Esas No: 2020/4755
Karar No: 2020/5704
Karar Tarihi: 07.12.2020
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/4755 Esas 2020/5704 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Ardahan 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nce verilen 31.05.2016 tarih ve 2011/413 E. - 2016/573 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesinin davalı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için mahalline gönderilen dosyanın eksikliklerin giderilmesinden sonra gönderildiği anlaşılmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı şirketin davalı şirketten olan fatura alacağının tahsili amacıyla aleyhine başlatmış oldukları icra takibine itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davalının dava konusu fatura borcunun ilk ödemesini Türkiye Finans Bankası ... Şubesi’ne ait 18.09.2010 tarihli 50.000,00 TL bedelli çek ile yaptığını, yine Ziraat Bankası ... Şubesi"ne ait 85.000,00 TL bedelli ...adına açıklama bölümünde davalı şirketin akaryakıt bedeli olarak belirtilen hesaptan hesaba havale banka dekontu ile ikinci ödemeyi yaptıklarını, bu paranın davalı şirketin ortaklaşa çalıştığı Doğu-Batı Proje Danışmanlık şirketinin hesabından aktarıldığını, açıklama bölümüne özellikle neye ilişkin ödeme yapıldığının yazıldığını, 24.10.2011 tarihinde 25.000,00 TL PTT aracılığıyla... adına gönderildiğini ve son ödemenin yapıldığını, davacı şirkete toplam 160.000,00 TL ödeme yaparak borcun ödendiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacı ve davalı şirketlerinin ticari defterlerinin kapanış onayları bulunmadığından sahibi aleyhine delil niteliğinde kabul edildiği, davacının icra takibine konu ettiği alacağa konu olan 118.783,84 TL tutarındaki toplam 9 faturasından 16.10.2010 tarih ve 46301 nolu 1.398,60 TL tutarlı faturasının davalı kayıtlarında yer olmadığı, 118.783,84-1.398,60 = 117.385,24 TL miktarın ödendiğinin ispatı yükümlülüğünün davalıda olduğu, 18.09.2010 keşide tarihli 50.000,00 TL tutarlı çekin davacıya verildiği ve bankasından ödendiğine dair davalı kaydında bir işleme rastlanmadığı ve başkaca ödemenin yapıldığına dair bir delilin sunulmadığı, davalı kayıtlarında yer alan, ödeme belgesinde "Artuklu Uluslararası İnş. Ltd. Şti. akaryatı bedeli" açıklaması bulunun ve dava dışı Doğu Batı Proje Danışmanlık firmasına gönderilen 85.000,00 TL ödenmesi hususunda ise, davacı adına 85.000,00 TL ödeme yapıldığı hususunda davalı şirket ve dava dışı Doğu-Batı Ltd. Şti. kayıtlarında bir işleme rastlanılmadığı, parayı gönderenin resmi kayıtlarında yer almamış olması davalı kayıtlarında yer almamış olmasına göre dava konusu ile ilişkisi ispat edilemediği, davalı defter kaydında yer olan PTT aracılığıyla... hesabına akaryakıt bedeli açıklaması ile gönderilen 25.000,00 TL"nin ise, gönderilen kişinin davacı şirket ortağı olması başkaca bir alacak ilişkisine dayandığı hususunda tarafların sunmuş oldukları kayıtlar ve dosya kapsamındaki deliller ile kanıtlanamadığı, icra takibinde talep edilen 118.783,84 TL"den (1.398,60+25.000,000) 26.398,60 TL"nin düşülmesi ile davacı alacağının 92.385,24 TL olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava faturalara dayalı takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı ödeme savunmasında bulunmuştur. Bu durumda ispat yükü kural olarak davalıya geçmiş ise de, davacının cevaba cevap dilekçesinde ve yine şirket yetkilisi tarafından ayrıntılı bilgi içeren 15.12.2014 havale tarihli dilekçede bir kısım ödemelerin faturalara mahsuben yapıldığını kabul ettiği ve başka hukuki ilişkiden kaynaklanan ödemeler olduğunu belirttiği ve dilekçe ekinde sunduğu faturalardan birisinin dava konusu fatura olduğu görülmektedir. Nitekim davalı da bilirkişi raporuna itirazında bu hususlara değinmiş ancak mahkemece alınan 13.04.2016 tarihli ek raporda itirazların yeterince karşılanmadığı ve eksik incelemeye dayalı rapora istinaden hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece davalının hükme esas alınan rapora ilişkin itirazları da karşılanmak ve yukarıda bahsi geçen hususlar incelenip değerlendirilmek üzere yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınıp varılacak uygun sonuç çerçevesinde hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 07.12.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.