Esas No: 2019/3989
Karar No: 2022/3347
Karar Tarihi: 26.09.2022
Danıştay 3. Daire 2019/3989 Esas 2022/3347 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 3. Daire Başkanlığı 2019/3989 E. , 2022/3347 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/3989
Karar No : 2022/3347
TEMYİZ EDENLER : 1- (DAVACI) ... Yapı Sanayi ve İnşaat Anonim Şirketi
VEKİLLERİ: Av. ... , Av. ...
2- (DAVALI) ... Vergi Dairesi Müdürlüğü
VEKİLİ: Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E:... , K:... sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:... , K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, Samsun Canik Belediyesi'nden 2010 yılında ihale yoluyla aldığı taşınmaz için ödediği katma değer vergisini 2011 yılında indirim konusu yapamayacağı yolundaki tespitleri içeren vergi inceleme raporuna dayanılarak sözü edilen indirimlerin reddi suretiyle yeniden oluşturulan beyan tablosu uyarınca 2011 yılının Ağustos ve Eylül dönemleri için ikmalen salınan katma değer vergisi ile tekerrür hükümleri uyarınca artırılarak kesilen bir kat vergi ziyaı cezasının kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davacı şirket tarafından 2010 yılında ihale yoluyla edindiği gayrimenkule ilişkin katma değer vergisi tutarını 2010 yılında indirim konusu yapabilecekken takvim yılı aşılmak suretiyle 2011 yılında kanuni defterlerine kaydettiği ve indirim konusu yaptığı, 2011 yılında anılan Belediye’den gelen belgelere bakıldığında belge tarihlerinin 2011 yılının Ocak, Şubat, ve Mart vergilendirme dönemlerine ait olmasına rağmen söz konusu faturaların edindikleri dönemde dahi defterlere kaydedilmediği ve keyfi davranılarak 2011 yılının Ağustos döneminde deftere kaydedildiği, dönemselliğin aşılması nedeniyle katma değer vergisi indirimlerinin reddi suretiyle dava konusu tarhiyatın yapıldığının anlaşıldığı olayda, Canik Belediye Başkanlığı tarafından davacı şirket adına düzenlenen belgelerin ... tarih ... belge nolu 332.143,51-TL; ... tarih ... belge nolu 290.625,57-TL; ... tarih... belge nolu 58.125,11-TL; ... tarih ... belge nolu 415.179,39-TL; ... tarih ... belge nolu 38.774,12-TL; ... tarih ... belge nolu 115.768,62-TL; ... tarih ... belge nolu 69.071,83-TL katma değer vergisi tutarlı olduğu, faturaların 2011 yılı içerisinde düzenlendiği ve aynı takvim yılı içerisinde kanuni defterlere kaydedildiği dikkate alındığında takvim yılının aşılmadığı sonucuna varılarak yapılan tarhiyatta hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle cezalı vergi kaldırılmıştır.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti:
Vergiyi doğuran olayın 2010 yılında yapılan ihale ile gerçekleştiği, belediye ile yapılan satış sözleşmesinde arsa alım bedelinin ve alım bedeline isabet eden katma değer vergisinin belli olduğu, arsa alımı nedeniyle 2010 yılında doğan indirim hakkının aynı yılda kullanılması gerektiği, belediye tarafından ihale tutarına ilişkin katma değer vergisinin 2010 yılında beyan edilmesine karşın davacı tarafından 2010 yılında doğan bu indirim hakkının ilgili yılda kullanılmadığı, bunun yerine alım işlemine ait faturaların 2010 yılı ile ilgili olarak hesap dönemi kapandıktan sonra 2011 yılının muhtelif tarihlerinde gelmesi nedeniyle katma değer vergisinin 2011 hesap döneminde indirime konu edildiği görülmekte olup uyuşmazlıkta vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu hesap dönemi olan 2010 yılı aşıldığından, söz konusu verginin 2011 hesap döneminde indirim konusu yapılmasının mümkün bulunmadığı, Dairelerince verilen ara kararına davalı idarece gönderilen belgelerden, tekerrüre esas alınan vergi ziyaı cezalarının 16/01/2013 ve 2014 yılı içinde kesinleştiği anlaşıldığından sözü edilen cezaların tekerrüre esas alınamayacağı gerekçesiyle Vergi Mahkemesi kararının bir kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrasına yöneltilen davalı idare istinaf başvurusu kabul edilerek kararın değinilen hüküm fıkrası kaldırıldıktan sonra dava bu yönden reddedilmiş, vergi ziyaı cezasının tekerrürden kaynaklanan kısmına ilişkin hüküm fıkrasına yöneltilen istinaf başvurusu ise belirtilen gerekçeyle reddedilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
Davacı tarafından, vergi tekniği raporunun tebliğ edilmediği hususunun kararda karşılanmadığı, kararın gerekçesinin yetersiz olduğu, ihale edilen taşınmaz tapuda şirketleri adına tescil edilmediğinden katma değer vergisi yönünden vergiyi doğuran olayın gerçekleşmediği, faturalar düzenlenip kendilerine gelince kayıt yapılabildiği, bilirkişi raporuna yapılan itirazlarının dikkate alınmadığı, yapılan tarhiyatın hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek kararın aleyhe olan hüküm fıkrasının bozulması istenilmektedir.
Davalı idare tarafından, vergi ziyaı cezasının kesinleştiği tarihten sonra kesilecek cezalarda tekerrüre esas alınabileceğinden vergi ziyaı cezasının tekerrür nedeniyle artırılan kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek kararın aleyhe olan hüküm fıkrasının bozulması istenilmektedir.
