Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2017/5512 Esas 2019/123 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/5512
Karar No: 2019/123
Karar Tarihi: 15.01.2019

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2017/5512 Esas 2019/123 Karar Sayılı İlamı

19. Hukuk Dairesi         2017/5512 E.  ,  2019/123 K.

    "İçtihat Metni"


    Taraflar arasındaki asıl itirazın iptali ve asıl davada karşı dava olarak maddi ve manevi tazminat davaları ile ve birleşen maddi tazminat davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, karşı dava ile birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı-karşı davacı-birleşen dosya davacısı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı-karşı davalı ve birleşen dosya davalıları vek. Av. ... ile davalı-karşı davacı ve birleşen dosya davacısı vek. Av. ..."un gelmiş olmakla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - KARAR -

    Asıl davada davacı vekili, cari hesaba dayalı 37.595,50 Euro alacağın tahsili için başlattığı icra takibinin davalının itirazın üzerine durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve %40"dan az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Asıl davada davalı vekili, davacı şirketin taraflar arasındaki tek satıcılık sözleşmesini ihlal ederek Türkiye"de doğrudan satış yapılmasına yönelik davalının oluşturduğu müşteri portföyü ile görüşmeler yaptığını, bu durumdan haberdar olan davalı şirket yetkilisinin davacı şirket yetkilisi ile görüşmek için gittiğinde diğer sözleşme ortağı NTIC"nin Türk pazarına daha fazla satış yapmak için anlaşmaya aykırı bazı haksızlar yaptıklarını kabul ederek davaya konu fatura bedellerini talep etmeyeceklerini beyan ederek davalı şirketi ibra ettiklerini savunarak asıl davanın reddini istemiş, karşı dava olarak da; taraflar arasındaki 12/02/1998 tarihli Tek Yetkili Satıcılık sözleşmesinin davacı tarafından ihlal edildiğinden 10.000,00 TL mahrum kalınan kar ve 20.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

