Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2017/17 Esas 2017/204 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Hukuk Bölümü
Esas No: 2017/17
Karar No: 2017/204

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2017/17 Esas 2017/204 Karar Sayılı İlamı

                    T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO       : 2017 / 17

            KARAR NO  : 2017 / 204

            KARAR TR   : 10.4.2017

ÖZET : Davalı Şirkette çalışırken Kurumun özelleştirilmesi nedeniyle kamu kurumuna nakledilen davacının, maaş nakil bildiriminin ilgili mevzuata uygun düzenlenmemesi nedeniyle uğradığı parasal kaybın giderilmesi istemiyle açtığı davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

                                                          

 

K  A  R  A  R

 

Davacı          : B. To.

Vekilleri        : Av.Ö. Ş., Av.İ.Y.Ş.,  Av.K.F.

Davalı           : Türk Telekomünikasyon A.Ş.

Vekili            : Av. M.A. P.

 

O L A Y        : Davalı Şirkette görev yapmakta iken, 406 sayılı Yasanın Ek-29. maddesi ile 4046 sayılı Yasanın 22. maddesine göre adı 18.6.2010 tarihinde Devlet Personel Başkanlığına bildirilen davacı 29.9.2010 tarihinde, Yenimahalle Devlet Hastanesi Başhekimliği emrine atanmıştır.

Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesi ile davalı Türk Telekomünikasyon A.Ş. de çalışmaya başladığı 22 Mart 2006 tarihinden, ayrıldığı 18.06.2010 tarihine kadar geçen sürede kamu görevlilerinin almakta olduğu maaşlarına uygulanmış olup da, müvekkilinin ücretine yansıtılmamış olan her türlü maaş artışı ve ek ödemelerin ay ay hesap edilerek gecikme faiziyle birlikte davalıdan alınarak müvekkile ödenmesine,  bu istemlerinin fazlaya dair tüm hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00.TL olarak nazara alınmasına; müvekkilinin, davalı Türk Telekomünikasyon A.Ş. tarafından Personel Daire Başkanlığına nakli bildirilirken hesapladığı nakil ücretinin tam olarak hesaplanmasına ve maaş nakil ilmühaberinin düzeltilmesine karar verilmesi istemiyle 6.4.2011 tarihinde adli yargı yerinde dava açmıştır.

ANKARA 4.İŞ MAHKEMESİ: 11.3.2013 gün ve E:2011/547, K:2013/338 sayı ile,  “(…)Taraflar arasındaki uyuşmazlık 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Ek II. cetvelinde yer alan ve özelleştirme sonucu hissesi devredilen davalı kurumda TİP 2 sözleşmesi ile nakle tabi olarak çalışan davacının, davalının özelleştirmeden önce tabi olduğu ve özelleştirme ile bazı hükümleri değişen 406 sayılı Kanunun Ek. 29. maddesi kapsamındaki düzenleme ve sözleşmedeki hüküm nedeni ile 375 sayılı KHK’nın Ek 3 maddesi ve 399 sayılı KHK.’un Ek II. cetvelinde yer alan kurumlarda çalışan sözleşmeli personele yapılan artışlardan yararlanıp yararlanmayacağı, nakledilirken bu artışların yer aldığı ücreti gösteren nakil maaş ilmühaberinin buna göre düzenlenmesi gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

Normatif dayanağı 406 sayılı Konunun Ek. 29. maddesi, 375 sayılı KHK.’un Ek 3. maddesi, 399 sayılı KHK.’un Ek. II cetveli ve bu kanun hükmünde kararnamelere dayanılarak çıkarılan 2006/1 sayılı tebliğ yanında taraflar arasındaki sözleşme hükümleridir.

Dosya içeriğine göre gerek yasal düzenleme ve gerekse sözleşmedeki hükümler dikkate alındığında, davalı kurumda özelleştirme öncesi kapsam dışı olarak çalışan ve 399 sayılı KHK hükümlerine tabi olarak ücreti belirlenen davacının özelleştirme sonrası çalıştıktan sonra nakledildiği tarihe kadar kamuda aynı statüde çalışanlar için getirilen özlük haklarından yararlandırılarak, nakil edildiklerinde haklarının korunması amaçlanmıştır. Kısaca davacı kapsam dışı olarak kamuda çalışmış gibi sayılmaktadır.

