Esas No: 2015/3271
Karar No: 2015/6182
Karar Tarihi: 05.11.2015
Özel belgede sahtecilik - dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/3271 Esas 2015/6182 Karar Sayılı İlamı
23. Ceza Dairesi 2015/3271 E. , 2015/6182 K.
"İçtihat Metni"
Tebliğname No : 15 - 2012/40883
MAHKEMESİ : İstanbul 49. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 13/10/2011
NUMARASI : 2011/173 (E) ve 2011/1354 (K)
SUÇ : 01/10/2007
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık Ö.. K..’nın suç tarihinde şekerleme ve çikolata üretimi üzerine faaliyet gösteren K.. G.. isimli şirkette perakende satış şefi olarak görev yaptığı, katılanın ise belli bir prim karşılığında bu şirketin mallarını piyasaya satan ve “tüccar plasiyer” olarak adlandırılan görevi yerine getirdiği, suç tarihinden önce katılanla görüşen sanığın .................. isimli bir firmanın K.. G..’dan mal siparişinde bulunduğunu, bu firmanın uluslararası taşımacılık yapan gemilere yüklü miktarda mal tedarik ettiğini söylediği ve katılandan bu firmaya yapılacak olan satış işlemine aracılık etmesini istediği, sanığın amacının bu şekilde yapılacak alışveriş neticesinde katılanın hak edeceği yaklaşık 9.000 TL’lik pirimin bir kısmını almak olduğu, katılanın sanık tarafından yapılan bu teklifi kabul ettiği ve 01/10/2007 tarihinde siparişe konu 50.000 TL değerindeki malı K.. G.. A.Ş.’nin................. Caddesinde bulunan deposundan alarak .................... isimli firmanın ................ İlçesinde bulunan deposuna teslim ettiği, ancak katılanın söz konusu ürünün bedelini ............. isimli firmanın .............’ta bulunan merkezinden alınacağını düşündüğünden teslimat sırasında teslim edilen ürünün bedelini firma yetkililerinden almadığı, bunun üzerine sanığın .................. isimli firmanın yetkilileri ile irtibata geçtiği, adı geçen firma yetkililerin ödemeyi 10/10/2007 tarihinde yapacaklarına dair ödeme onay belgesini sanığın görev yaptığı şirkete faksladığı, sanığın bu belgenin onaylayan kısmına katılanın kimlik, adres ve hesap bilgilerini yazarak söz konusu belgeyi katılan yerine ve katılanın imzasını da taklit ederek imzaladığı, ancak attığı imzanın yanına “yandaki imza tarafımca atılmıştır” şeklinde şerh düştüğü, bilahare ................ isimli firma yetkililerin satın aldıkları ürün bedelini ödemeden ortadan kayboldukları, bu şekilde hileli hareketlerle katılanı kandıran ve onun zarara uğramasına sebebiyet veren sanığın üzerine atılı “özel belgede sahtecilik” ve “dolandırıcılık” suçlarını işlediğinin iddia edildiği somut olayda;
Sanık hakkında özel belgede sahtecilik suçundan verilen açıklanması geri bırakılan hükme karşı sanık tarafından süresinde itiraz edildiği, itiraz mercii tarafından sanığın itirazının reddine karar verilmesi nedeni ile işbu kararın kesinleştiği anlaşılmakla; sanık hakkında sadece dolandırıcılık suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüne yönelik olarak yapılan inceleme neticesinde;
Anayasamızın 141 ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 34, 230 ve 232. maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının karşıoy da dahil olmak üzere gerekçeli olarak yazılmasının zorunlu olduğu, buna göre başlık, sorun, gerekçe ve sonuç (hüküm) bölümlerinden oluşması gereken kararın “başlık” bölümünde, hükmü veren mahkemenin adının, mahkeme başkanının ve üyelerinin veya hakimin, Cumhuriyet savcısının ve zabıt katibinin, katılanın, mağdurun, vekilinin, kanuni temsilcisinin ve müdafiinin adı ve soyadlarının, sanığın açık kimlik bilgilerinin, beraat kararı dışında suçun işlendiği yer, tarih ve zaman diliminin, sanığın gözaltında veya tutuklu kaldığı tarih ve süre ile halen tutuklu olup olmadığının, "sorun" bölümünde, iddia ve savunmada ileri sürülen görüşlerin, "gerekçe" kısmında ise mevcut deliller tartışılıp değerlendirildikten sonra, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin belirlenip, delillerle sonuç arasındaki bağ üzerinde durularak, niçin bu sonuca ulaşıldığı anlatılmak suretiyle hukuki nitelendirmeye ve sonuç bölümünde açıklanan uygulamaların dayanaklarına yer verilmesinin gerektiği, kararın "sonuç (hüküm)" kısmında ise 5271 sayılı CMK’nun 230 ve 232. maddeleri uyarınca aynı kanunun 223. maddesine göre verilen kararın ne olduğunun, 5237 sayılı TCK’nun 61. ve 62. maddelerinde belirlenen sıra ve esaslara göre uygulanan kanun maddeleri ve hükmolunan ceza miktarının, yine aynı kanunun 53 ve devamı maddelerine göre, cezaya mahkûmiyet yerine veya cezanın yanı sıra uygulanacak güvenlik tedbirlerinin, cezanın ertelenmesine, hapis cezasının adli para cezasına veya tedbirlerden birine çevrilmesine veya ek güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına veya bu hususlara ilişkin taleplerin kabul veya reddine ait dayanaklar ile kanun yollarına başvurma ve tazminat talep etme imkanının bulunup bulunmadığının, kanun yoluna başvurma mümkün ise kanun yolunun ne olduğu, şekli, süresi ve merciinin tereddüte yer vermeyecek biçimde ortaya konulmasının gerektiği gözetilmeden yukarıda belirtilen yasa maddelerine aykırı olacak ve Yargıtay’ın gerekçe üzerinde tutarlılık denetimini yapabilme imkanını da ortadan kaldıracak şekilde tamamen gerekçesiz olarak hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 05/11/2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.