Esas No: 2019/5374
Karar No: 2020/2914
Karar Tarihi: 29.06.2020
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2019/5374 Esas 2020/2914 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
K A R A R
A)Davacı istemi;
Davacı vekili; davacının 04/08/2003 ile 2011 yılı Ağustos ayına kadar olan çalışma süresince prime esas kazancın tespitini talep etmiştir.
B)Davalı Cevabı; Davalı Kurum vekili, cevap dilekçesinde özetle, davacının dava konusu dönemde aylık ve yıllık kazanç tutarlarının kuruma eksik bildirildiğini iddia etmiş ise de kurum kayıtlarında bildirilen kazanç miktarı üzerinden işlem yapıldığını, kurum işlemlerinin hukuka uygun olduğunu, bu tip davalarda kurumun davalı sıfatının bulunmadığını, feri müdahil konumunda olması gerektiğini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı işveren vekili, cevap dilekçesinde özetle, davacının davalı şirkette 24/12/2003 tarihinde çalışmaya başladığını, bu çalışmasının 2013 yılı sonuna kadar sürdüğünü, davacı ile yapılan iş sözleşmesinde asgari ücret üzerinden anlaşma yapıldığını, davacıya 2011 yılına kadar asgari ücretten ödeme yapıldığı iddiasının doğru olmadığını, 2004, 2005, 2006 ve 2007 yıllarında davacıya asgari ücret üzerinden ödeme yapıldığını, 2008 yılında 770,00 TL, 2009 yılında 800,00 TL, 2010 yılında 850,00 TL, 2011 yılında brüt 1.306,00 TL ücret ödendiğini, bu durumun davacının beyanlarının doğru olmadığını gösterdiğini, işyerinde 2007 yılında teftiş ve inceleme yapıldığını, teftiş sonucu düzenlenen tutanakta işyerinde hiçbir eksiklik bulunmadığının tespit edildiğini, tutanak altında çalışanların ve davacının imzasının da bulunduğunu, 2011 yılında yapılan teftişin veya teftiş sonucu tespit edilen eksikliğin prim ödemeleri ile ilgili olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
C)İlk derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı;
İlk Derece Mahkemesince, davacının iddiasını ispatlayamadığı kanaatine varıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu ; Davacı vekili, bilirkişi raporunda ve hükümde dinlenilen tanıkların beyanlarının dikkate alınmadığını, tanıkların asgari ücretin bankaya yatırıldığını, geri kalanın elden ödendiğini ifade ettiklerini, müfettiş raporu ile de bu durumun sabit olduğunu ve bu sebepten işyerine ... uygulandığını, kararın hatalı ve haksız olduğunu belirterek verilen kararın istinaf incelemesi ile bozulmasını talep etmiştir.
D)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı;
Bölge Adliye Mahkemesince, Mahkeme gerekçeli kararının davacı vekilinin bizzat kendisine 01.06.2018 tarihinde tebliğ edildiği, süre tutum dilekçesi sunulmadığı, gerekçeli istinaf dilekçesinin 26.06.2018 tarihinde yasal iki haftalık süre geçirildikten sonra sunulduğu gerekçesiyle başvurunun süre yönünden reddine karar verilmiştir.
E)Temyiz;
Davacı vekili; gerekçeli kararın 01.06.2018 tarihinde tebliğ olduğunu, 2018 yılının Haziran ayında 14-17 günlerini kapsayan Ramazan Bayramının resmi tatil olduğunu, HMK’nın 93.maddesinde “Resmi tatil günleri, süreye dahildir. Sürenin son gününün resmi tatil gününe rastlaması halinde, süre, tatili takip eden ilk iş günü çalışma saati sonunda biter.” hükmü bulunduğunu, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine 18.06.2018 tarihinde yapmış olduğu başvurunun yasal süresi içerisinde işleme konulduğunu, 18.06.2018 tarihinde dosyanın istinaf başvurusu için gerekli harçlar yatırıldığını ve dosya işleme konulmak suretiyle başvuru yapıldığını beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.
F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;Dava, 04.08.2003 ile 2011 yılı Ağustos ayı arasında prime esas kazancın tespitine ilişkindir. Somut olayda gerekçeli kararın, davacı vekiline bizzat 01.06.2018 tarihinde tebliğ edildiği, istinaf başvuru dilekçesinin ise 26.06.2018 tarihinde verildiği anlaşıldığından, süresi içerisinde istinaf talebi bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun süre yönünden reddine karar verilmiş, red kararı davacı vekilince temyiz edilmiştir. İstinaf süresinin son gününün 15.06.2018 tarihine, Ramazan bayramına denk geldiği, istinaf başvuru süresinin 18.06.2018 tarihine uzadığı sabittir. Davacı vekilinin, kararın bozulması amacıyla, süresinde yani 18.06.2018 tarihinde gider avansı, istinaf kanun yoluna başvurma harcını ve istinaf karar harcını yatırdığı anlaşılmakla, istinaf başvurusu süresinde olup, Bölge Adliye Mahkemesince, davacı vekilinin istinaf başvurusunun süre yönünden reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.
Davacı vekilinin istinaf başvurusuna karşı Bölge Adliye Mahkemesince istinaf incelemesi yapılması gerekirken başvurunun süresinde olmadığından usulden reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesinin kararının ortadan kaldırılması gerekmiştir. O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.G)SONUÇ:Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı (BOZULMASINA), dosyanın istinaf incelemesi yapılmak üzere Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 29.06.2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.