15. Hukuk Dairesi 2013/3223 E. , 2014/2554 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat ... geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, carî hesap ilişkisinden doğan alacağın tahsili amacıyla yürütülen icra takibine itirazın iptâli davasıdır. Davacı şirket yüklenici, davalı şirket ise iş sahibidir. Davacı yüklenici şirket vekili, davalı şirkete fason baskı hizmeti verdiğini, iş bedelinin ödenmediğinden bahisle iş bedelinin tahsili amacıyla ... 6. İcra Müdürlüğü"nün 2009/36664 esas sayılı icra dosyası ile takibe geçtiğini, davalı borçlu şirketin haksız ve yersiz şekilde takibe itiraz ettiğini iddia ederek itirazın iptalini ve % 40 "dan aşağı olmamak üzere inkâr tazminatına karar verilmesini talep etmiş, davalı iş sahibi şirket vekili ise, davacı şirketin verdiği baskı hizmeti ile ilgilerinin olmadığını, davacının dayandığı belgelerde imzalarının bulunmadığını ve bu belgelerin müvekkili şirketi bağlamayacağını belirterek davanın reddini savunmuş, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne ve % 40 oranında icra inkâr tazminatına karar verilmiş, verilen karar davalı vekilince süresinde temyiz edilmiştir.
... 6. İcra Müdürlüğü"nün 2009/36664 Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; alacaklı davacı şirket tarafından borçlu davalı şirket aleyhine fatura ve cari hesap alacağına istinaden 24.471.03 TL asıl alacak üzerinden ilâmsız takip yapıldığı, ödeme emrinin borçluya 05.11.2009 tarihinde usulüne uygun tebliğ edildiği ve borçlu davalının 06.11.2009 tarihli dilekçesi ile borca itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durdurulduğu ve 1 yıllık yasal süresi içerisinde itirazın iptâli davasının açıldığı anlaşılmıştır.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Mahkemece, asıl alacağın %40"ı oranında icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi yürütülmesine karar verilmiştir. İİK 67/II. maddesi uyarınca borçlunun icra inkâr tazminatına mahkum edilebilmesi için, alacağın likit, başka bir deyişle belirlenebilir olması ve borçlunun itirazında haksız olması gerekir. Oysa ki, dava konusu alacağın miktarı bilirkişi raporuyla belirlenmiş olup, likit değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmişse de; düşülen bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılması gerektirmediğinden, hükmün HMK"nın geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK"nın 438/VII. maddesi uyarınca düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, hükmün 2. bendinde yer alan “Asıl alacak miktarı olarak 16.962,73 TL"nin takdiren % 40"ı oranında icra inkar tazminatına hükmolunmasına ve davalıdan tahsiline ” cümlesinin karardan çıkarılarak yerine "Davacının koşulları oluşmayan icra inkâr tazminatı talebinin reddine" cümlesinin yazılmasına, kararın değişik bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 1.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 15.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.