TARAFLARIN SAVUNMALARI : Taraflarca savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'ÜN DÜŞÜNCESİ : Taşınmaz mal satışlarında katma değer vergisi açısından vergiyi doğuran olayın mülkiyet iktisabıyla gerçekleşmiş olması karşısında ihale tarihinde vergiyi doğuran olayın gerçekleştiğinden söz edilemeyeceğinden ve davacının fatura düzenlenmeden önce taşınmaz üzerinde tasarrufta bulunduğu veya üzerinde faaliyete başladığı yolunda bir tespit de bulunmadığından, satışa ilişkin faturanın düzenlendiği tarihte vergiyi doğuran olayın gerçekleştiğinin kabulü gerektiğinden 2011 yılında düzenlenen faturalara konu katma değer vergisi indirimlerinin alınan yılda indirim konusu yapılmasında hukuka aykırılık bulunmadığı değerlendirilmiş olup, davacı temyiz isteminin kabulü ile kararın tarhiyata ilişkin hüküm fıkrasının bozulması, davalı idare temyiz isteminin ise reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacı adına, Samsun Canik Belediyesi'nden 2010 yılında ihale yoluyla aldığı taşınmaz için ödediği katma değer vergisini 2011 yılında indirim konusu yapamayacağı yolundaki tespitleri içeren vergi inceleme raporuna dayanılarak sözü edilen indirimlerin reddi suretiyle yeniden oluşturulan beyan tablosu uyarınca dava konusu tarhiyatın yapıldığı anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT:
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 1. maddesinin 3/d bendinde müzayede mahallerinde ve gümrük depolarında yapılan satışların katma değer vergisine tabi olduğu, 2. maddesinin 1. fıkrasında, bir mal üzerindeki tasarruf hakkının malik veya onun adına hareket edenlerce alıcıya veya adına hareket edenlere devrinin teslim hükmünde olduğu,10. maddesinin (a) bendinde ise mal teslimi ve hizmet ifası halinde, malın teslimi veya hizmetin yapılmasının vergiyi doğuran olayı meydana getirdiği kurala bağlanmıştır.
Ayrıca, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 705. maddesinde, taşınmaz mülkiyetinin kazanılmasının tescille olacağı kuralı öngörülmüş olup, uyuşmazlık döneminde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 231. maddesinde de, müzayede ile menkul bir mal alan kimsenin onun mülkiyetini ihale anında iktisabedeceği, müzayededen alınan gayrimenkulün mülkiyetinin ise ancak tapu siciline kaydedilmekle müşteriye intikal edeceği hükmüne yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Temyiz istemlerine konu Vergi Dava Dairesi kararının vergi ziyaı cezasının, tekerrür nedeniyle artırılan kısmına ilişkin hüküm fıkrası aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle Dairemizce de uygun bulunmuştur.
Yukarıda değinilen yasal düzenlemeler uyarınca, müzayede mahallerinde yapılan taşınmaz satışlarında mülkiyetin ihale anında değil tapuya tescil ile iktisap edileceği ve vergiyi doğuran olayın tescil ile gerçekleşmiş olacağının kabulü gerekmektedir. Bu nedenle katma değer vergisi açısından vergiyi doğuran olayın ne zaman gerçekleştiği önem arz etmektedir.
Kural olarak gayrimenkul satışlarında mülkiyetin devri tapuda alıcı adına tescil edilmesi suretiyle gerçekleşmekle birlikte, tapuya alıcı adına tescilin yapılmasından önce taşınmazın alıcının fiili kullanımına sunulması ve alıcı tarafından malik gibi kullanılmaya başlanılması halinde ya da taşınmazın tapuda alıcı adına tescili veya fiili kullanımına bırakılmasından önce fatura veya benzeri belge düzenlenmesi durumunda katma değer vergisi açısından vergiyi doğuran olay gerçekleşecektir.
Uyuşmazlıkta, her ne kadar ihale sözleşmesiyle katma değer vergisi belirlenmiş olsa da ortada ihale tarihi itibariyle vergiyi doğuran olay gerçekleşmediğinden satıcı tarafından verginin beyan edilmiş olması da bu durumu değiştirmeyecektir. İhale tarihinde ödenmiş bir vergi olması halinde fazla ve yersiz ödenen bir vergiden söz edilebilecek olup en geç davacı adına taşınmazın tescili ya da daha öncesinde taşınmazın alıcı tarafından kullanıldığının tespiti halinde veya faturanın düzenlendiği tarihte vergiyi doğuran olayın gerçekleştiğinin kabulü gerekmektedir. Olayda, davacının taşınmaz üzerinde 2010 yılında herhangi bir tasarrufta bulunduğu veya faaliyete başladığı yolunda bir tespit de bulunmamaktadır.
Bu durumda, davacının 2010 yılında ihale yoluyla almaya hak kazandığı taşınmaz üzerinden hesaplanan katma değer vergisinin satıcı belediye tarafından beyan edildiği, davacı adına faturaların ise 2011 yılında düzenlendiği, tapuda tescil gerçekleşmediği için davacının sözleşmede belirtilen vergileri 2010 yılında indirim konusu yapmadığı açık olup, ortada vergi kaybının da bulunmadığı dikkate alındığında, davacının 2011 yılında düzenlenen faturalara konu katma değer vergisini indirim konusu yapmasında hukuka aykırılık görülmemiş olup Vergi Dava Dairesi kararının bir kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi yönünden davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasının bozulması gerekmiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacı temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyiz istemine konu Vergi Dava Dairesi kararının, bir kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisine ilişkin hüküm fıkrasının BOZULMASINA,
3. Davalı idare temyiz isteminin reddine,
4. Kararın; vergi ziyaı cezasının tekerrür nedeniyle artırılan kısmına ilişkin hüküm fıkrasının ONANMASINA, 26/09/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.