Esas No: 2015/3820
Karar No: 2015/6782
Karar Tarihi: 17.11.2015
Dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/3820 Esas 2015/6782 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Tebliğname No : 15 - 2012/54259
MAHKEMESİ : Aydın 1. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 05/10/2011
NUMARASI : 2011/160 (E) ve 2011/813 (K)
SUÇ : Dolandırıcılık
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık mimar olmadığı halde, kendini mimar olarak tanıtıp, piyasada güven sağladıktan sonra, sözleşme düzenleyip katılan M. C.den 210.000 TL ve katılan Osman"dan 265.000 TL alarak, işleri bitirmeden kaçtığı, dolandırıcılık suçunu işlediği iddia ve kabul olunan olayda;
Sanığın kendini mimar olarak tanıtıp, sözleşme gereği villaları yaptığı, sadece bir takım imalat eksikliğinin bulunduğunun tespit edilmesi karşısında, sanığın münhasıran kendini mimar olarak tanıtmasının dolandırıcılık kastıyla hareket ettiğini göstermediği, mimar olmadığı halde kendini mimar olarak tanıtmasının esasen ilgili mevzuat gereğince de ayrıca müeyyidelendirilmesinin mümkün bulunduğu, katılanlar vekilinin verdiği şikayet dilekçelerinde, tarafların yaptıkları sözleşmeye göre malzeme bedeli ve işçilik ücretleri sanığa ait iken, sanığın piyasadan almış olduğu inşaat malzemelerini faturasız şekilde alması ve malzeme alımı yaptığı esnaflardan bedelinin katılanlar tarafından ödenecekmiş gibi işlem yapılmasını istemesinin de hukuki ihtilaf mahiyetinde tarafların hukuk mahkemesinde ileri sürebileceği uyuşmazlık niteliğinde olduğu, dolayısıyla sanığın hukuki durumunun buna göre tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17/11/2015 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.
Karşılaştırıldı. G/A
KARŞI OY :
Sanık Z.. A.. olay tarihinde müştekiler ile bina yapıp teslim etme amacıyla yaptığı sözleşmeler sırasında kendisini mimar olarak tanıtmıştır. Müştekilerden M.. T.. ile yaptığı 24/11/2009 tarihli sözleşmenin altına ismini mimar Z.. A.. olarak yazıp imzalamıştır. Ayrıca dosyadaki müşteki ve tanık beyanlarına göre de kendisini mimar olarak tanıtmıştır. İlgili meslek odalarıyla yapılan yazışmalar sonucunda sanığın mimar olmadığı anlaşılmıştır.
Mimar olmayan sanığın müştekilerle sözleşme yaparken mimar olduğuna dair beyanda bulunup müşteki C.T. ile sözleşme yaparken mimar Z.. A.. adını yazarak imzaladığı kendisini mimar olarak tanıttığı mimar olarak inşaat işini yaptığın söyleyerek katılanları mimar olarak inandırmak suretiyle yanıltarak hile kullandığı, kullanılan bu hileli davranışla müştekilerin kendisiyle inşaat sözleşmesi yapmasını sağladığı, daha sonra dışarından satın aldığı inşaat malzemelerinin ücretini sözleşme gereğince kendisinin ödemesi gerektiği halde müştekilerin ödeyeceğini söyleyerek parasını ödemediği yapıp teslim edeceğini beyan ettiği inşaatları da tamamlamadan eksik bıraktığı bu şekilde müştekilerin zarara uğratarak dolandırıcılık suçunu işlediği dosyadaki sözleşme suretleri, müşteki şikayetleri, tanık beyanları, meslek odaları yazışma evrakları gibi tüm delillerden anlaşıldığından;
Sanığın dolandırıcılık suçundan mahkumiyetine ilişkin Aydın Birinci Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/161 E, 2011/813 K nolu ve 05/10/2011 tarihli kararının ONANMASINA karar verilmesi gerektiği kanaatinde olduğundan kararın bozulmasına ilişkin karara muhalefet ediyorum. 17/11/2015