Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2020/2756 Esas 2020/3009 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/2756
Karar No: 2020/3009

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2020/2756 Esas 2020/3009 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi         2020/2756 E.  ,  2020/3009 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 15/06/2020 gün ve 2020/988 E. - 2020/1840 K. sayılı ilâmıyla onanmasına karar verilmiş, süresi içinde davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Dava dilekçesinde, aboneliklerin yapılması ve demirbaş alımı için daire başına 299,00 TL toplanmasına karar verildiğini, yönetim tarafından kararlaştırılan avans bedelini ödemeyen ... aleyhine Ankara 22. İcra Müdürlüğünün 2013/7721 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak haksız itiraz edildiğini bu nedenle davalının yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin devamına karar verilmesi istenilmiştir.
    Mahkemece verilen 28.04.2016 tarih, 2015/195 Esas - 2016/164 Karar sayılı kısmen kabul kısmen ret kararı taraflarca temyiz edilmekle, Dairemizin 25.09.2018 gün ve 2017/3039 E. - 2018/5941 K. sayılı ilamı ile "davaya konu sitenin birden fazla parsel üzerinde kurulu olduğu ve Kat Mülkiyeti Kanununda değişiklik yapılmasına ilişkin 5711 sayılı Kanunun 22. maddesi ile Kat Mülkiyeti Kanununun 66. ve devamı maddelerinde düzenlenen Toplu Yapılara İlişkin Özel Hükümler uyarınca sitede henüz toplu yapı yönetimine geçilmediği anlaşılmaktadır. Bu nedenle uyuşmazlıkta kat mülkiyeti hükümlerinin değil, genel hükümlerin uygulanması gerekmektedir. Ancak Kat Mülkiyeti Kanununun 28. maddesinde yönetim planının bütün kat maliklerini bağlayan bir sözleşme hükmünde olduğu düzenlenmiştir. Yönetim planının 48 ve 49. maddesinde ödemede geciktiği günler için aylık %5 gecikme tazminatının ödenmesi gerektiği düzenlenerek ortak gider borcunu ödemeyen kat maliklerinin gecikme tazminatından sorumlu olduğu belirtilmiştir. Uyuşmazlığın çözümü için genel hükümlerin uygulanacak olması davalının sadece yasal faizden sorumlu tutulmasını gerektirmemektedir. Mahkemece anataşınmaza ait yönetim planının davalının maliki olduğu bağımsız bölümü kapsayıp kapsamadığı, ilgili yönetim planının davalı yahut bağımsız bölümün önceki malikleri tarafından bağlayıcılığı bulunup bulunmadığına ilişkin araştırma yapılarak yönetim planının davalı açısından uygulanabilir bulunması halinde öncelikle yönetim planı hükümlerine göre bir sonuca varılması gerekirken eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı olduğu şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmediğinden" hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, taleple bağlı kalınarak davanın kabulüne, davalının Ankara 22. İcra Müdürlüğünün 2013/7721 takip sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, 53.820,00 TL asıl alacak 18.402,02 TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 72.222,02 TL üzerinden takibin devamına, asıl alacak likit ve muayyen olduğundan asıl alacağın %20"si kadar icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dairemizin 15/06/2020 gün ve 2020/988 E.- 2020/1840 K. sayılı kararıyla “634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 20. maddesinin 1. fıkrası gereğince kat maliklerinden her biri anagayrimenkulün ortak giderler ve tesislerinin işletme giderlerine katılmakla yükümlü olup, dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlar ile yasal gerektirici nedenlere göre, bozma gereğinin yerine getirilerek, davalının sorumlu olduğu ortak gider miktarı belirlenerek mahkemece yazılı olduğu şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı” gerekçesi ile hükmün onanmasına karar verilmiştir.
    Davalı vekili, kararın düzeltilmesi isteminde bulunmuştur.
    Dava, ortak gider alacağının tahsiline yönelik takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.
    Dosyanın bu kez yapılan incelemesinde, davaya konu sitenin birden fazla parsel üzerinde kurulu olduğu ve Kat Mülkiyeti Kanununda değişiklik yapılmasına ilişkin 5711 sayılı Kanunun 22. maddesi ile Kat Mülkiyeti Kanununun 66. ve devamı maddelerinde düzenlenen Toplu Yapılara İlişkin Özel Hükümler uyarınca sitede henüz toplu yapı yönetimine geçilmediği anlaşılmaktadır. Bu nedenle uyuşmazlıkta kat mülkiyeti hükümlerinin değil, genel hükümlerin uygulanması gerekmektedir. Uyuşmazlığın çözümünde, 4721 sayılı TMK"nın müşterek/paylı mülkiyete ilişkin hükümleri uygulanmalıdır. 4721 sayılı TMK"nın 689/1 maddesindeki, “paydaşlar, kendi aralarında oybirliğiyle anlaşarak yararlanma, kullanma ve yönetime ilişkin konularda kanun hükümlerinden farklı bir düzenleme yapabilirler” düzenlemesi gereğince, anataşınmazın tapuya kayıtlı yönetim planı taraflar arasındaki anlaşmadır.
    Dosya içerisindeki yönetim planının 2. maddesinde, bu yönetim planında hüküm bulunmayan hallerde Kat Mülkiyeti Kanununun uygulanacağı düzenlenmiştir. Aynı yönetim planının geçici 3. maddesinde ise, ortak gider ve avansların adına tahsis yapılan alıcılar tarafından karşılanacağı, tahsilinin mümkün olmaması halinde alınacak aciz vesikasının ibraz edilmesi suretiyle davalıdan isteneceğinin düzenlendiği anlaşılmakla, uyuşmazlığın çözümünde öncelikle yönetim planı hükümlerinin uygulanması gerektiği açıktır. Davalı, dava konusu alacaklar yönünden bağımsız bölümlerin alıcılara tahsisinin yapıldığını ve aciz vesikası bulunmadığı gerekçesiyle yönetim planının geçici 3. maddesi gereğince borçtan sorumlu olmadıklarını iddia ettiğine göre, mahkemece yönetim planının geçici 3. maddesi yönünden inceleme yapılmalıdır.
    Bu itibarla mahkemece, dava konusu bağımsız bölümlerin iddia edilen tahsis belgeleri, aciz vesikaları ve bu hususta ilgili bilgi ve belgeler getirtilerek yapılacak inceleme ile oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmediğinden, kararın düzeltilmesi isteminin kabulü ile hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin kararın düzeltilmesi isteminin kabulü ile, Dairemizin 15/06/2020 gün ve 2020/988 E.- 2020/1840 K. sayılı onama kararının KALDIRILMASINA, Ankara 26. Asliye Hukuk Mahkemesinin 22/10/2019 tarih ve 2018/615 E.- 2019/547 K. sayılı kararının BOZULMASINA, karar düzeltme harcının istek halinde iadesine 16/09/2020 günü oy birliğiyle karar verildi.






    Hemen Ara