vergi tarhını icabettiren sebeplerin, vergi mahkemesinde dava açma süresinin, vergi mahkemesinde dava açma şeklinin ihbarnamede yer alması gerektiği, takdir komisyonunun kararı üzerine tarh edilen vergilerde kararın ve re'sen takdiri gerektiren inceleme raporunun birer suretinin ihbarnameye ekleneceği hükmüne yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının; tarhiyatın, 2010 yılının Temmuz ila Aralık dönemlerine ilişkin hüküm fıkrası aynı hukuksal nedenler ve gerekçe ile Dairemizce de uygun bulunmuştur.
Davacı adına düzenlenen … tarih ve … sayılı vergi inceleme raporunda, 2010 yılının Temmuz ila Aralık dönemlerine ilişkin katma değer vergisi tarhiyatı önerildiği, davacı adına düzenlenen 29/12/2015 tarih ve 8 sayılı ihbarnamede ise tarhiyatın 2010 yılının Şubat dönemi olarak gösterildiği anlaşılmaktadır.
Bununla birlikte, Vergi Mahkemesi kararında anılan dönemin sehven yazıldığı belirtilmiş ise de dosyadaki bilgi ve belgelerden, davalı idare tarafından 2010 yılının Şubat dönemi için davacıya … tarih ve … sayılı (…) nolu ihbarnamenin tanzim ve tebliğ edildiği görülmektedir.
Davacı adına düzenlenen … tarih ve … sayılı ihbarnamede uyuşmazlık döneminin 2011 yılının Şubat dönemi olması gerektiği kabul edilerek karar verilmesine karşın gerek vergi inceleme raporunda gerek vergi ceza ihbarnamesinde vergilendirme döneminin 2011 yılının Şubat dönemi olarak belirtildiği görülmüş olup bu haliyle, dava konusu ihbarnamenin 213 sayılı Kanun'un 35. maddesine uygun olduğundan söz edilemeyeceğinden Vergi Mahkemesince davanın reddi yolunda verilen karara yöneltilen istinaf başvurusunu reddeden Vergi Dava Dairesi kararının tarhiyatın, 2010 yılının Şubat dönemine ilişkin hüküm fıkrasının bozulması gerekmiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kısmen reddine,
2. Temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının; tarhiyatın, 2010 yılının Temmuz ila Aralık dönemlerine ilişkin hüküm fıkrasının ONANMASINA,
3. Temyiz isteminin kısmen kabulüne,
4. Kararın; tarhiyatın, 2010 yılının Şubat dönemine ilişkin hüküm fıkrasının BOZULMASINA,
5. Davacıdan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca nispi harç alınmasına, 20/09/2022 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.
(X)- KARŞI OY:
2575 sayılı Danıştay Kanunu'nun 23. maddesinde, Danıştayın temyiz mercii olarak görevinin, bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması şeklinde ortaya çıkan hukuka aykırılıkların denetimini yapmakla sınırlı olduğu kurala bağlanmıştır.
İdari işlemlerin yargısal denetiminin hukuka uygunluk denetimi ile sınırlı olması karşısında bu denetimin maddi olayı da kapsadığının kabulü gerekir. Şöyle ki idari davaya konu işlemler, dayandığı, düzenlediği olaydan soyutlanmış olarak yargılamaya konu edilemez. Birçok idari uyuşmazlıkta maddi olanla hukuki olan arasında bir ayrım yapmak mümkün olmayabilir.
İdari davalarda inceleme konusu olan hukuki işlem niteliğindeki bir idari işlemdir. Hukuki işlemin incelenmesi, işlemin dayanağı durumunda bulunan maddi olaydan bağımsız bir inceleme değildir.
Adli yargıda maddi olay incelemesi yapılırken nasıl ki olayın subuta erip ermediği incelenerek bir sonuca ulaşılıyor ise idari yargıda da idarelerce tesis edilen işlemlerin dayanağını teşkil eden maddi olayın irdelenerek sonuca ulaşılması esastır.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 359. maddesinde, sahte belge "gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belge" olarak tanımlanmaktadır.
Davacının bir kısım alımlarını sahte faturayla belgelendirdiği yolunda tespitler içeren vergi inceleme raporuna istinaden yapılan tarhiyatın kaldırılması istemiyle açılan davayı sonuçlandıran Vergi Mahkemesi kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin Bölge İdare Mahkemesi Vergi Dava Dairesi kararına yöneltilen temyiz istemi hakkında, 2010 yılının Temmuz ila Aralık dönemlerine ilişkin faturaların temin edildiği mükellef hakkında düzenlenen vergi tekniği raporundaki tespitler değerlendirilmek suretiyle karar verilmesi gerektiği oyuyla Daire kararına bu yönden katılmıyorum.