Danıştay 3. Daire 2020/1698 Esas 2022/3446 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Daire
Esas No: 2020/1698
Karar No: 2022/3446
Karar Tarihi: 29.09.2022

Danıştay 3. Daire 2020/1698 Esas 2022/3446 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 3. Daire Başkanlığı         2020/1698 E.  ,  2022/3446 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ÜÇÜNCÜ DAİRE
    Esas No : 2020/1698
    Karar No : 2022/3446

    TEMYİZ EDENLER :1- (DAVACI)…
    VEKİLİ: Av….
    2-(DAVALI) …Vergi Dairesi Başkanlığı/...
    VEKİLİ: Av. …

    İSTEMİN KONUSU: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurularına ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacı adına, alımlarının bir kısmını sahte faturalarla belgelendirdiği yolundaki tespitleri içeren vergi inceleme raporuna dayanılarak söz konusu faturalara dayalı indirimleri reddedilmek ve önceki yıldan devreden indirilebilecek katma değer vergisi tutarının değiştiği de gözetilerek yeniden düzenlenen beyan tablosuna göre 2014 yılının Kasım dönemi için re'sen salınan katma değer vergisi ile tekerrür hükümleri gereğince artırılarak kesilen üç kat vergi ziyaı cezasının kaldırılması istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davacının 2014 yılında faturalarını kayıtlarına aldığı … ve Tanıtıcı Reklam Medya Turizm ve Organizasyon Ticaret Limited Şirketi ile devreden katma değer vergisinin değişmesine neden olan ve 2012 yılında faturalarını kayıtlarına aldığı …Yapı Dekorasyon İnşaat Yalıtım Mimarlık Mühendislik Hizmetleri Petrol ürünleri Taşımacılık Gıda Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi hakkındaki saptamalar, düzenledikleri faturaların gerçek bir emtia teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığını kanıtlayıcı mahiyette olduğundan üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinde hukuka aykırılık bulunmadığı, 2013 yılına ilişkin olup aynı yıl kesinleşen cezanın 2014 yılı için indirimlerin reddinden kaynaklanan katma değer vergisine bağlı olarak kesilen vergi ziyaı cezasının artırımlı olarak uygulanmasına esas alınabileceği, 2012 yılına ilişkin olup 2015 yılında kesilenleşen cezanın ise 2012 yılından devreden katma değer vergisinden kaynaklanan vergi ziyaı cezası yönünden tekerrüre esas alınamayacağı gerekçesiyle üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi ile vergi ziyaı cezasının tekerrüre ait bölümünün 2014 yılında indirimi reddedilen katma değer vergisinden kaynaklanan kısmı yönünden dava reddedilmiş, devreden katma değer vergisinden kaynaklanan kısmı ise kaldırılmıştır.
    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurularının, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
    Davacı tarafından, dava konusu tarhiyata ilişkin dönemin yanlış değerlendirildiği, bazı mükelleflerden alınan faturaların kayıtlardan çıkarılmasına rağmen söz konusu faturalardan kaynaklı mükerrer vergilendirme yapıldığı ileri sürülerek kararın aleyhe olan hüküm fıkrasının bozulması istenilmektedir.
    Davalı idare tarafından, vergi ziyaı cezasının tekerrür hükümleri gereğince artırılarak kesilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek kararın aleyhe olan hüküm fıkrasının bozulması istenilmektedir.

    TARAFLARIN SAVUNMALARI: Taraflarca savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ…'ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE:
    MADDİ OLAY :
    Davacı şirket adına, bir kısım alımlarını sahte fatura ile belgelendirdiğinden bahisle sözü edilen faturalara konu indirimlerin reddi ve devreden vergi tutarının değişmesi de gözetilerek yeniden oluşturulan beyan tablosu uyarınca dava konusu verginin salındığı ve tekerrür hükümleri gereği üç kat vergi ziyaı cezasının kesildiği anlaşılmıştır.

