Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2021/2229 Esas 2021/5166 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/2229
Karar No: 2021/5166
Karar Tarihi: 05.10.2021

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2021/2229 Esas 2021/5166 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2021/2229 E.  ,  2021/5166 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : YARGILAMANIN İADESİ-TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında birleştirilerek görülen yargılamanın yenilenmesi, tapu iptali ve tescil, tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar birleştirilen davada davacılar vekili ve davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Asıl dava yargılamanın iadesi, birleştirilen dava yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteklerine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakanları ...oğlu ... adına tespit gören 672 parsel sayılı taşınmazı davalıların tapu kaydında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi davası açarak kendi mirasbırakanları ...oğlu...adına tescil ettirdiklerini ileri sürerek, yargılamanın yenilenmesini, birleştirilen davada da tescilin yolsuz olduğunu ileri sürerek, imar uygulaması sonucu oluşan 727 ada 6 ve 8 parsel, 756 ada 1, 759 ada 5 ile 757 ada 3 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılar, tapu kaydında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi davası sonucunda doğru karar verildiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, isteğin bağımsız bir dava ile görülebileceği gerekçesiyle yargılamanın yenilenmesi isteğinin reddine dair karar Yargıtay 14. Hukuk Dairesince "... kayıt maliki ...oğlu ...’un mirasçısı olduğunu ispat eden kişiler, kendilerine veya mirasbırakanlarına karşı hile yapıldığı iddiasıyla yargılamanın yenilenmesi yoluyla hükmün iptalini talep edebilir. Bu kişilerin, önceki davanın tarafı olmaları koşuluna bakılmaz. Yargılamanın iadesi suretiyle hükmün iptalini sağlayabilecek kimselerin ayrıca tapu iptali ve tescil davası açmaları da gerekmez. Mahkemece yapılması gereken iş, davacılardan ...oğlu ..."un murisleri olup olmadığına dair delillerini sormak, bu durum kanıtlanırsa çekişmenin esasını inceleyerek bir hüküm kurmak olmalıdır. Değinilen yön gözardı edilerek davanın yazılı olduğu şekilde reddi doğru olmadığından karar bozulmalıdır..." gerekçesiyle bozulmuş, Mahkemece, bozma ilamına uyularak ./..
yapılan yargılama sonucunda, davacıların mirasbırakanı ...oğlu ..."un yaşadığı ve kadastro tespitinin doğru yapıldığı gerekçesiyle asıl davanın kabulüne, veraset ilamındaki payları oranında tapu kayıtlarının iptali ile davacılar adına tesciline, asıl dava kabul edildiği için birleştirilen davayı açmakta davacıların hukuki yararı kalmadığı gerekçesiyle de birleştirilen davanın reddine dair karar Dairemizce “…Somut olayda, davalıların açmış oldukları mahkemenin 2006/45 Esas 2009/11 Karar sayılı dosyası ile mirasbırakanın tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesini istedikleri, davanın kabulüne karar verilerek kararın kesinleştiği, davacıların bu davaya karşı yargılamanın yenilenmesini istedikleri anlaşılmaktadır. Bu durumda taraflar arasında mülkiyet ihtilafı söz konusu olup yargılamanın iadesi isteminin kabulüyle tapu kaydında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi davasının esastan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir. Birleştirilen davaya yönelik temyiz itirazına gelince; yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istekli davada, tüm ...oğlu ... ve ...oğlu...mirasçılarının davada yer almasının sağlanmadığı, usulüne uygun taraf teşkili yapılmadan sonuca gidildiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, mirasbırakan ...oğlu ... ve mirasbırakan ...oğlu ...,un bütün mirasçılarının davada yer almasının sağlanması, usulüne uygun taraf teşkili sağlandıktan sonra toplanan deliller değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir.”gerekçesiyle bozulmuş, Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, asıl davada yargılamanın yenilenmesi isteminin kabulü ile, 2006/45 Esas 2009/11 Karar sayılı davanın esastan reddine, birleştirilen davanın hukuki yarar yokluğu gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.
1- Hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca işlem yapılarak asıl dava yönünden yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Asıl davada davalıların tüm temyiz itirazlarının reddiyle asıl dava yönünden hükmün ONANMASINA,
2- Davacıların birleştirilen davaya yönelik temyiz itirazına gelince; birleştirilen dava yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup, tapu kaydının illetini oluşturan Alanya 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/45 Esas 2009/11 Karar sayılı tapu kaydı tashihine ilişkin davanın, asıl davada yargılamanın iadesi kabul edilerek reddine karar verildiğinden ve dosyadaki diğer delillerden; gerçek kayıt maliklerinin davacıların murisi ...oğlu ... olduğu anlaşılmasına göre, mevcut olan...kaydı yolsuz tescil niteliğindedir. Yargılamanın iadesi suretiyle verilen hükümle tapudaki tescil kaydı düzeltilemeyeceğinden, birleştirilen davada, davacıların dava açmakta hukuki yararları bulunduğunda hiçbir tereddüt bulunmamaktadır.
Öte yandan, 492 sayılı Harçlar Kanunu"nun 16. maddesinde "Değer ölçüsüne göre harca tabi işlemlerde (1) sayılı tarifede yazılı değerler esastır. Müdahalenin men"i tescil ve tapu kayıt iptali gibi gayrimenkulün aynına taalluk eden davalarda gayrimenkulün değeri nazara alınır. Gayrimenkulün aynına taalluk eden davalarda ecrimisil ve tazminat gibi taleplerde de bulunulduğu takdirde harç, gayrimenkulün değeri ile talep olunan tazminat ve ecrimisil tutarı üzerinden alınır. Değer tayini mümkün olan hallerde dava dilekçelerinde değer gösterilmesi mecburidir. Gösterilmemişse davacıya tespit ettirilir. Tespitten kaçınma halinde, dava dilekçesi muameleye konmaz. Noksan tespit edilen değerler hakkında 30 uncu madde hükmü uygulanır." hükmü yer almaktadır.
Ayrıca Harçlar Kanunu harç alınmasını veya tamamlanmasını yanların isteklerine bırakmamış; değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re"sen) gözetilmesi gerektiğini hükme bağlamıştır. 492 sayılı Harçlar Kanunu"nun 32.maddesinde yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılmayacağı vurgulanmıştır. Aynı Yasa"nın 30. maddesinde ise; "Muhakeme sırasında tespit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o celse için muhakemeye devam olunur, takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 409. maddesinde (HMK 150) gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulması, noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır."" Hükümleri düzenlenmiştir. Anılan düzenlemelere göre, keşif yapılarak gayrimenkulün değeri üzerinden nispi harcın tamamlanması yasal zorunluluktur.
Somut olayda, Mahkemece keşif yapılmasına rağmen, 492 sayılı Harçlar Kanunu"nun 30. ve 32. maddeleri uyarınca, dava konusu taşınmazların dava tarihindeki değeri ve davacıların mirasbırakanının payı gözetilerek, karşılık değer üzerinden harcın tamamlattırılması, harcın tamamlanması halinde birleştirilen davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
Birleştirilen dosya davacılarının bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz eden davacıya geri verilmesine, temyiz karar harcı peşin yatırıldığından davalılardan harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.10.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.














Hemen Ara