Danıştay 3. Daire 2019/6122 Esas 2022/3378 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Daire
Esas No: 2019/6122
Karar No: 2022/3378
Karar Tarihi: 27.09.2022

Danıştay 3. Daire 2019/6122 Esas 2022/3378 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 3. Daire Başkanlığı         2019/6122 E.  ,  2022/3378 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ÜÇÜNCÜ DAİRE
    Esas No : 2019/6122
    Karar No : 2022/3378

    TEMYİZ EDENLER :1- (DAVACI) … Pazarlama Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi
    VEKİLLERİ :Av. …
    2-(DAVALI) … Vergi Dairesi Başkanlığı
    VEKİLİ: Av. …

    İSTEMİN KONUSU : ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurularına ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacı şirketin ortağına karşılıksız nakit para kullandırmak suretiyle sunduğu hizmetin finansman hizmeti olarak katma değer vergisine tabi olduğu yolundaki tespitleri içeren vergi inceleme raporuna dayanılarak adına 2012 yılının Aralık dönemi için re'sen salınan bir kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi ile 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 353. maddesinin 1. bendi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasınını kaldırılması istemine ilişkindir.

    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davacı şirket tarafından bir miktar paranın ortağına şuf'a hakkına dayanarak açtığı davada kullanılmak üzere verildiği, böylece ortağa şahsi davasının devamı için gerekli olan masraflara ilişkin finansman hizmeti verilmek suretiyle ortağın katlanması gereken maddi külfetten kurtulmasının sağlandığı, dava sonuçlandığında ortağa geçen taşınmazların şirket aktifine alınmasının finansman hizmetinin niteliğini değiştirmediği, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin varlığı ve niteliğinin vergiyi doğuran olayın tespiti bakımından önem arz etmediği dolayısıyla şirket tarafından ortağa kullandırılan para üzerinden faiz tahakkuk ettirilmek suretiyle yapılan tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığı, özel usulsüzlük cezası kesilmesini gerektiren unsurların bir arada gerçekleşmediği gerekçesiyle tarhiyat yönünden dava reddedilmiş, özel usulsüzlük cezası ise kaldırılmıştır.

    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurularının, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının aleyhe olan hüküm fıkrasının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI :
    Davacı tarafından, şirket ortağına hiç bir şekilde kendisinin şahsi kullanımı ve geri ödenmesi şartıyla borç verilmediği, devam eden şufa davası sonuçlanıncaya kadar mahkemece belirlenen bankada bloke edilen paranın ortak tarafından kullanılmasının mümkün olmadığı, ortağa yapılan ödemenin bir borç verme işlemi değil taşınmaz alımı için avans ödemesi olduğu, şirket ortağının şufa davasının lehine sonuçlanması durumunda başkaca hiç bir talepte bulunmaksızın taşınmazları devretmeyi üstlendiği, dava konusu dönemden sonra aynı konuya ilişkin olarak yapılan incelemede bu hususun eleştirilmediği ileri sürülerek kararın aleyhe olan hüküm fıkrasının bozulması istenilmektedir.
    Davalı idare tarafından, davacı şirketin ortağına verdiği finansman hizmeti nedeniyle fatura düzenlemediği hususu hakkında düzenlenen vergi inceleme raporu ile sabit olduğundan kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek kararın aleyhe olan hüküm fıkrasının bozulması istenilmektedir.

    TARAFLARIN SAVUNMALARI : Taraflarca savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'UN DÜŞÜNCESİ : Taraflar temyiz istemlerinin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 17. maddesinin 2. fıkrası uyarınca davacının duruşma istemi yerinde görülmeyerek işin gereği görüşüldü:
    İNCELEME VE GEREKÇE:
    MADDİ OLAY :
    Davacı şirketin 20/07/2010 tarihli yönetim kurulu kararı ile şirket ortağı tarafından ... Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde ikame edilen şuf'a davalarına konu taşınmazların söz konusu davaların ortak lehine sonuçlanması halinde şirkete devredilecek taşınmazların alış bedeli olmak kaydıyla mahkemece belirlenecek tutarın ortağa avans olarak verilmesine karar verildiği, söz konusu davaların şirket ortağı lehine sonuçlanması halinde taşınmazların ortak tarafından şirkete devredileceği, aksi halde avans tutarının neması ile birlikte şirkete iade edileceğinin kararlaştırıldığı, taraflar arasında bu hususlara ilişkin 22/07/2010 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin imzalandığı ve şirket ortağı lehine kesinleşen mahkeme kararları sonucunda adına tescil edilen taşınmazların 26/12/2017 ve 28/12/2017 tarihlerinde davacı şirkete devredildiği, davacı hakkında düzenlenen vergi inceleme raporunda, ortağa ödenen söz konusu tutarın karşılıksız kullandırılmak suretiyle finansman hizmeti sağlandığı, katma değer vergisi açısından verilen bir finansman hizmetinin vergiye tabi tutulabilmesi için hizmetin ifa edilmiş olmasının yeterli olduğu ve bu hizmet karşılığında faiz hesaplanmadığı yönünde tespitlerin yer aldığı vergi inceleme raporuna dayanılarak adına 2012 yılının Aralık dönemi için re'sen katma değer vergisi salındığı ve bu hasılatı için fatura düzenlemediğinden bahisle 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 353. maddesinin 1. bendi uyarınca özel usulsüzlük cezasının kesildiği anlaşılmıştır.

