Danıştay 3. Daire 2019/427 Esas 2022/3313 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Daire
Esas No: 2019/427
Karar No: 2022/3313
Karar Tarihi: 22.09.2022

Danıştay 3. Daire 2019/427 Esas 2022/3313 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 3. Daire Başkanlığı         2019/427 E.  ,  2022/3313 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ÜÇÜNCÜ DAİRE
    Esas No : 2019/427
    Karar No : 2022/3313

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı/…
    VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVACI) : … Otomotiv Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacı şirketin 2014 yılında bir kısım hasılatını kayıt ve beyan dışı bıraktığı yönünde tespitler içeren vergi inceleme raporu uyarınca sonraki yıla devreden zararın azaltılması sonucu 2015 yılı için resen salınan kurumlar vergisi ile aynı yılın Nisan-Haziran ve Temmuz-Eylül dönemleri için re'sen salınan geçici vergi ve bu vergiler üzerinden tekerrür hükümleri gereğince artırılarak kesilen bir kat vergi ziyaı cezasının kaldırılması istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davacı şirket adına tanzim edilen vergi inceleme raporunda yer alan bilgi ve belgelerden, … Otomotiv Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi için üretilen ürün kalıbının 2014 yılında teslim edilmesi planlanmasına karşın anılan şirketin projesinin uzaması ve yatırım teşvik belgesini alamaması nedeniyle teslimin 2016 yılında gerçekleştiği ve fatura düzenlendiğinin davacı şirket yetkilisi tarafından beyan edildiği, malın fatura tarihinden önce teslim edildiğine ilişkin karşıt inceleme yapılmadığı gibi herhangi bir bilgi ve belgenin de davalı idare tarafından dosyaya sunulmadığı, ticari kazançta tahakkuk esasının geçerli olduğu, tahakkukun ise gelirin mahiyet ve tutar itibarıyla kesinleşmesi anlamına geldiği, bunun için geliri doğuran muamelenin eksiksiz olarak tekemmül etmiş olması gerektiği, fatura içeriği makine ve tachizatların da bulunduğu yatırım teşvik belgesi kapsamında yeniden düzenlenen ithal/yerli makine ve techizat listeleri 08/09/2016 tarihinde onaylandığından vergiyi doğuran olayın da 2016 yılında gerçekleştiği sonucuna ulaşıldığından yapılan tarhiyatta hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle dava konusu cezalı vergiler kaldırılmıştır.
    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusunun, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.
    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı hakkında 2014 yılına ilişkin düzenlenen vergi inceleme raporu ile bir kısım hasılatını kayıt ve beyan dışı bıraktığı, bu tutarın kayıt ve beyanlarına dahil edilmesiyle devreden zararının azaldığı, buna göre 2015 dönemi için yeniden oluşturulan kurumlar vergisi beyannamesinin yeniden oluşturulduğu vergi inceleme raporuna dayanılarak yapılan tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ... 'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE:
    MADDİ OLAY :
    Davacı hakkında düzenlenen … tarih … sayılı vergi inceleme raporunda; davacının plastikten kalıp ve döküm modeli imalatı ile başka yerde sınıflandırılmamış diğer plastik ürünlerin imalatı işiyle iştigal ettiği, 2014 yılı Temmuz ayında ticari mal alışına (SMC kalıbı) ilişkin maliyetini gider/maliyet tablosu hesaplarına yansıttığı ancak söz konusu ticari malın satışına ilişkin olarak satış faturası düzenlemediği ve satış kaydının olmadığının tespit edildiği, davacı şirket temsilcisinin konuyla ilgili olarak, ticari mal olarak hesaplara aldıkları malın … Otomotiv Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi için ürettikleri ürünün kalıbı olduğunu, 2014 yılında teslim edilecekken anılan şirketin yatırım teşvik belgesini 2014 yılında alamaması ve projenin uzaması sebebiyle 2016 yılında satış faturasının düzenlendiğini, 2014 yılında sehven maliyet hesabına alındığını, süreç uzadığından maliyet hesaplarından çıkarmayı unuttuklarını beyan ettiği, sözü edilen firmadan 10/03/2014, 20/05/2014 ve 30/06/2014 tarihlerinde olmak üzere toplam 190.925,15 TL tahsilat yapıldığı, "120-Alıcılar Hesabı"nın 899 yevmiye numaralı maddesinin bu miktarda borçlu çalışarak kapandığı, davacı şirket temsilcisinin müşterilerin siparişini teslim etmeden önce avans olarak yaptıkları ödemeleri 120-Alıcılar Hesabı"nın alacağında izlediklerini, mal müşteriye teslim edildiğinde 120-Alıcılar Hesabı"nın borcuna kayıt yaparak hesabı kapattıklarını, bu tahsilatın belirtilen şirkete 2016 yılında teslimini gerçekleştirdikleri kalıp için alınan avans olduğunu, şirketin yatırım teşvik belgesini alma süreci uzadığından satış gerçekleştiğinde gelir hesabıyla çalışarak kapandığını ifade ettiği, davacı şirketin 31/07/2014 tarihinde 460 no'lu yevmiye maddesine yapılan kayıtla 157.697,82TL tutarında ticari malı satın aldığı, söz konusu ticari malın 31/07/2014 tarihinde 466 no'lu yevmiye maddesindeki kayıtla "621" - "Satılan Ticari Malın Maliyeti" olarak maliyet hesaplarına yansıttığı, dönem sonu envanterinde de söz konusu ticari malın bulunmadığı, bu hesabı herhangi bir değişikliğe