Bankanın araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık - resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/3649 Esas 2015/6452 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/3649
Karar No: 2015/6452
Karar Tarihi: 11.11.2015

Bankanın araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık - resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/3649 Esas 2015/6452 Karar Sayılı İlamı

23. Ceza Dairesi         2015/3649 E.  ,  2015/6452 K.

    "İçtihat Metni"

    Tebliğname No : 11 - 2012/156436
    MAHKEMESİ : Konya 3. Ağır Ceza Mahkemesi
    TARİHİ : 02/02/2012
    NUMARASI : 2011/223 (E) ve 2012/40 (K)
    SUÇ : Bankanın araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü.
    Sanık A.. Ö..’ın, çekte keşideci olarak yer alan ............ Ltd. Şti."de bir süre çalıştığı, şirket adına çek keşide etmeye müdür olan şikayetçi S.. K.."nın yetkili olduğu, şikayetçinin oğlu İ.. K.."nın bu hususta yetkili olmadığını bilmesine rağmen, sanığın davaya konu Türkiye İş Bankası ......... Şubesine ait 15/12/2006 keşide tarihli, Konya keşide yerli, 2029735 seri nolu, 3.500 TL bedelli çeki babası yerine keşide eden İbrahim"den ücret alacağına mahsuben aldığını savunduğu, böylece sanık A.. Ö.."ın olay tarihinde çocuk yaşta olan İbrahim"in keşide etmesi dolayısıyla sahte olduğunu bildiği çeki alarak araç alım-satımında kullandığı ve şikayetçi O.. Ü.."e ciro ettiği iddia ve kabul olunan olayda, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine,
    Ancak ;
    1-Sanığın aşamalarda ve temyiz dilekçesinde, davaya konu çeki şikayetçinin bilgi ve talimatı doğrultusunda şikayetçinin oğlu olan İbrahim tarafından düzenlenerek dokuz ay çalışma nedeniyle ücret alacağına mahsuben kendisine verildiğini savunduğu, şikayetçinin hazırlık beyanlarında çek koçanını kasada saklaması dolayısıyla sanığın çalma ihtimalinin olmadığını, oğlunun yaşının küçük olması dolayısıyla çeki vermiş olabileceğini ancak oğlunun kendisine çeki vermediğini söylediğini ifade ettiği, mahkemece, tanık İbrahim"e yargılama sırasında ulaşılamadığı gerekçesiyle hazırlık beyanlarıyla yetinilmesine karar verildiği, bilirkişi incelemesinde de sanık, şikayetçi ve tanık İbrahim"in yazı örnekleri alınmaksızın imza incelemesi ile yetinilmesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer verilmeyecek şekilde açığa çıkarılabilmesi ve suçun unsurları itibariyle oluşup

    oluşmadığının tespiti amacıyla, sanığın keşideci şirkete ait işyerinde çalışıp çalışmadığı, çalışmışsa ücret alacağının bulunup bulunmadığının araştırılması, İ.. K.."nın olaya ilişkin beyanlarının alınarak, sanığın savunmasındaki iddiasının açıkça sorulması ve şikayetçi olan babası ile kendisinin hazırlık beyanları arasındaki çelişkinin giderilmesi, suça konu çekin keşide edildiği tarih öncesinde de suça konu olayda olduğu şekilde şirket adına keşide edilen çeklerdeki keşideci imzalarının somut olaya benzer şekilde atılıp atılmadıkları, herhangi birinin borcuna ve imzasına itiraz olunup olunmadığı ile bu şekilde tanzim edilen çekler tespit olunduğu takdirde kim tarafından hangi hesaptan ödendiğinin araştırılması, sanık, şikayetçi ve tanık İbrahim"in çekin keşide edildiği tarihe en yakın tarihlerdeki tatbike uygun imzalarının yer aldığı belgelerin getirtilip, mukayeseye uygun imza ve yazı örneklerinin de alınarak Adli Tıp Kurumundan rapor alınması suretiyle sanığın suç kastının olup olmadığının belirlenmesi, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi,
    2- Kabule göre de; adli sicil kaydına esas, Karşıyaka 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2003/673 E., 2004/183 K. sayılı, 2 yıl hapis cezasına ilişkin mahkumiyet kararının 24.03.2004 olan kesinleşme tarihine göre tekerrüre esas mahkumiyeti bulunan sanık hakkında TCK"nın 58. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesi uyarınca aleyhe değiştirmeme ilkesi gözetilerek 5275 sayılı Kanun"un 108/2. maddesi gereğince mükerrir olan sanığın kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 11.11.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.




    Hemen Ara