Esas No: 2015/3206
Karar No: 2015/5624
Karar Tarihi: 26.10.2015
Dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/3206 Esas 2015/5624 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkumiyet (...), Beraat (... ve ...)
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık ...’ün katılanın yetkilisi olduğu ... Şti adlı araç satım bayiine giderek kızı ...’e bir araç satın alıp hediye etmek istediğini ifade ettiği, Chevrolet Cruze marka bir aracı beğenerek alım konusunda anlaştığı, katılana yanında bulunan 10.000 TL’yi verebileceğini geriye kalan miktar içinse ... Bankasından kredi kullanacağını belirttiği, ancak araya hafta sonu girmesi nedeni ile krediyi gelecek hafta çekeceğini, hafta sonunda kızına sürpriz yapmak için arabayı giderken götürmek istediğini belirttiğini ve güven telkin etmek için ... Massey Fergusson traktörlerinin bayisi ... Ltd. Şti. yetkilisi ...’nu arayabileceğini ifade ettiği, katılanın sanık ... ile yapmış olduğu görüşme neticesinde sanık ...’nun sanıkla daha önce sorunsuz satış işlemi gerçekleştirmiş olduğu yönündeki beyanı üzerine aracı bedelinin bir kısmı sonra ödenmek kaydıyla 10.000 TL peşinatla sanık ...’e, kızı sanık ... adına çıkartılmış vekalete istinaden satarak teslim ettiği, sanık ...’in bahse konu aracı kısa süre içerisinde üçüncü bir kişiye satarak devrini sağladığı ve bu suretle sanıkların fikir ve eylem birliği içerisinde dolandırıcılık suçunu işledikleri iddia olunan olayda;
1- Sanık ... hakkında dolandırıcılık suçundan verilen beraat kararının temyizen incelenmesinde;
Sanık hakkında cezalandırılabilmesi için her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı deliller elde edilemediğinden verilen beraat kararında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
2- Sanık ... hakkında dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün temyizen incelenmesinde;
Sanığın eyleminin dolandırıcılık suçunu teşkil ettiğine yönelik yerel mahkeme kararında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin ve katılan vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanık hakkında dolandırıcılık suçundan mahkumiyet hükmü kurulurken belirlenen temel gün adli para cezasının, para cezasına çevrilmesi sırasında uygulanan kanun maddesi olan TCK"nın 52/2. maddesinin gösterilmeyerek 5271 sayılı CMK"nın 232/6. maddesine aykırılık oluşturulması ve ayrıca TCK’nın 53. maddesinin 3.fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan" yoksunluğun sanığın sadece kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekili ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun"un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasında yer alan “ BİR YIL ALTI AY HAPİS VE” ibaresinden sonra gelmek üzere “TCK 52/2 maddesi uyarınca” ibaresi eklenmek ve ayrıca TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkartılıp yerine, “TCK"nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 1. fıkranın (c) bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet veya kayyımlık yetkilerinin koşullu salıverilme tarihine, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına” ibaresinin eklenmek suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
3- Sanık ... hakkında dolandırıcılık suçundan verilen beraat kararının temyizen incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekili ve sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1136 sayılı Kanun"un 168. ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin 13. maddesinin 5. fıkrası uyarınca, beraat eden ve kendisini vekille temsil ettiren sanık lehine maktu avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Kanun"un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasına "sanığın kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre belirlenen 1.100 TL vekalet ücretinin hazineden alınarak sanığa verilmesi" fıkrasının eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 26.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.