    İLGİLİ MEVZUAT:
    213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 339. maddesinin,7338 sayılı Kanun'un 38. maddesiyle değişen ve 26/10/2021 tarihinde yürürlüğe giren 1. fıkrasında, vergi ziyaına sebebiyet vermekten veya usulsüzlükten dolayı ceza kesilen ve cezası kesinleşenlere, vergi ziyaı cezasında cezanın kesinleştiği tarihi izleyen günden itibaren beşinci yılın isabet ettiği takvim yılının sonuna kadar, usulsüzlükte cezanın kesinleştiği tarihi izleyen günden itibaren ikinci yılın isabet ettiği takvim yılının sonuna kadar tekrar ceza kesilmesi durumunda, vergi ziyaı cezası yüzde elli, usulsüzlük cezası yüzde yirmibeş oranında artırılmak suretiyle uygulanacağı, artırım tutarının kesinleşen cezadan (kesinleşen birden fazla ceza olması durumunda bunlardan tutar itibarıyla en yükseğinden) fazla olamayacağı, 2. fıkrasında, birinci fıkrada yer alan beş ve iki yıllık sürelerin hesabında, artırıma esas alınan cezaların kesinleşme tarihinin dikkate alınacağı hüküm altına alınmıştır.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Temyiz istemlerine konu edilen Vergi Dava Dairesi kararının; tarhiyatın, üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi ile vergi ziyaı cezasının devirden kaynaklanan kısmına uygulanan tekerrüre ilişkin hüküm fıkraları aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle Dairemizce de uygun görülmüştür.
    Uyuşmazlıkta, 2014 yılı için indirimlerin reddinden kaynaklanan katma değer vergisine bağlı olarak kesilen vergi ziyaı cezasının tekerrür hükümleri uyarınca artırılan kısmı yönünden dava reddedilmişse de ceza hukukunun genel ilkelerinden olan lehe kanun ilkesi gereğince faile ceza öngören bir kanunda sonradan yapılan bir değişiklikle, eski cezaya nazaran daha hafif bir ceza kesilmesi öngörülmüşse faile daha hafif olan ceza uygulanacağından, 213 sayılı Kanun'un 339. maddesinde 7338 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikle; tekerrür hükümleri uyarınca artırılacak tutarın, tekerrüre esas alınan cezadan fazla olamayacağı yolunda getirilen düzenleme dikkate alınarak yeniden karar verilmek üzere Vergi Dava Dairesi kararının değinilen hüküm fıkrasının bozulması gerekmiştir.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Davacı temyiz isteminin kısmen reddine,
    2.Temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının; üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisine ilişkin hüküm fıkrasının ONANMASINA,
    3. Davacı temyiz isteminin kısmen kabulüne,
    4.Kararın, vergi ziyaı cezasının indirimlerin reddinden kaynaklanan kısmına uygulanan tekerrüre ilişkin hüküm fıkrasının BOZULMASINA,
    5. Davalı idare temyiz isteminin reddine,
    6.Kararın; vergi ziyaı cezasının devirden kaynaklanan kısmına uygulanan tekerrüre ilişkin hüküm fıkrasının ONANMASINA,
    7.Davacıdan 492 sayılı Harçlar Kanunu'na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca nispi harç alınmasına, 29/09/2022 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.

    (X)- KARŞI OY:
    2575 sayılı Danıştay Kanunu'nun 23. maddesinde, Danıştayın temyiz mercii olarak görevinin, bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması şeklinde ortaya çıkan hukuka aykırılıkların denetimini yapmakla sınırlı olduğu kurala bağlanmıştır.
    İdari işlemlerin yargısal denetiminin hukuka uygunluk denetimi ile sınırlı olması karşısında bu denetimin maddi olayı da kapsadığının kabulü gerekir. Şöyle ki idari davaya konu işlemler, dayandığı, düzenlediği olaydan soyutlanmış olarak yargılamaya konu edilemez. Birçok idari uyuşmazlıkta maddi olanla hukuki olan arasında bir ayrım yapmak mümkün olmayabilir.
    İdari davalarda inceleme konusu olan hukuki işlem niteliğindeki bir idari işlemdir. Hukuki işlemin incelenmesi, işlemin dayanağı durumunda bulunan maddi olaydan bağımsız bir inceleme değildir.
    Adli yargıda maddi olay incelemesi yapılırken nasıl ki olayın subuta erip ermediği incelenerek bir sonuca ulaşılıyor ise idari yargıda da idarelerce tesis edilen işlemlerin dayanağını teşkil eden maddi olayın irdelenerek sonuca ulaşılması esastır.
    213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 359. maddesinde, sahte belge "gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belge" olarak tanımlanmaktadır.
    Davacının bir kısım emtia alımlarını sahte faturayla belgelendirdiği yolunda tespitler içeren vergi inceleme raporuna istinaden yapılan cezalı tarhiyatın kaldırılması istemiyle açılan davayı sonuçlandıran Vergi Mahkemesi kararına yöneltilen istinaf başvurularına ilişkin Bölge İdare Mahkemesi Vergi Dava Dairesi kararına yöneltilen temyiz istemleri hakkında, faturaların temin edildiği mükellefler hakkında düzenlenen vergi tekniği raporlarındaki tespitler değerlendirilmek suretiyle karar verilmesi gerektiği oyuyla Daire kararına bu yönden katılmıyorum.

    Hemen Ara