Tehdit - hakaret - bedelsiz senedi kullanma - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/3441 Esas 2015/5856 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/3441
Karar No: 2015/5856

Tehdit - hakaret - bedelsiz senedi kullanma - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/3441 Esas 2015/5856 Karar Sayılı İlamı

23. Ceza Dairesi         2015/3441 E.  ,  2015/5856 K.

    "İçtihat Metni"

    Tebliğname No : 4 - 2011/284985
    MAHKEMESİ : Ankara 19. Asliye Ceza Mahkemesi
    TARİHİ : 18/07/2011
    NUMARASI : 2009/1501 (E) ve 2011/876 (K)
    SUÇ : Tehdit, hakaret, bedelsiz senedi kullanma

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Sanıklar R.. K.., M.. K.. ve A.. K.."ın katılan C.. B.."e vermiş oldukları borç mukabilinde alacaklısı R.. K.. borçlusu S.. V.. ve kefili C.. B.. olan 40.000 TL"lik senedi 2006 yılı başlarında düzenledikleri, fakat düzenleme ve ödeme tarihini boş bıraktıkları, katılan C.. B.."in haricen satın aldığı 06 NM 195 plakalı aracını borcunun bir kısmına karşılık olmak üzere sanık R.. K..’a devrini sağladığı halde sanıkların fikir ve eylem birliği içerisinde hareket etmek suretiyle senedi ciro ederek akrabalık bağları bulunan diğer sanık İhsan Karapınar aracılığı ile icra takibine koydukları, ayrıca sanık M.. K.."ın 2006 yılı Eylül ve Ekim aylarında katılan C.. B.."e "evde yatıyorsun yok dedirtiyorsun seni oyucaklar gel konuşalım yoksa kötü şeyler olacak ula g.t elbet gelecen dükkana seni oymak boynumun borcu olsun şerefsiz g.tünü temizle muayene edeyim git g.tünü sinkâf ettir para bul ib.e ne kadar şerefsiz insansız yavşak" şeklinde mesajlar çekerek katılana karşı tehdit ve hakaret içerikli ifadelerde bulunduğu, ayrıca sanık R.. K.."ın da katılan S.. V.."ı “görürsün sen çocuklarını düşün” şeklinde tehdit ettiği iddia ve kabul olunan olayda;


    1- Sanık M.. K.. hakkında katılan C.. B..’e yönelik hakaret ve tehdit suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerinin temyizen incelenmesinde;
    Sanığın eyleminin hakaret ve tehdit suçlarını oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
    Sanığın katılana karşı tehdit suçunu aynı suç işleme kararının icrası kapsamında ve değişik zamanlarda işlemiş olduğunun anlaşılması karşısında; hakkında TCK 43/1. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanmamış olması, karşı temyiz olmadığından bozma sebebi yapılmamıştır.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
    2- Sanık R.. K..’ın katılan S.. V..’a karşı tehdit; sanıklar M.. K.., A.. K.., R.. K.. ve İ.. K.. hakkında bedelsiz senedi kullanma suçundan verilen mahkumiyet kararlarının temyizen incelenmesinde;
    a- Sanık R.. K.. hakkında tehdit suçundan kurulan mahkumiyet hükmü bakımından;
    Sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    Sanık R.. K..’ın katılan S.. V..’ı tehdit etmiş olduğu iddiasına ilişkin olarak; sanığın aşamalardaki ifadelerinde atılı suçu kabul etmeyen ifadesi, soruşturma evresinde tanık olarak ifadesine başvurulan C.. B..’in katılan S.. V..’ın iddialarını teyit etmeyen ifadesi karşısında katılanın soyut nitelikli iddiasından başka sanığın cezalandırılmasına yeter nitelikte atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı deliller elde edilemediğinden beraat kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden dosya kapsamına uygun olmayan yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
    b- Sanıklar M.. K.., A.. K.., R.. K.. ve İ.. K.. hakkında bedelsiz senedi kullanma suçundan verilen mahkumiyet kararları bakımından;
    Sanık İ.. K..’ın ve sanıklar müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    Katılan C.. B..’in, borcunu ödediğine dair yazılı delil ibraz edememesi ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 24.03.1989 gün ve 1998/1 Esas, 1989/2 Karar sayılı içtihadında, senedin bedelsiz kaldığı ya da anlaşmaya aykırı olarak kullanıldığının yazılı delille ispatlanmasının zorunlu olduğunun gözetilmemiş olması,

    Kabule göre de;
    Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108 E.,2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde 240 gün olarak tayin edilmesi,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık İ.. K.. ve sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 02.11.2015 tarihinde 2/b bendi yönünden oyçokluğuyla diğer yönlerden oybirliği ile karar verildi.


    KARŞI OY


    Sayın çoğunluk ile aramızdaki ihtilafın konusu, sanıklara yüklenen bedelsiz kalmış senedi kullanma suçunun sübut bulup bulmadığına dairdir.
    Katılan Candan Birgiç"in, bir tanıdığı olan C.. K.."ya kredi çektirerek satın aldığı aracını uyuşmazlık konusu borcuna karşılık Sanık R.. K.."a teslim edip, devir ve tescilini de bu sanık adına intikal ettirmiş olması, tanık C.. K..nın da katılanın beyanını doğrulayarak; “söz konusu araç için kendisinin katılanın yerine kredi çektiğini, ancak kredileri katılanın ödediğini, bu nedenle aracın katılanın olduğunu, katılanın isteği üzerine aracın devrini R.. K.. isimli kişiye verdiğini” söylemiş olması nazara alındığında katılan, sadece tanık beyanı ile değil; noter kayıtları gibi yazılı ve resmi belgelerle de borcunu ödediğini kanıtlamıştır. Bu nedenle sayın çoğunluğun İBBGK"nın 1998/1 esas ve 1989/2 karar sayılı içtihadının gözetilmediği şeklindeki gerekçesi somut olaya uygun düşmemektedir.

    Sanık Ramazan, söz konusu aracı katılandan teslim aldığı halde bu hususu gizleyerek; sanki borçtan bağımsız normal bir alışveriş karşılığı tanık C.. K.."dan aldığını ifade etmiş ise de bu konudaki sözleri tanık ifadesi ile çürütülmüştür.
    Sanığın icra takibi için bizzat başvurmaktan çekinerek, muvazaalı olarak senedi devredip başkasına takip yaptırmış olması ve bu kişilerin de endişeye kapılıp tekrar geri temlikte bulunmaları sanığın kötü niyetli olduğunu zaten ortaya koymaktadır.
    Sonuç olarak katılan borcunu ödediğini noter işlemleri (yazılı belgeler) ve tanık beyanı ile kanıtlamıştır. Bu nedenle mahkumiyet kararının doğru olduğun düşündüğümden sayın çoğunluğun bozma kararına muhalifim .




    Hemen Ara