Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2018/2608 Esas 2020/653 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/2608
Karar No: 2020/653

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2018/2608 Esas 2020/653 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

İzmir 7. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açılan bir dava kapsamında, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemiyle başvurulmuş, yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabul edilmesine karar verilmiştir. Davalı tarafın duruşmalı istinaf istemine karşı reddedilmesini ve davacı ve davalıların istinaf isteklerinin sınırlandırılmasını içeren İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi kararı Yargıtay tarafından duruşmalı olarak incelenmiştir. Dosyanın görüşülmesi sonucunda, istinaf incelemesi yapılıp karar verilmiş ve usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- HMK 356. madde
- HMK 353/1-b-1 maddesi
- HMK 370/1. madde
- HMK 302/5 ve 373. madde
- TBK 74. madde
4. Hukuk Dairesi         2018/2608 E.  ,  2020/653 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : İzmir 7. Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVALILAR : 1-... 2-... vekili Avukat ...

    Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 08/07/2010 gününde verilen dilekçe ile trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen 20/03/2017 günlü karara karşı davalı tarafın duruşmalı, davacı tarafın katılma yoluyla istinaf başvurusu üzerine yapılan incelemede; davalılar vekilinin duruşmalı istinaf isteminin 6100 sayılı HMK"nun 356. maddesi gereğince reddine, davacı vekilinin katılma yoluyla ve davalılar vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden istinaf istemlerinin 6100 sayılı HMK"nun 353/1-b-1 bendi gereğince ayrı ayrı esastan reddine dair verilen 29/09/2017 günlü İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi kararının Yargıtayda duruşmalı olarak incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 18/02/2020 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine duruşmalı temyiz eden davalı asıller ... ve ... ile karşı taraftan davacı asıl ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hâkimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kâğıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve HMK 355. maddesindeki kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp karar verilmiş ve verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiş olmasına göre yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün HMK 370/1. maddesi gereğince ONANMASINA, HMK 302/5 ve 373. maddeleri uyarınca dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine ve aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 18/02/2020 gününde kesin olarak oy çokluğuyla karar verildi.

    (M)

    HARÇ
    11.522,00 TL. OH.
    1.733,50 TL. PH.
    9.788,50 TL.TGH.

    KARŞI OY YAZISI

    Dava haksız fiil nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.
    Olay tarihinde, davacının idaresindeki motosiklet ile davalılardan Sabiha"ya ait diğer davalı ..."ın idaresindeki araç çarpışmış ve davacı bacağından ağır şekilde yaralanarak %49 oranında malül kalmıştır.
    Olayla ilgili yapılan ceza soruşturmasında ilk olarak İzmir 2. Sulh Ceza Mahkemesince alınan 25/03/2010 tarihli kusur raporunda davacının asli kusurlu olduğu davalının tali kusurlu olduğu belirtilmiştir. İkinci olarak yine ceza mahkemesince alınan Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesince düzenlenen 19/10/2010 tarihli raporda davacının asli kusurlu, davalının tali kusurlu olduğu belirtilmiştir. Ceza Mahkemesi bu kusur raporunun esas olarak davalı ..."ın mahkumiyetine karar vermiş ve bu karar Yargıtay 12. Ceza Dairesinin incelemesinden geçerek onanarak kesinleşmiştir.
    Davacı tarafın açtığı iş bu tazminat davasında Asliye Hukuk Mahkemesince makine mühendisi bilirşiden alınan 04/07/2011 raporda davacı %25 oranında tali kusurlu, davalı ise %75 oranında asli kusurlu olarak gösterilmiştir. Yine...öğretim üyelerinden alınan 02/01/2012 tarihli kusur raporunda, davacı %25 oranında tali kusurlu, davalı ise %75 oranında asli kusurlu olarak gösterilmiştir.
    Mahkemece son rapor hükme esas alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    TBK"nın 74. maddesine göre Hakim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı konusunda karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hakimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. Aynı şekilde, ceza hakiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da hukuk hakimini bağlamaz. Fakat ceza hakiminin olgu tespitine ilişkin kararı hukuk hakimi yönünden de bağlayıcıdır.
    Somut olayda, İzmir 2. Sulh Ceza Mahkemesinde alınan rapora göre davalı ... tali kusurlu olarak kabul edilmiş iken, Asliye Hukuk Mahkemesinde hükme esas alınan raporda asli kusurlu olarak kabul edilmiştir.
    Her ne kadar Hukuk hakimi, Ceza hakiminin belirlediği kusur oranı ile bağlı değil ise de, Sulh Ceza Mahkemesince alınan rapor adli makamlara bilirkişilik yapan konusunda uzman bilirkişilerce düzenlenen bir rapordur. Söz konusu rapor ceza mahkemesinin denetiminde geçmiş ve mahkumiyet kararına esas alınmıştır. Asliye Hukuk Mahkemesince son olarak İTÜ öğretim üyerinden alınan 02/01/2012 tarihli raporda ise kusur oranları birbirinden çok farklı gösterilmiştir. Ceza Mahkemesindeki hükme esas alınan raporda davacı asli kusurlu iken, Hukuk Mahkemesindeki hükme esas alınan raporda ise davacı tali kusurlu kabul edilmiştir. Her iki rapor arasında çelişki bulunduğundan öncelikle bu çelişkinin giderilmesi için bir üst kurulda rapor alınması ve sonucuna göre hüküm kurulması zorunludur. Bu nedenle eksik incelemeye dayalı olarak hüküm kurulmasının yasaya aykırı olduğu düşüncesiyle değerli çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.18/02/2020






    Hemen Ara