Özelleştirmeden önce statü hukuku hükümlerine tabi davacı niteliğindeki personel, özelleştirme sonrası belirli bir süreliğine davalı ile özel hukuk hükümlerine tabi olarak iş sözleşmesi kapsamında çalıştırılmakta, nakledildiğinde tekrar statü hukuku kapsamına girmektedir. Davacının iş sözleşmesi ile çalıştığı dönemde, davalı şirkete davacının ücreti konusunda “artış oranının, kamudaki memur maaş artış oranında” olacağı yönünde yükümlülük getirildiği gibi, 406 sayılı Yasa hükümleri uyarınca davalı şirkete, hak sahibi personeli Devlet Personel Başkanlığına bildirmesi, bildirim ile beraber personelin nakledileceği kamu kurumunda yararlanacağı parasal haklara esas olmak üzere memur maaş nakil ilmühaberi düzenlenmesi, personelin ilişiğinin kesilmesi gibi işlemler yaptırıldığı görülmektedir. Bu işlemler idare hukuku alanında hukuki sonuçlar doğurduğu ve ilgili personelin nakledilecekleri kurumdaki statülerini, özlük ve parasal haklarım belirlediği, söz konusu işlemlerin kamu personeli hakkında ve idare hukuku alanında tesis edilmiş birer idari işlem niteliğinde oldukları açıktır. İdari işlemlerle ilgili uyuşmazlığın ise adli yargı yerinde değil, idari yargı yerinde çözümlenmesi gerekir. Gerekçesi ile yargı yolunun caiz olmadığına ilişkin hüküm kurulmuştur. (Emsal Yargıtay 9. Hukuk D.nin 01.10.2012 gün ve 2012/27071 Esas, 2012/32336-Karar sayılı ilamı)

Yargı yolunun caiz olmaması sebebiyle idari yargı yerinin görevli olduğuna dair verilen karar HMK 331/2. Maddesinde düzenlenen görevsizlik kararından mahiyet ve sonuç itibariyle farklılık arz etmemektedir. Adli yargı ile idari yargı yerleri arasındaki görev uyuşmazlığının isminin yargı yolu uyuşmazlığı olması sonucu değiştirmeyecektir. Son tahlilde bu durum bir görev sorunudur. Diğer yandan somut uyuşmazlık ile ilgili bugüne kadar adli ve idari yargı yerlerince hatta Uyuşmazlık Mahkemesince görevli mahkemenin belirlenmesi konusunda değişik kararlar verilmiştir. Yargı birimlerinin içtihat farklılığından kaynaklanan hukuki sonuçtan davacı tarafın sorumlu tutulması adil ve hukuki olmayacaktır. Belirtilen gerekçelerle davalı lehine vekalet ücreti ve yargılama gideri takdir edilmemiş HMK 331/2 maddesi uyarınca görevli idari yargı yerince hükmedilmesine karar verilmiştir.

HÜKÜM:

Yargı yolunun caiz olmaması sebebiyle HMK 114/1-b ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine(…)” karar vermiş, temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 22.Hukuk Dairesince, 3.6.2013 gün ve E:2013/15049, K:2013/13407 sayı ile onanan karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

ANKARA 9.İDARE MAHKEMESİ: 1.11.2016 gün ve E:2015/365 sayı ile, “(…)406 sayılı Kanunun değişik 1. Maddesinin 7. Fıkrasında "Türk Telekom bu kanun ve özel kanun hükümlerine tabi bir anonim şirkettir. Bu kanun hükümleri saklı kalmak kaydı ile kamu iktisadi teşebbüsleri de dahil sermayesinin yarısından fazlası kamuya ait olan kamu kurum, kuruluş ve ortaklarına uygulanan mevzuat Türk Telekoma uygulanmaz" hükmüne yer verilmiştir.

Ayrıca 01/07/2005 tarihinde yapılan ihale sonucunda 2005/9146 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı doğrultusunda şirketin %55 orandaki hissesi satılarak 14.11.2005 tarihinde Oger firmasına devredildiği, şirketin kurumsal niteliğinin ortadan kalktığı, iptali istenen işlemin tesis edildiği ve davanın açıldığı tarihte davalı mevkiinde kamu kuruluşu niteliği taşımayan Türk Telekomünikasyon A.Ş. olması karşısında idari yargı kapsamında açılmış bir idari dava bulunduğundan söz etmenin mümkün olmadığı, uyuşmazlığın özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu anlaşılmaktadır

