Ceza Genel Kurulu 2014/263 E. , 2015/343 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : ... Sulh Ceza
Muhafaza görevini kötüye kullanmak suçundan sanığın beraatına ilişkin, ... Sulh Ceza Mahkemesince verilen ... gün ve ... sayılı hükmün, katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 9. Ceza Dairesince ... gün ve ... sayı ile;
"02.10.2009 tarihli haciz tutanağı ile kendisine teslim edilen malların halen taşındığı işyerinde olduğunu iddia eden sanığın savunmasının doğruluğunun saptanması bakımından, malların mevcut olup olmadığı, teslim edilen mallar üzerinde teslim amacı dışında tasarrufta bulunulup bulunulmadığı araştırılıp belirlendikten sonra hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik soruşturma sonucu beraatine karar verilmesi" isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
... Sulh Ceza Mahkemesi ise ... gün ve ... sayı ile;
"CMK"nun 225/1. maddesi, hükmün iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve fail hakkında verileceğini düzenlemiştir. Buna göre; yargılama ancak iddianamedeki fiille sınırlı olarak yapılacaktır. İddianamede yediemin olarak teslim edilen mahcuz malları, icra dairesine teslim etmesi konusunda usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen sanığın suça konu malları icra dairesine teslim etmeyip muhafaza görevini kötüye kullandığı belirtilmiş ve eylem bu şekilde tavsif edilmiştir. ...
Muhafaza görevini kötüye kullanma suçunun failinin, yediemin olarak teslim edilen hacizli malları aynen muhafaza ve yetkili merci tarafından istenildiğinde iade ile yükümlü bulunduğu, yediemin olarak teslim edilen malların tebligata rağmen götürülmemesinin teslim amacı dışında tasarrufta bulunma sayılamayacağı, iddianamede sanığın teslim edilen mallar üzerinde satma, yok etme, kaybetme gibi teslim amacı dışında tasarrufta bulunduğunun iddia edilmediği, dolayısıyla sanığa yüklenen suçun yasal unsurlarının oluşmadığı" gerekçesiyle ilk hükmünde direnerek sanığın beraatına karar vermiştir.
Direnme hükmünün de katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ... tarih, 130025 sayı ve "bozma" istekli tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve çözülmesi gereken uyuşmazlık; muhafaza görevini kötüye kullanmak suçundan sanık hakkında eksik araştırmayla hüküm kurulup kurulmadığının tespitine ilişkin ise de, öncelikle aleyhe bozma kararına karşı sanığın beyanı alınmadan direnme hükmü kurulmasının savunma hakkının kısıtlanması niteliğinde olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamından;
Borçlu ..."in sanığın yanında çalıştığı, borcundan dolayı işyeri adresini vermiş olması nedeniyle sanığın sahibi bulunduğu işyerinde haciz işlemi yapılarak suça konu malların yedi emin olarak sanığa teslim edildiği,
Sanığın, haczedilen malların borçluya değil kendisine ait olduğu iddiasıyla açtığı istihkak davasının mahkemesince reddedildiği,
Kendisine teslim edilen malları satış için icra müdürlüğünde hazır etmesi gerektiğine ilişkin tebligatın, sanığın iş yerini taşıdığı ve yeni adresinin de bilinmediği gerekçesiyle iade edildiği, mernis adresine çıkarılan tebligatın ise, adreste bulunmadığından mahalle muhtarına yapıldığı, tebligata rağmen söz konusu malların icra müdürlüğünde hazır edilmediği, herhangi bir bildirimde de bulunulmadığı,
Sanığın; kendisine teslim edilen malları işyerini taşıması üzerine depoda muhafaza ettiğini, bu durumu şikâyetçi vekiline bildirdiğini, tebligatın kendisine yapılmaması nedeniyle olaydan haberdar olmadığını, istediğinde malları şikâyetçiye teslim edebileceğini, suç kastının bulunmadığını savunduğu,
Özel Dairece; haczedilip sanığa teslim edilen malların mevcut olup olmadığı, teslim edilen mallar üzerinde teslim amacı dışında bir tasarrufta bulunup bulunmadığı araştırıldıktan sonra hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik soruşturma sonucu beraatine karar verilmesi isabetsizliğinden hükmün bozulduğu,
Yerel mahkemece bozmadan sonra sanığa ve müdafiine duruşma gün ve saatini bildirir bozma ilamı ekli davetiye tebliğ edildiği, ancak sanığın tebligata rağmen duruşmaya gelmemesi üzerine müdafiinin dinlenilmesi ile yetinilip, sanıktan aleyhine olan bozmaya karşı diyecekleri sorulmadan önceki hükümde direnilmesine karar verildiği,
Anlaşılmaktadır.
1412 sayılı CMUK"nun 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 326/2. maddesi gereğince hükmün aleyhe bozulması halinde, davaya yeniden bakacak olan mahkemece sanıktan bozmaya karşı diyeceğinin sorulması zorunlu olup, bu hususta müdafiin dinlenilmesi ile de yetinilemeyecektir. Aynı kurala 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 307/2. maddesinde de yer verilmiştir. Bu hükümler uyarınca sanığa, bozma ilamında belirtilen ve aleyhine sonuç doğurabilecek olan hususlarda beyanda bulunma, kendisini savunma ve bozmaya karşı delillerini ileri sürebilme imkânı tanınmalıdır. Anılan düzenlemeler "savunma hakkının sınırlandırılamayacağı" ilkesine dayandığından, uyulmasında zorunluluk bulunan emredici kurallardandır.
Yukarıda belirtilen zorunluluk beraat hükümlerinde direnilmesi halinde de geçerlidir. Zira Yargıtay Ceza Genel Kurulunca yapılacak inceleme sonucunda Özel Dairenin aleyhe bozması isabetli bulunup, yerel mahkemenin beraat kararının bozulması mümkündür. 1412 sayılı CMUK"nun 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 326. maddesi uyarınca ısrar üzerine Ceza Genel Kuruluca verilen karara uyma mecburiyeti bulunmaktadır. Bu durum karşısında sanıktan aleyhe bozmaya karşı diyecekleri sorulmadan beraat hükmünde direnilebileceğinin kabulü savunma hakkının kısıtlanması neticesini doğuracaktır. Savunma hakkı ise, sanığın vazgeçilemez ve en önemli haklarından olup, bu hakkın sınırlanması 1412 sayılı CMUK"nun 308/8. maddesi uyarınca mutlak bozma nedenidir. Nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulunun tereddütsüz uygulamaları da ısrar edilen ilk hüküm beraat dahi olsa sanıktan aleyhe olan bozmaya karşı diyecekleri sorulmadan direnme kararı verilemeyeceği yönündedir.
Uyuşmazlık konusu bu açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde;
Yerel mahkemece aleyhe olan bozmadan sonra sanığa ve müdafiine duruşma gün ve saatini bildirir bozma kararı ekli davetiye tebliğ edilmesi, sanığın tebligata rağmen duruşmaya gelmemesi üzerine müdafiinin dinlenilmesi ile yetinilip sanıktan aleyhine olan bozmaya karşı diyecekleri sorulmadan önceki hükümde direnilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
Bu itibarla, yerel mahkeme direnme hükmünün, aleyhe olan bozmaya karşı sanığın savunması alınmadan yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması isabetsizliğinden, sair yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- ... Sulh Ceza Mahkemesinin ... gün ve ... sayılı direnme kararının aleyhe olan bozmaya karşı sanığın savunması alınmadan yargılamaya devam edilip hüküm kurulması isabetsizliğinden, sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 27.10.2015 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.