Kamu kurumu zararına dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/17677 Esas 2015/7158 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/17677
Karar No: 2015/7158
Karar Tarihi: 25.11.2015

Kamu kurumu zararına dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/17677 Esas 2015/7158 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanık, boşanırken eşiyle birlikte yaşamaya devam ettiği halde, babasından dolayı ölüm aylığı almış ve Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı'nı dolandırmakla suçlanmıştır. Ancak, mahkeme kararı ile sanığın resmen boşandığı ve boşanmanın hileli davranış olarak kabul edilemeyeceği belirtilmiştir. Türk Medeni Kanunu'nun 166/3 maddesindeki açıklamalar göz önüne alındığında, boşanma kararı verirken boşanma gerekçesinin doğruluğunu araştırma yetkisi verilmediğinden maaş almak amacıyla yapılan boşanmalar bile hileli davranış olarak nitelendirilemez. 5510 sayılı Kanun'un 56. maddesi ile bu durumu tespit edilen kimselerin gelir ve aylığının kesileceği ve ödenmiş tutarların geri alınacağı belirtilse de, cezai müeyyide getirilmemiştir. Bu nedenle, sanığın beraatine karar verilecekken mahkumiyet hükmü kurulması hatalıdır ve karar bozulmuştur. Kararda geçen kanun maddeleri, Türk Medeni Kanunu'nun 166/3 maddesi ve 5510 sayılı Kanun'un 56. maddesi olarak belirtilmiştir.
23. Ceza Dairesi         2015/17677 E.  ,  2015/7158 K.

    "İçtihat Metni"

    Tebliğname No : 15 - 2013/288432
    MAHKEMESİ : İskenderun 2. Ağır Ceza Mahkemesi
    TARİHİ : 29/03/2013
    NUMARASI : 2012/81 (E) ve 2013/75 (K)
    SUÇ : Kamu kurumu zararına dolandırıcılık

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    15/09/1994 tarihinde mahkeme kararıyla eşinden resmen boşanan sanığın, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşamayı sürdürmesine rağmen, 04/05/1994 tarihinde vefat eden babasından dolayı hak sahibi sıfatıyla ölüm aylığı almak suretiyle haksız şekilde menfaat temin ettiği ve bu yolla katılan Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı"nı dolandırdığı iddia edilen olayda;
    Hukuken geçerliliği hususunda tereddüt bulunmayan boşanma kararlarından sonra eski eşlerin bir arada yaşamasını yasaklayan kanuni bir düzenleme bulunmadığından; boşanmanın hileli davranış olarak kabul edilmesi mümkün değildir.
    Kaldı ki, Türk Medeni Kanunu"nun 166/3 maddesinde, evliliğin en az bir yıl sürmesi ve eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde, evlilik birliğinin temelinden sarsılmış sayılacağı; hakimin, tarafların iradelerini serbestçe açıkladıklarına kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması halinde de boşanmaya hükmolunacağı vurgulanmaktadır. Olaya bu açıdan bakıldığında zikredilen maddeye göre açılan boşanma davalarında yasa, boşanma gerekçesinin doğruluğunu araştırma hususunda boşanma kararını verecek hakime araştırma yetkisi vermediğinden, maaş almak amacı ile yapılan boşanmalar dahi hileli davranış olarak vasıflandırılamaz.

    Üstelik 5510 sayılı Kanun"un 56. maddesi ile bu durumu tespit edilen kimselerin gelir ve aylığının kesileceği ve ödenmiş tutarların geri alınacağı hükme bağlanırken, bu hususta cezai müeyyide getirilmemiş olması anlaşmazlığın hukuki ihtilaf niteliğinde kaldığını göstermektedir.
    Bu açıklamalar, kanuni düzenlemeler ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 26.11.2013 tarih ve 2012/15-1363 esas 2013/533 karar sayılı ilamı çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde; suçun yasal unsurları oluşmadığından sanığın beraatına karar verilmesi gerekir iken yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 25/11/2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.



    B


    Hemen Ara