Danıştay 3. Daire 2019/3697 Esas 2022/3310 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Daire
Esas No: 2019/3697
Karar No: 2022/3310
Karar Tarihi: 22.09.2022

Danıştay 3. Daire 2019/3697 Esas 2022/3310 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 3. Daire Başkanlığı         2019/3697 E.  ,  2022/3310 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ÜÇÜNCÜ DAİRE
    Esas No : 2019/3697
    Karar No : 2022/3310

    TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ... Servisleri Anonim Şirketi
    VEKİLİ : Av. ...
    KARŞI TARAF (DAVALI) : ... Vergi Dairesi Müdürlüğü
    VEKİLİ : Av. ...

    İSTEMİN KONUSU: ... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:... , K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacı şirket adına, kayıtlarına intikal ettirdiği sahte faturalarla maliyetlerini artırarak kurum kazancını azalttığı yolundaki tespitleri içeren vergi inceleme raporuna dayanılarak 2016 yılının Nisan-Haziran, Temmuz-Eylül ve Ekim-Aralık dönemleri için re'sen salınan geçici vergi ile tekerrür hükümleri uygulanarak artırılan üç kat vergi ziyaı cezasının kaldırılması ve sözü edilen vergi inceleme raporunun iptali istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Dava konusu cezanın üzerinden hesaplandığı geçici verginin matrahı bakımından bağlı bulunduğu kurumlar vergisi tarhiyatına karşı açılan dava, Mahkemelerinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla reddedildiğinden tekerrür hükümleri uyarınca artırılarak kesilen cezada hukuka aykırılık bulunmadığı, davalı idarece gecikme faizi hesaplanabilmesi için zorunlu olarak ihbarnamede yer aldığı belirtildiğinden geçici vergi yönünden karar verilemeyeceği, kesin ve yürütülebilir nitelikte bir işlem olmayan vergi inceleme raporunun iptali istemi hakkında karar verilemeyeceği gerekçesiyle vergi inceleme raporunun iptali istemi yönünden dava esası incelenmeksizin; tekerrür hükümleri gereğince artırılarak kesilen üç kat vergi ziyaı cezası yönünden ise esası incelenerek reddedilmiş, geçici vergi aslı bakımından ise karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusunun, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Başarılı firmaların elde ettiği karlılık oranı üzerinden hakkında iflas erteleme kararı bulunan şirketlerinin tarh matrahının hesaplanmasının hakkaniyete aykırı olduğu, eksik inceleme ve varsayım yoluyla tarhiyat yapıldığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Kararın usul ve yasaya uygun olduğu belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'UN DÜŞÜNCESİ : Vergi Dava Dairesi kararının; geçici verginin bir katını aşan vergi ziyaı cezasına ilişkin hüküm fıkrasının bozulması, diğer hükümlerine yöneltilen temyiz isteminin ise reddi gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE:
    MADDİ OLAY :
    Hakkında düzenlenen vergi inceleme raporuyla sahte fatura kullanarak maliyetlerini artırmak suretiyle kurum kazancının azaltıldığından bahisle davacı adına re'sen geçici vergi salındığı, tekerrür hükümleri gereğince artırılarak üç kat vergi ziyaı cezası kesildiği anlaşılmıştır.