    İLGİLİ MEVZUAT:
    213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun, vergi kanunlarının uygulanması ve ispatı düzenleyen 3. maddesinin (B) bendinde; vergilendirmede, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu ve yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği, vergiyi doğuran olayla ilgisi doğal ve açık olmayan tanık anlatımının kanıtlama aracı olarak kullanılamayacağı, iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfeti bunu iddia eden tarafa ait olduğu, 134. maddesinde vergi incelemesinden maksadın ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunun araştırılması, saptanması ve sağlanması olduğu, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 1. maddesinin 1. fıkrasında, Türkiye'de yapılan ve maddede sayılan işlemlerin katma değer vergisine tabi olduğu belirtildikten sonra, birinci bentte ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi olacağı, 2. ve 3. maddelerinde teslim ve teslim sayılan haller, 4. ve 5. maddelerinde de hizmet ve hizmet sayılan haller tanımlanmış, 10. maddenin (a) bendinde ise mal teslimi ve hizmet ifası halinde, malın teslimi veya hizmetin yapılmasının vergiyi doğuran olayı meydana getirdiği hükmüne yer verilmiştir.
    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Davacı şirket ortağının şuf'a davasına konu taşınmazlarının şirkete devri karşılığında satış bedeli olarak mahkemece belirlenecek tutarın ortağa avans olarak verilmesine, ortak ve şirket arasında yapılacak satış vaadi sözleşmesinde şartların belirlenmesine 20/07/2010 tarihli yönetim kurulunda karar verildiği, akabinde yapılan satış vaadi sözleşmesinde söz konusu gayrimenkullerin, şirketin verdiği avans karşılığında ortak tarafından kayıtsız şartsız şirkete devredilmesinin taahhüt edildiği, mahkeme kararı üzerine ortak adına tescil edilen gayrimenkullerin davacı şirkete devredildiği ve aynı konuya dayalı olarak 2013 ila 2016 yıllarına ilişkin olarak yapılan inceleme sonucu düzenlenen vergi inceleme raporlarında, ortağa verilen avansın, şirket ortağı tarafından Gemlik Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde açılan şuf'a davalarına konu taşınmazların mahkeme kararının lehine sonuçlanması şartıyla şirkete devredilmesi için verildiği ve söz konusu taşınmazların ortak tarafından şirkete devredilmesi nedeniyle ortağa sunulan bir finansman hizmetinden bahsedilemeyeceği, olayın gerçek mahiyetine bakıldığında ticari nitelikte bir avans olduğu tespitlerine yer verilerek eleştiri konusu yapılmadığı da göz önüne alındığında, tarafların iradelerinin başlangıçtan itibaren şuf'a davalarına konu taşınmazların nihayetinde davacı şirkete devredilmesine ilişkin olduğu, uyuşmazlık konusu tutarında bu amaca özgülenip mahkeme kararı uyarınca bloke edildiği, söz konusu bedel üzerinde şirket ortağının tasarruf yetkisinin bulunmadığı anlaşılan olayda, 3065 sayılı Kanun'un yukarıda anılan hükümleri ile vergiyi doğuran olayın gerçek mahiyeti dikkate alındığında, ortada bir finansman hizmetinin bulunmadığı, uyuşmazlık konusu tutarın ticari faaliyet kapsamında verilen bir avans kapsamında olduğu dolayısıyla katma değer vergisine tabi tutulamayacağı sonucuna ulaşıldığından, Vergi Mahkemesince yazılı gerekçeyle bir kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi yönünden davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasına yöneltilen davacı istinaf başvurusunun reddinde hukuka uygunluk görülmemiştir.
    Davalı idare temyiz isteminin ise bu nedenle reddi gerekmiştir.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Davacı temyiz isteminin kabulüne,
    2. Temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının; bir kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisine ilişkin hüküm fıkrasının BOZULMASINA,
    3. Kararın; özel usulsüzlük cezasına ilişkin hüküm fıkrasına davalı idarece yöneltilen TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE, 27/09/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.

    Hemen Ara