Dosyanın incelenmesinden: Telekom Genel Müdürlüğünde şef mühendis olarak çalışmakta iken, kurumun özelleştirilmesi sonrasında 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanunun 22. Maddesinde düzenlenen, nakle tabi personelin Personel Daire Başkanlığına bildirimine kadar olan sürede kamu personelinin maaşına yapılacak her türlü zam ve artışlardan faydalanacağı hükmü gereğince, ödenmeyen denge tazminatının ödenmesi talebiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada, Ankara 4. İş Mahkemesi"nin 11/03/2013 tarihli ve 2011/547 E.,  2013/338 K. sayılı kararıyla görevsizlik kararı verildiği, anılan kararın 03/06/2013 tarihinde kesinleşmesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmakta ise de, davacının isteminin çözümünde adli yargının görevli olduğu, ödenmeyen denge tazminatının ödenmesi talebiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle; 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 19. Maddesinin "Adli, idari, askeri yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler." hükmü uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için iş bu dava dosyası ile birlikte Ankara 4. İş Mahkemesi"nin E:2011/547 esas sayılı dava dosyası örneklerinin Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine, dosya incelemesinin bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye kadar ertelenmesine…” karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Suna TÜRE, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Birgül KURT, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ın katılımlarıyla yapılan 10.4.2017 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının onaylı örneğinin Mahkemece, ekinde UYAP üzerinden temin edilen adli yargı dosyasının bir örneği ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davalı şirkette görev yapmakta iken, 406 sayılı Yasa"nın Ek-29. maddesi ile 4046 sayılı Yasa"nın 22. maddesine göre adı Devlet Personel Başkanlığına bildirilen, sonrasında Kamu Kurumu emrine atanan davacının, iş sözleşmesi ile davalı Kuruluşta çalışmaya başladığı tarihten, ayrıldığı tarihe kadar geçen sürede kamu görevlilerinin almakta olduğu maaşlarına uygulandığı halde kendi ücretine yansıtılmamış olan her türlü maaş artışı ve ek ödemelerin tazmini, bu istemlerinin fazlaya dair tüm hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00.TL olarak nazara alınması ayrıca, davalı Kuruluş tarafından Personel Daire Başkanlığına nakli bildirilirken hesapladığı nakil ücretinin tam olarak hesaplanması ve maaş nakil ilmühaberinin düzeltilmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

Telekomünikasyon şebekeleri üzerinden sunulan ulusal ve uluslararası ses iletimini ihtiva eden telefon hizmetlerini 31.12.2003 tarihine kadar “tekel” olarak yürütmekle görevli kılınan ve çoğunluk hisseleri kamuya ait bulunan Türk Telekomünikasyon A.Ş.’nin, tekel kapsamında kamu hizmeti yürüten, kuruluş yasasındaki son düzenlemeler ile kendine özgü statüye sahip olan ve sermayesindeki kamu payı %50’nin altına düşünceye kadar kamu kuruluşu niteliğini taşıyan bir kuruluş olduğu tartışmasızdır.

Ancak, özelleştirme kapsamında bulunan Türk Telekomünikasyon A.Ş.’deki tamamı Hazineye ait bulunan hisselerden % 55’i, 14.11.2005 tarihli Hisse Satış Sözleşmesi ile Oger Telekomünikasyon Anonim Şirketine satılmıştır.

Olayda, davalının hisse devir (14.11.2005) tarihinde davalı kuruluşta çalışmakta iken 406 sayılı Yasa"nın Ek-29. maddesi ile 4046 sayılı Yasa"nın 22. maddesine göre adı Devlet Personel Başkanlığına bildirilen ve sonrasında kamu kurumu emrine atanan davacının vekili tarafından; müvekkilinin iş sözleşmesi ile davalı Türk Telekomünikasyon A.Ş. de çalışmaya başladığı 22 Mart 2006 tarihinden, ayrıldığı 18.06.2010 tarihine kadar geçen sürede kamu görevlilerinin almakta olduğu maaşlarına uygulanmış olup da, müvekkilinin ücretine yansıtılmamış olan her türlü maaş artışı ve ek ödemelerin ay ay hesap edilerek gecikme faiziyle birlikte davalıdan alınarak müvekkile ödenmesine,  bu istemlerinin fazlaya dair tüm hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00.TL olarak nazara alınmasına; müvekkilinin, davalı Türk Telekomünikasyon A.Ş. tarafından Personel Daire Başkanlığına nakli bildirilirken hesapladığı nakil ücretinin tam olarak hesaplanmasına ve maaş nakil ilmühaberinin düzeltilmesine karar verilmesi istemiyle ilk olarak 6.4.2011 tarihinde dava açılmıştır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinin değişik 1 numaralı bendinde:

“a) (Değişik : 8.6.2000-4577/5 md.) İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları,

b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,

c) (Değişik: 18.12.1999-4492/6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar” idari dava türleri olarak sayılmış olup; kural olarak, idari yargıda ancak Devlete ve kamu tüzel kişilerine karşı açılan davalara bakılabilir.

Buna göre, dava açıldığı tarihte davalı mevkiinde kamu kuruluşu niteliği taşımayan Türk Telekomünikasyon A.Ş."nin olması karşısında, idari yargı yetkisi kapsamında açılmış bir idari dava bulunduğundan söz etmek olanaksız olduğundan; uyuşmazlığın, özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Belirtilen nedenlerle Ankara 9.İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile Ankara 4. İş Mahkemesinin 11.3.2013 gün ve E:2011/547, K:2013/338 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç      : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Ankara 9.İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, Ankara 4. İş Mahkemesinin 11.3.2013 gün ve E:2011/547, K:2013/338 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 10.4.2017 gününde Üye Birgül KURT’un KARŞI OYU ve OY ÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Nuri

NECİPOĞLU

 

 

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

 

Üye

Birgül

KURT

Üye

Suna

TÜRE

 

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

 

 

 

 

Üye

Yüksel

DOĞAN

 

Hemen Ara