    Birleşen davada davacı ... Müm. Paz. Org. Ltd. Şti. vekili, davacı ile davalılar arasında 12/02/1998 tarihli tek satıcılık sözleşmesi imzalandığını, sözleşme uyarınca davacı davalılara ait ürün için Türkiye"de tanıtım pazarlama faaliyetleri ile ürünün tanınır olmasını sağladığını, sözleşme ayakta iken davalıların sözleşmeyi ihlal ettiğini ve bu nedenle davacının zarara uğradığını, bu nedenlerle şimdilik 40.000,00 TL portföy tazminatı, 30.000,00 TL yoksun kalınan kar ve 30.000,00 TL BK 110. maddesi uyarınca doğan tazminatın davalılardan ihlalin doğduğu 25/06/2002 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Birleşen davada davalılar ... ve ... İnternational Corporation vekili, sözleşmede davacıyı haklı kılacak bir düzenleme bulunmadığını, davanın hukuki dayanağı olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    Asıl davada Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulüne, itirazın kısmen iptali ile takibin 34.811,50 Euro asıl alacak üzerinden devamı ile icra inkar tazminatına, karşı dava yönünden ise maddi tazminat isteğinin 1.600,98TL üzerinden kısmen kabulüne, fazlaya dair istek ile manevi tazminat talebinin reddine yönelik olarak verilen karar, davalı-karşı davacı ... Müm. Paz. Org. Ltd. Şti. vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 14/12/2010 tarihli ve 2010/6890-2010/14228 E.-K. sayılı kararıyla "HUMK’nun 275.maddesine göre “mahkeme, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir.” hükmü gereğince bilirkişilere başvurulmalıdır. Nitekim mahkemece bu madde gereğince 30.01.2006 havale tarihli asıl rapor alınmıştır. Bu rapora davalı vekilinin gerekçelerini de belirterek, itiraz etmesi üzerine 14.7.2007, 5.3.2008 ve 20.10.2008 havale tarihli üç ek rapor alınmıştır. Anılan bu raporlara da davalı vekili, itirazlarının karşılamadığı gerekçesiyle itiraz etmiştir. Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş konusunda uzman üç kişilik bilirkişi heyetinden davalı vekilinin itirazlarını da karşılar şekilde Yargıtay denetimine elverişli ve ayrıntılı yeni bir rapor alınarak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken aynı bilirkişilerden ek raporlar alınarak yazılı şekilde ve hatalı gerekçelerle karar verilmesi doğru görülmemiştir." gerekçesiyle bozulmuştur.
    Birleşen davada Mahkemece davanın reddine yönelik olarak verilen kararın birleşen davacı ... Müm. Paz. Org. Ltd. Şti. vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 11/09/2014 tarihli ve 2013/16905-2014/13316 E.-K. sayılı kararı ile "Dosya içeriğinden taraflar arasında aynı ticari ilişkiden kaynaklanan ve ...Asliye Ticaret Mahkemesinin 2004/425 Esas sayılı dosyası ile görülen, halen derdest olan davaları bulunduğu sabittir. Nitekim mahkemece anılan bu derdest dosya karar gerekçesinde de tartışılmıştır. Hal böyle olunca mahkemece, dosyalardan verilecek kararların birbirini etkileyeceği gözetilerek anılan dava dosyasının sonucunun beklenilmemesi doğru olmadığı gibi her iki dava dosyasının birleştirilerek birlikte görülmesinin gerektiğinin düşünülmemesi de yanlıştır. " gerekçesiyle bozulmuştur.
    Birleşen davada mahkemece bozma ilamına uyularak dosyanın asıl dava ile birleştirilmesine karar verilerek dosya asıl dava dosyasına gönderilmiştir.
    Asıl davada bozmaya uyulduktan ve birleşen dosya da geldikten sonra mahkemece, yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, asıl davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile 34.811,50 TL yönünden takibin devamına ve icra inkar tazminatına, karşı dava ile birleşen davanın kanıtlanamadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş, hüküm asıl davada davalı-karşı davacı ve birleşen davada davacı vekili ... Müm. Paz. Org. Ltd. Şti. tarafından temyiz edilmiştir.
    Asıl dava ticari satımdan kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali, asıl davanın davalısı tarafından açılan karşılık dava sözleşmenin ihlali nedeniyle maddi ve manevi tazminatın tahsili, birleşen dava sözleşmenin haksız feshi nedeniyle portföy tazminatının tahsili talebine ilişkin olup, bozmadan önce yapılan ayrı yargılamalarda asıl davanın kısmen kabulüne, karşı dava yönünden maddi tazminatın kısmen kabulüne, manevi tazminatın reddine, birleşen davanın ise bağımsız görülmesi sonucu reddine dair verilen kararlar asıl davada davalı, karşı davada davacı ve birleşen davada davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 14/12/2010 tarihli kararı ile asıl davada verilen hüküm davalı-karşı davacı yararına, Dairemizin 11/09/2014 tarihli kararı ile de sonradan birleşen davada verilen hüküm ise davalarda verilecek kararların birbirini etkileyeceği gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiş, bozmadan sonra yapılan yargılamada henüz davalar birleştirilmeden asıl davada bozmaya uyulmak suretiyle yeniden oluşturulan bilirkişi kurulundan alınan rapora dayanılarak birleşmeden sonra herhangi bir bilirkişi incelemesi yapılmadan asıl davada itirazın iptali davasının kısmen kabulüne, karşı davada ise maddi tazminat yönünden usuli kazanılmış hakka dikkat edilmeden hem maddi hem de manevi tazminat talebinin reddine, birleşen davanın da reddine karar verilmiştir. Bu karar yine asıl davalı -karşı davacı tarafından ve birleşen davada da davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalı-karşı davacı-birleşen davacı vekilinin aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan sair temyiz nedenlerinin reddi gerekmiştir.
    2- Mahkemece hem asıl hem de birleşen davalarda bozmaya uyulduğu halde öncelikle daha önce ayrı görülen dava bozma gereği asıl dava ile birleştikten sonra tarafların delilleri sorulup alınacak raporda değerlendirilmek suretiyle karar verilmesi gerekirken aksi uygulama ile karar verilmesi doğru olmamıştır.
    3-Asıl davada davalı karşı davacı lehine verilen maddi tazminat yönünden davacının temyizi olmadığı ve dolayısıyla hüküm altına alınan maddi tazminat yönünden davalı-karşı davacı yararına usuli kazanılmış hak doğduğunun gözetilmemesi doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı-karşı davacı-birleşen dosya davacısı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı-karşı davacı-birleşen davacı yararına takdir edilen 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacı-karşı davalı-birleşen dosya davalılarından alınarak davalı-karşı davacı-birleşen dosya davacısına ödenmesine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalı-karşı davacı-birleşen dosya davacısına iadesine, 15/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Hemen Ara