Dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/3302 Esas 2015/5602 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/3302
Karar No: 2015/5602
Karar Tarihi: 26.10.2015

Dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/3302 Esas 2015/5602 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanıklar, şikayetçinin eşine ait 1200 TL değerindeki bileziği aldıktan sonra, işe alacaklarını söz verdikleri halde geri dönmedi. Sanık daha sonra aynı suçu birden fazla kez işlediği için zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği belirtilse de, mahkeme tarafından gözetilmedi. Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun belirttiği gibi, Kanun koyucunun adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlaka adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamaktadır. Ancak, mahkeme tarafından yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeden adli para cezasının alt sınırın üzerinde tayin edilmesi bozmayı gerektirdiği ve hükmün bu sebepten dolayı düzeltilerek onanması gerektiği belirtilmiştir. Kararda TCK'nın 43/1. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği ifade edilmiştir.
23. Ceza Dairesi         2015/3302 E.  ,  2015/5602 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Dolandırıcılık
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Olay tarihinden önce sanıklar şikayeçinin ... Mermer isimli iş yerinde çalışmaları nedeniyle birbirlerini tanıdıkları, olay tarihinde sanık ..."ın şikayetçi ..."ye işe sokma vaadi ile sağlık raporu masrafı olarak 120 TL aldığı, daha sonra bir kahveye birlikte gittikleri, burada oturmaktayken kendisini ... olarak tanıtan temyiz dışı sanık ..."in geldiği ve şikayetçiye işe girmek için ehliyet gerekiyor, ehliyetin var mı diye sorması üzerine şikayetçinin olumsuz cevap verdiği, temyiz dışı sanık ..."in sana ehliyet alalım, 400 TL masraf gerekiyor dediği, şikayetçinin işe girme hevesi ile 1200 TL değerinde olan eşine ait bileziği getirip verdiği, bu şekilde sanığın dolandırıcılık suçunu işlediği iddia ve kabul olunan somut olayda, savunma, şikayetçi beyanları, tanık anlatımları ve tüm dosya kapsamına göre sanığın eyleminin dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna yönelik mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
    Sanığın, bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda şikayetçiye karşı aynı suçu birden fazla kez işlemesi nedeniyle TCK"nın 43/1. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine,
    Ancak ;
    Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108 E., 2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi Kanun koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde 150 gün olarak tayin edilmesi,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından adli para cezasına ilişkin sırasıyla "150 GÜN", "125 GÜN" ve "2.500 TL." terimlerinin tamamen çıkartılarak yerine, sırasıyla "5 GÜN", "4 GÜN" ve "80 TL" ibarelerinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 26.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




















    Hemen Ara