tabi olmadan satılmak amacıyla alınan ticari mallar gibi kalemlerin maliyetini kapsadığı, yani söz konusu ticari malı satılıp gelir hesaplarına yansıdığında maliyet hesabı da çalıştırılarak aradaki farkın kar veya zarar olarak değerlendirildiği, bahsedilen şirketten tahsili gerçekleşen toplam 190.925,15TL'nin davacı şirket temsilcisi tarafından 2014 yılında maliyet hesaplarına alınarak gider yazılan ancak 2016 yılında faturası düzenlenerek teslim edilen ticari mala ilişkin olarak avans olarak alınmış tutar olduğu beyan edilse de avans olarak tahsil edilerek iki yılı aşkın süre gelir hesabına yansıtılmayarak 2016 yılında faturanın vergi incelemesi başlandıktan sonra düzenlenmesinin iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymadığı, davacı şirket temsilcisi … Otomotiv Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi'nin yatırım teşvik belgesini alma süreci uzadığından SMC kalıbına ilişkin satış faturasının 2016 yılında düzenlendiğini beyan ettiğinden söz konusu SMC kalıbının tesliminde katma değer vergisi istisnasından yararlanmayı amaçladıklarının anlaşıldığı, tahsil edilmiş olan avansın tamamının katma değer vergisi hariç satış fiyatı olarak dikkate alınması gerektiği, katma değer vergisi oranının alış faturasında gösterildiği üzere %18, satışın ise maliyet hesaplarına yansıdığı 31/07/2014 tarihinde gerçekleştiği kabul edilerek kurumlar vergisinin 190.925,15 TL eksik beyan edildiği, bu tutarın gelir tablosu yurt içi satış hasılatına ilave edilmesi gerektiği, buna göre yeniden düzenlenen beyan tablosunda sonraki döneme devreden zararın azaltılarak 78.305,73TL olduğu, buna göre 2015 yılı kurumlar vergisi beyannamesinin yeniden düzenlenmesi gerektiği tespitlerine yer verilmiş olup 2015 yılına ilişkin düzenlenen … tarih ve … ile … sayılı vergi inceleme raporlarında; 2014 yılından 2015 yılına devreden zarar 2014 yılına ilişkin vergi inceleme raporunda belirlenen azaltılmış haliyle dikkate alınarak 2015 kurumlar vergisi ve geçici vergi beyannamesinin yeniden düzenlendiği anlaşılmıştır.
    Davacının 2014 yılında SMC kalıbı satışı nedeniyle elde edilen kazancın beyan edilmediğinden bahisle 2014 yılından devredilen zararın azaltılması sonucu düzenlenen vergi inceleme raporuna dayanılarak dava konusu tarhiyatın yapıldığı anlaşılmaktadır.
    İLGİLİ MEVZUAT:
    213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 3. maddesinin (B) bendinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği, vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık bulunmayan şahit ifadesinin ispatlama vasıtası olarak kullanılamayacağı, iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfetinin bunu iddia eden tarafa ait olacağı hükme bağlanmış, 30. maddesinde; re'sen vergi tarhı, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunması şeklinde tanımlanmış, maddenin vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitinin mümkün olmadığı halleri düzenleyen bentleri arasında sayılan defter kayıtları ve bunlarla ilgili vesikaların, vergi matrahının doğru ve kesin olarak tespitine imkan vermeyecek derecede noksan, usulsüz ve karışık olması dolayısıyla ihticaca salih bulunmaması re'sen tarh sebebi olarak öngörülmüş, aynı Kanun'un 134. maddesinde ise vergi incelemesinden maksadın ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunun araştırılması, saptanması ve sağlanması olduğu hükme bağlanmış olup, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 2. maddesinde ise gerçek gelirin vergilendirileceği ilkesi benimsenmiştir.
    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    213 sayılı Kanun'un 3. maddesinin (B) bendinde yazılı kural, sözü edilen rapordaki saptamaların maddi delil olarak kabulünü gerektirmektedir.
    Davacı hakkında düzenlenen vergi inceleme raporundaki, Temmuz ayında ticari mal alışına (SMC kalıbı) ilişkin maliyetin gider/maliyet tablosu hesaplarına yansıtıldığı ancak söz konusu ticari malın satışına ilişkin olarak satış faturası düzenlenmediği, yasal defterlerinde satış kaydının olmadığı, dönem sonu envanterinde de söz konusu ticari malın bulunmadığı yönündeki tespitlerin davacının bir kısım hasılatını kayıt ve beyan dışı bıraktığını kanıtlamaya yeterli olduğu dikkate alındığında, davacı adına tarhiyat yapılmasında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşıldığından, yazılı gerekçeyle cezalı vergileri kaldıran Vergi Mahkemesi kararına yöneltilen istinaf başvurusunun reddi yolundaki kararın, tarh matrahının hukuka uygunluğu yönünden yapılacak inceleme sonucuna göre yeniden karar verilmek üzere bozulması gerekmiştir.
    Öte yandan yeniden verilecek kararda, mahsup dönemi geçen geçici verginin aranmayacağı gözetilmek ve vergi ziyaı cezasının tekerrür nedeniyle artırılan kısmı hakkında değerlendirme yapılmak suretiyle karar verilmesi gerektiği de açıktır.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Temyiz isteminin kabulüne,
    2. Temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının BOZULMASINA, 22/09/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.

    Hemen Ara