    İLGİLİ MEVZUAT:
    193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun mükerrer 120. maddesinin 4. fıkrasında; yapılan incelemeler sonucunda, geçmiş dönemlere ait geçici verginin % 10'u aşan tutarda eksik beyan edildiğinin tespiti halinde, eksik beyan edilen bu kısım için re'sen veya ikmalen geçici vergi tarh edileceği, mahsup süresi geçtikten sonra, kesinleşen geçici vergilerin terkin edileceği, ancak gecikme faizi ve ceza tahsil edileceği hükmüne yer verilmiştir.
    213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 339. maddesinin, 7338 sayılı Kanun'un 38. maddesiyle değişen ve 26/10/2021 tarihinde yürürlüğe giren 1. fıkrasında, vergi ziyaına sebebiyet vermekten veya usulsüzlükten dolayı ceza kesilen ve cezası kesinleşenlere, vergi ziyaı cezasında cezanın kesinleştiği tarihi izleyen günden itibaren beşinci yılın isabet ettiği takvim yılının sonuna kadar, usulsüzlükte cezanın kesinleştiği tarihi izleyen günden itibaren ikinci yılın isabet ettiği takvim yılının sonuna kadar tekrar ceza kesilmesi durumunda, vergi ziyaı cezası yüzde elli, usulsüzlük cezası yüzde yirmibeş oranında artırılmak suretiyle uygulanacağı, artırım tutarının kesinleşen cezadan (kesinleşen birden fazla ceza olması durumunda bunlardan tutar itibarıyla en yükseğinden) fazla olamayacağı, 2. fıkrasında, birinci fıkrada yer alan beş ve iki yıllık sürelerin hesabında, artırıma esas alınan cezaların kesinleşme tarihinin dikkate alınacağı hüküm altına alınmıştır.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Temyiz istemine konu edilen Vergi Dava Dairesi kararının, geçici vergi aslı ve üzerinden kesilen bir kat vergi ziyaı cezası ile vergi inceleme raporunun iptali istemine ilişkin hüküm fıkrası aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle Dairemizce de uygun bulunmuştur.
    193 sayılı Kanun'un geçici vergiye ilişkin mükerrer 120. maddesinin 4. fıkrasına göre; kesinleşmekle birlikte mahsup dönemi geçmiş olması nedeniyle terkin edilmesi gereken geçici vergi üzerinden ceza tahsil edilmesi zorunlu ise de geçici verginin yıllık vergiye mahsuben peşin alınan bir vergi olması ve bu vergi nedeniyle yol açılan vergi kaybından dolayı bir kat vergi ziyaı cezası uygulanması gerektiğinden, Vergi Mahkemesince yazılı gerekçeyle vergi ziyaı cezasının bir katını aşan kısmı yönünden davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasına yöneltilen istinaf başvurusunun reddinde hukuka uygunluk görülmemiştir.
    Uyuşmazlıkta, vergi ziyaı cezasının tekerrür hükümleri uyarınca artırılan kısmı yönünden dava reddedilmişse de ceza hukukunun genel ilkelerinden olan lehe kanun ilkesi gereğince faile ceza öngören bir kanunda sonradan yapılan bir değişiklikle, eski cezaya nazaran daha hafif bir ceza kesilmesi öngörülmüşse faile daha hafif olan ceza uygulanacağından, 213 sayılı Kanun'un 339. maddesinde 7338 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikle; tekerrür hükümleri uyarınca artırılacak tutarın, tekerrüre esas alınan cezadan fazla olamayacağı yolunda getirilen düzenleme dikkate alınarak yeniden karar verilmek üzere Vergi Dava Dairesi kararının değinilen hüküm fıkrasının bozulması gerekmiştir.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1.Temyiz isteminin kısmen reddine,
    2.Temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının; geçici vergi aslı ve üzerinden kesilen bir kat vergi ziyaı cezasının kaldırılması ile vergi inceleme raporunun iptali istemine ilişkin hüküm fıkrasının ONANMASINA,
    3. Temyiz isteminin kısmen kabulüne,
    4. Kararın; vergi ziyaı cezasının, geçici vergi aslının bir katı tutarını aşan kısmı ile tekerrürden kaynaklanan kısmına ilişkin hüküm fıkrasının BOZULMASINA,
    5. Davacıdan, 492 sayılı Harçlar Kanunu'na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca nispi harç alınmasına, 22/09/2022 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.

    (X)-KARŞI OY :
    2575 sayılı Danıştay Kanunu'nun 23. maddesinde, Danıştayın temyiz mercii olarak görevinin, bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması şeklinde ortaya çıkan hukuka aykırılıkların denetimini yapmakla sınırlı olduğu kurala bağlanmıştır.
    İdari işlemlerin yargısal denetiminin hukuka uygunluk denetimi ile sınırlı olması karşısında bu denetimin maddi olayı da kapsadığının kabulü gerekir. Şöyle ki idari davaya konu işlemler, dayandığı, düzenlediği olaydan soyutlanmış olarak yargılamaya konu edilemez. Birçok idari uyuşmazlıkta maddi olanla hukuki olan arasında bir ayrım yapmak mümkün olmayabilir.
    İdari davalarda inceleme konusu olan hukuki işlem niteliğindeki bir idari işlemdir. Hukuki işlemin incelenmesi, işlemin dayanağı durumunda bulunan maddi olaydan bağımsız bir inceleme değildir.
    Adli yargıda maddi olay incelemesi yapılırken nasıl ki olayın subuta erip ermediği incelenerek bir sonuca ulaşılıyor ise idari yargıda da idarelerce tesis edilen işlemlerin dayanağını teşkil eden maddi olayın irdelenerek sonuca ulaşılması esastır.
    213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 359. maddesinde, sahte belge "gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belge" olarak tanımlanmaktadır.
    Davacının bir kısım emtia alımlarını sahte faturayla belgelendirdiği yolunda tespitler içeren vergi inceleme raporuna istinaden yapılan cezalı tarhiyat ve vergi inceleme raporunun iptali istemiyle açılan davayı sonuçlandıran Vergi Mahkemesi kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin Vergi Dava Dairesi kararının tarhiyata ilişkin hüküm fıkrasına yöneltilen temyiz isteminin, davacının faturalarını kayıtlarına aldığı mükellef hakkındaki tespitler değerlendirilmek suretiyle karar verilmesi gerektiği oyuyla Daire kararının bu kısmına katılmıyorum.

    Hemen Ara