Danıştay 7. Daire 2020/2675 Esas 2022/3426 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Daire
Esas No: 2020/2675
Karar No: 2022/3426
Karar Tarihi: 22.09.2022

Danıştay 7. Daire 2020/2675 Esas 2022/3426 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2020/2675 E.  ,  2022/3426 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    YEDİNCİ DAİRE
    Esas No : 2020/2675
    Karar No : 2022/3426

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı
    … Başkanlığı

    KARŞI TARAF (DAVACI) : … Sigorta Aracılık Hizmetleri-...
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Sigorta acenteliği faaliyetinde bulunan davacı tarafından, 2007 yılının Ocak, Mayıs ilâ Ağustos, Kasım ve Aralık dönemleri için ödenen banka ve sigorta muameleleri vergisinin iadesi istemiyle yapılan şikâyet başvurusunun zımnen reddine dair işlemin iptali ile ödenen verginin yasal faiziyle birlikte iadesi istemiyle dava açılmıştır.

    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Bozma kararına uymak suretiyle, yürüttüğü faaliyeti dolayısıyla davacının banka ve sigorta muameleleri vergisinin mükellefi olmadığı olayda, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 118. maddesinin 2. fıkrasında tanımlanan ve vergilendirme hatası olarak kabul edilen "mükellefiyette hata"nın varlığının kabulü zorunlu olduğundan düzeltme şikayet başvurusunun reddine dair işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı; faiz istemi yönünden ise bozma kararı üzerine, tahsil edilen tutarın faiziyle davacıya iadesinin icap ettiği gerekçesiyle, dava konusu işlemin iptali ile ödenen tutarın ödeme tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte iadesine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından düzeltme-şikayet başvurusuna konu edilen vergilendirme işleminde 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 118. maddesi kapsamında açık vergi hatasının bulunmadığı, vergiyi doğuran olayların meydana geldiği dönemlerde sözleşme yapma ve prim tahsil etme yetkisi bulunan sigorta acenteliğinin 01/08/2008 tarihinden önceki dönemlerde banka ve sigorta muameleleri vergisi mükellefiyeti bulunması nedeniyle kendi beyanı üzerine tahakkuk eden banka ve sigorta muameleleri vergisinde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE:
    MADDİ OLAY:
    Sigorta acenteliği faaliyetinde bulunan davacı tarafından, 2007 yılının Ocak, Mayıs ilâ Ağustos, Kasım ve Aralık dönemleri için ödenen banka ve sigorta muameleleri vergisinin iadesi istemiyle yapılan şikâyet başvurusunun zımnen reddine dair işlemin iptali ile ödenen verginin yasal faiziyle birlikte iadesi istemiyle dava açılmıştır.

    İLGİLİ MEVZUAT:
    İdareyi, eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü tutan Anayasa'nın 125. maddesinin son fıkrası, yargı yeri kararı uyarınca iadesi gereken bir miktar paranın, idarenin tasarrufunda kalan sürede ilgilisi tarafından tasarruf edilememesinden doğan zararın giderilmesini de kapsamaktadır. İadesi gereken tutar yönünden vergi idaresi ile davacı arasındaki ilişki, iadenin yargı kararıyla hüküm altına alınması nedeniyle yönetilen-idare ilişkisi olmaktan çıkarak, bir borç ilişkisine dönüşmüştür. Dolayısıyla, bu ilişkinin borçlusu tarafından alacaklısına, 1. maddesinde Borçlar Kanunu ve Ticaret Kanunu'na göre faiz ödenmesi gereken hallerde hangi oranda faiz ödeneceğini düzenleyen, 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümlerine göre faiz ödenmesi gerekmektedir.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür. Anılan Kanun'un 50. maddesinin 4. fıkrasında, "Danıştayın bozma kararına uyulduğu takdirde, bu kararın temyiz incelemesi, bozma kararına uygunlukla sınırlı olarak yapılır." hükmü bulunmaktadır.
    Bu durumda, mahkeme kararlarının Danıştay tarafından bozulması halinde, mahkemelerce bozmaya ilişkin kararlar üzerine yeniden verilen kararlara karşı yapılan temyiz başvuruları, bozma kararındaki esaslara uyulup uyulmadığı yönünden incelenebilecektir.
    Temyiz istemine konu yapılan kararın, dava konusu işlemin iptaline ilişkin hüküm fıkrasının Dairemizin 29/03/2019 tarih ve E:2014/1904, K:2019/2150 sayılı kararındaki esaslar doğrultusunda verildiği anlaşıldığından, anılan hüküm fıkrası usul ve hukuka uygun olup, davalı idarenin temyiz dilekçesinde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
    Mahkeme kararının, fazladan ödenen vergilerin tahsil tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle iadesine ilişkin hüküm fıkrasının, faizin başvuru tarihinden itibaren hesaplanan bölümüne ilişkin kısmı aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, sözü geçen hüküm fıkrasının da bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmamıştır.
    Mahkeme kararının, tahsil tarihi ile başvuru tarihi arasına isabet eden dönem için yasal faize hükmolunmasına ilişkin hüküm fıkrasına yönelik temyiz istemine gelince;
    Yukarıda yer verilen hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden; ödenecek tutarın davacıya faiziyle iadesinde faizin başlangıç tarihinin 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun'da yer alan düzenlemeler uyarınca, idareye başvuru tarihi olarak kabulü gerekirken, faizin başlangıcının ödeme tarihi olarak kabulü suretiyle verilen kararın anılan hüküm fıkrasında hukuki isabet görülmemiştir.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Temyiz isteminin kısmen reddine, kısmen de kabulüne,
    2. … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının; dava konusu işlemin iptali ile ödenen vergilerin, idareye başvuru tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte iadesine ilişkin hüküm fıkrasının ONANMASINA,
    3.Kararın, faize ilişkin hüküm fıkrasının, ödeme tarihiyle idareye başvuru tarihi arasındaki dönem için faize hükmedilmesine ilişkin kısmının BOZULMASINA,
    4. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
    5. 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 13. maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere, yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine,
    6. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 22/09/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

    (X) KARŞI OY :
    Davalı idare tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, mahkeme kararının, tahsil tarihiyle idareye başvuru tarihi arasındaki dönem için yasal faize hükmedilmesine ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasını sağlayacak nitelikte görülmediğinden, temyiz isteminin reddi ile kararın anılan hüküm fıkrasının da onanması gerektiği oyu ile Dairemiz kararının buna ilişkin hüküm fıkrasına katılmıyoruz.

    Hemen Ara