Esas No: 2015/12943
Karar No: 2015/6706
Karar Tarihi: 17.11.2015
Nitelikli dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/12943 Esas 2015/6706 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Tebliğname No : 15 - 2013/178959
MAHKEMESİ : Bandırma Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 01/03/2013
NUMARASI : 2011/78 (E) ve 2013/59 (K)
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Olay tarihinde sanık V.. T.."un rahatsızlanarak .............. Devlet Hastanesi Acil Servisine kaldırıldığı, sanık Veli"nin eşi olan sanık E.. T.."un, abisi olan sanık M.. K.. adına düzenlenmiş olan sağlık karnesini kayıt işlemi için verdiği, sanık V.. T.."un tedavisi tamamlandıktan sonra hastaneden çıkış yaptığı sırada karnenin sanık Veli"ye ait olmadığının tespit edildiği, bu suretle sanıkların kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık suçunu işledikleri iddia olunan somut olayda;
1- H.. H.. vekilinin temyiz talebine ilişkin olarak yapılan incelemede;
Nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediği iddia olunan sanıklara yüklenen suçtan doğrudan doğruya zarar görmeyen şikâyetçi Sağlık Bakanlığının kamu davasına katılma hakkı bulunmadığı ve usulsüz verilmesinden dolayı hukuken geçersiz olan katılma kararının hükmü temyiz etme yetkisi vermeyeceğinden temyiz isteminin 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
2- Suçtan doğrudan, doğruya zarar görme ihtimali bulunan SGK"nın kamu davasına katılma hakkı bulunduğundan SGK’nın CMK’nın 237/2. Maddesi gereğince davaya katılmasına ve SGK vekilinin temyiz talebine ilişkin olarak yapılan incelemede;
Sağlık Bakanlığı’nın 11.05.2000 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Acil Sağlık Hizmetleri Yönetmeliği’nin 37. maddesi; “yataklı tedavi kuruluşları, acil sağlık hizmetlerinin bedelini hizmet sundukları kişinin ödeme imkânları çerçevesinde tahsil ederler.”,
2008/13 sayılı Başbakanlık Genelgesi’nin;
Birinci maddesi; “acil sağlık hizmeti vermekle yükümlü bulunan sağlık kuruluşları, acil vakaları hastanın sağlık güvencesi olup olmadığına veya ödeme gücü bulunup bulunmadığına bakmaksızın kabul edecek ve gerekli tıbbi müdahaleyi kayıtsız-şartsız ve gecikmeksizin yapacaktır. Hiçbir sağlık kuruluşu acil olarak gelen hastalara yeterli personeli veya donanımı olmadığı, ilgili birimi veya boş yatağı bulunmadığı, hastanın sağlık güvencesi olmadığı ve benzeri sebepler ile gerekli acil tıbbi müdahaleyi yapmaktan kaçınmayacaktır.” ,
Dokuzuncu maddesi; “herhangi bir sağlık güvencesi olmayan vatandaşlardan ödeme gücü bulunmayanların acil sağlık hizmeti bedelleri kendilerinden talep edilmeyecektir. Bunlardan kamuya ait sağlık kuruluşlarından ve ayakta teşhis ve tedavi yapan özel sağlık kuruluşlarından acil sağlık hizmeti alanların hizmet bedelleri 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu hükümleri çerçevesinde sağlık kuruluşunun bulunduğu yer sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakfından talep edilecektir. Bu konuda gerekli tedbirler ilgili vakıf başkanlıklarınca alınacaktır. Özel hastanelerden acil sağlık hizmeti alanların hizmet bedelleri ise talep edilmesi halinde 2219 sayılı Hususi Hastaneler Kanunu"nun 32"nci, 5393 sayılı Belediye Kanunu"nun 38"inci ve 60"ıncı, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu"nun 18"inci maddeleri gereğince sağlık kuruluşunun bulunduğu yerin belediyesince ödenecektir. Bu amaçla belediyelerce bütçelerine yeterli ödenek konulacaktır.” şeklinde hükümler içermektedir.
Bu mevzuat çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde, suçun yasal unsurlarının oluşmadığına yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılanlar vekillerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 17/11/2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.