Danıştay 3. Daire 2019/2002 Esas 2022/3320 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Daire
Esas No: 2019/2002
Karar No: 2022/3320
Karar Tarihi: 22.09.2022

Danıştay 3. Daire 2019/2002 Esas 2022/3320 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 3. Daire Başkanlığı         2019/2002 E.  ,  2022/3320 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ÜÇÜNCÜ DAİRE
    Esas No : 2019/2002
    Karar No : 2022/3320

    TEMYİZ EDENLER : 1- (DAVACI) …
    VEKİLİ: Av. …

    2- (DAVALI) … Vergi Dairesi Müdürlüğü/…

    İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacı adına, asıl borçlu … Mühendislik Doğalgaz Müteahhitlik İnşaat Taşıma Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'nden alınamayan 2015 yılının muhtelif dönemlerine ait kamu alacağının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … ile … takip numaralı ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … takip numaralı ödeme emrinin 2015 dönemine ilişkin kurumlar vergisi ve fer'ileri, Ekim-Aralık 2015 dönemine ait gelir (stopaj) vergisi, gecikme zammı ve fer'ileri ile Ekim 2015 dönemine ilişkin amme alacağını içerdiği, 12/10/2015 tarihli pay devri sözleşmesi ile şirketteki tüm hisselerini devreden ve 26/10/2015 tarih ve 8933 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilen 13/10/2015 tarihli ortaklar kurulu kararıyla şirketi temsil yetkisi sona eren davacının söz konusu borçların beyan ve vade tarihlerinde asıl borçlu şirketi temsil yetkisinin bulunmadığı anlaşıldığı, … tarih ve … takip numaralı ödeme emrine konu amme alacağının maddi ve hukuki dayanağının asıl borçlu şirketin Ekim 2015 dönemine ait haksız aldığı katma değer vergisi iadesine ilişkin olduğu, asıl amme borçlusu şirket hakkındaki rapora göre haksız katma değer vergisi iadesine konu edilen faturaların 19/10/2015, 20/10/2015 ve 21/10/2015 tarihlerinde düzenlendiğinin görüldüğü, buna göre hisselerini devrettiği tarihten sonraki dönemlere isabet eden ve kendisinden sonraki kanuni temsilcinin fiilinden doğan vergi borçlarından kanuni temsilci sıfatıyla sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle dava konusu ödeme emirleri iptal edilmiştir
    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti:
    Vergi Mahkemesi kararının, … tarih ve … takip numaralı ödeme emrinin iptaline ilişkin hüküm fıkrasına yöneltilen istinaf başvurusu, kararın değinilen hüküm fıkrasının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle reddedilmiştir.
    … tarih ve … takip numaralı ödeme emrine konu Ekim 2015 dönemine ait borçlar şirketin 19/10/2015, 20/10/2015 ve 21/10/2015 tarihli sahte faturaları kayıtlarına intikal ettirerek haksız katma değer vergisi iadesi almasından kaynaklanmış olup temsil yetkisinin sona erdiğinin ilan edildiği 26/10/2015 tarihine kadar davacının kanuni temsilci sıfatı devam ettiği, dolayısıyla sözü edilen sahte faturaların kullanıldığı tarihlerde kanuni temsilci olduğundan, söz konusu borçlar davacının şirketin mal alımlarını gerçeğe uygun faturalarla tevsik etme ödevini yerine getirmemesi nedeniyle doğduğu, yapılan vergi incelemesi sonucunda vergi ödevini yerine getirmediği anlaşılan davacının şirket hakkında yapılan takip sonucunda tüzel kişinin mal varlığından alınamayan vergi ve ferilerinden sorumlu tutulmasında hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle Vergi Mahkemesi kararının, söz konusu ödeme emrinin iptaline ilişkin hüküm fıkrasına yöneltilen istinaf başvurusu kabul edilerek sözü edilen hüküm fıkrası kaldırıldıktan sonra değinilen ödeme emri yönünden dava reddedilmiştir.

    TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
    Davacı tarafından, temsil yetkisi sona erdikten sonra düzenlenen faturaları tevsik etmediğinden bahisle kusura dayalı sorumluluk gereği sorumlu tutularak hüküm kurulduğu, oysa ki dava konusu ödeme emirlerine konu alacağın doğduğu tarihten önce asıl borçlu şirketteki payını devrederek pay devrine ilişkin tescilin yapılması ile tüm yetkilerini devrettiğinden sorumlu tutulamayacağı, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 27. maddesinin 2. fıkrası gereğince değişiklik başvuruları ticaret sicil müdürlüklerince ilgili vergi dairelerine bildirileceğinden bu hususun araştırılması gerektiği, asıl amme borçlusu şirket pay devirleri ile 12/10/2015 tarihinde tek kişilik limited şirket haline geldiğinden bu durumun da tescili yapan ticaret sicil müdürlüğünce ilgili vergi dairesine bildirilmesi gerektiği, söz konusu tescil 13/10/2015 tarihinde gerçekleştiğinden davalı idarece ortaklık yapısından bu tarih itibariyle haberdar olunduğu, ilanın ise ne zaman, nerde yapılacağının kontrolünün kendisinde olmadığı, aynı Kanun'un 33. maddesinde tescil işleminin yapılmamasına para cezası öngörmüşken 3. kişilerin sorumluluğunu ilana bağlamanın haksızlık teşkil edeceği, tescile başvuruya dahi yetkisi kalmayan eski yöneticinin gazete ilanına dayalı sonuçlardan sorumlu tutulamayacağı, amme alacağının asıl amme borçlusu şirketten tahsili için neler yapıldığının, devir tarihi ile ilan tarihi arasında davalı idareye verilmiş bir belge ya da belge olup olmadığı hususlarının önem arz ettiği, pay devri sözleşmesinde tescil ve ilanın devralanca üstlenildiği, cezaların şahsiliği ilkesi gereği temsil yetkisi kalmadığından sorumluluğunun bulunmadığı ileri sürülerek kararın aleyhe olan hüküm fıkrasının bozulması istenilmektedir.
    Davalı idare tarafından, 6183 sayılı Kanun’un mükerrer 35. maddesi uyarınca tüzel kişilerden tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacaklarının tamamından kanuni temsilcilerin sorumlu olduğu, gelir (stopaj), kurum (stopaj), katma değer vergilerinde, vergilendirme dönemi aylık olduğundan limited şirket ortak ve temsilcilerinin sorumluluklarının aylık, kurumlar vergisi ve gelir vergisi gibi vergilerin vergilendirme dönemi yıllık olduğundan sorumluluklarının yıllık olarak dikkate alınacağı ileri sürülerek kararın aleyhe olan hüküm fıkrasının bozulması istenilmektedir.

    TARAFLARIN SAVUNMASI :
    Davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.
    Davacı tarafından, kanuni temsilcinin sorumluluğu için kusurunun bulunmasının şart olduğu, amme alacağının doğduğu tarihten önce payını ve tüm yetkilerini devrettiğinden kanuni ödevi yerine getirmekle görevli kişi sıfatını taşımadığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ: Davacının temyiz isteminin kabulü, davalı idare temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE:
    MADDİ OLAY :
    22/06/2012 tarihinde kurulan şirketin kurucu ortaklarından olan ve ilk on yıl için kanuni temsilci olarak görevlendirilen davacının, 26/10/2015 tarih ve 8933 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilân edilen 12/10/2015 tarihli ortaklar kurulu kararına göre noterlikçe düzenlenen … tarih ve … yevmiye sayılı hisse devri sözleşmesi ile hisselerinin tamamını devrederek şirket ortaklığından ayrıldığı, 13/10/2015 tarihli genel kurul kararıyla da müdürlük ve imza yetkilerinin iptaline karar verildiği, asıl borçlu … Mühendislik Doğalgaz Müteahhitlik İnşaat Taşıma Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi''nin 2015 yılına ait kurumlar vergisi ve fer'ileri, Ekim-Aralık 2015 dönemine ait gelir(stopaj) vergisi, gecikme zammı ve fer'ileri, Ekim 2015 dönemine ait katma değer vergisi, gecikme faizi ve vergi ziyaı cezası ile Ekim 2015 dönemine ait amme alacağının şirketten tahsili olanağı kalmadığından bahisle davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla dava konusu ödeme emirlerinin düzenlendiği, … takip numaralı ödeme emrinin dayanağının asıl borçlu şirket hakkında alımlarının bir kısmını 19/10/2015, 20/10/2015 ve 21/10/2015 tarihli sahte faturalarla belgelendirmek suretiyle ihracat istisnası kapsamında haksız olarak katma değer vergisi iadesi aldığı yönünde tespitlere yer veren vergi tekniği raporunu done alan ve Ekim 2015 tarihinde haksız aldığı söz konusu verginin geri alınması amacıyla salınan cezalı vergiler olduğu anlaşılmıştır.
    İLGİLİ MEVZUAT:
    6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 623 ilâ 630. maddelerinde limited şirketin yönetim ve temsil organı olan müdürler hakkındaki düzenlemelere yer verilmiş; 623. maddesinin 1. fıkrasında, şirketin yönetim ve temsilinin şirket sözleşmesi ile düzenleneceği, şirket sözleşmesi ile yönetimi ve temsili, müdür sıfatını taşıyan bir veya birden fazla ortağa veya tüm ortaklara ya da üçüncü kişilere verilebileceği, en azından bir ortağın, şirket yönetim hakkının ve temsil yetkisinin bulunması gerektiği belirtilmiştir.
    213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 10. maddesinin 1. fıkrasında, tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri, tüzel kişiliği olmayan teşekkülleri idare edenler ve varsa bunların temsilcileri tarafından yerine getirileceği belirtilmiş; 2. fıkrasında yukarıda yazılı olanların bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen ve kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacakların kanuni ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı ifade edilmiştir.
    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Hisse devriyle ortaklıktan ayrılmanın ve buna bağlı olarak temsil yetkisinin sona ermesinin tescil ve ilânı, kurucu bir etkiye sahip olmayıp açıklayıcı mahiyettedir. Dolayısıyla, noterlikçe düzenlenen 12/10/2015 tarihli hisse devri sözleşmesi ile hisselerinin tamamını devrederek ortaklıktan ayrılan davacının, kanuni temsilcilik sıfatı da bu tarih itibarıyla sona ermiştir.
    Bu durumda, 22/06/2012 ila 12/10/2015 tarihleri arasında kanuni temsilci sıfatını haiz olan davacı adına, asıl borçlu şirketin 19/10/2015, 20/10/2015 ve 21/10/2015 tarihli sahte faturalarla belgelendirmek suretiyle ihracat istisnası kapsamında haksız olarak katma değer vergisi iadesi alındığından bahisle yapılan tarhiyattan sorumlu tutulmasında hukuka uygunluk görülmediğinden Vergi Dava Dairesi kararının, … takip numaralı ödeme emri yönünden davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasının bozulması gerekmiştir.
    … takip numaralı ödeme emrine yönelik davalı idare tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar Vergi Dava Dairesi kararının değinilen hüküm fıkrasının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Davacı temyiz isteminin kabulüne,
    2.Temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının; … takip numaralı ödeme emri yönünden davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasının BOZULMASINA,
    3.Davalı idare TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE, 22/09/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.

    Hemen Ara