Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2014/1544 Esas 2014/2544 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/1544
Karar No: 2014/2544
Karar Tarihi: 10.04.2014

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2014/1544 Esas 2014/2544 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Asıl dava haksız rekabet nedeniyle tazminat istemi, karşı dava ise ayıplı imalatın onarım bedeli ve munzam zarar istemleriyle ilgilidir. Kararın temyizen tetkiki davalı-k. davacı ... San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından istenmiş ve mahkemece asıl davanın reddine, karşı davanın ayıplı imalatın onarım bedeli yönünden kabulüne, cezai şart talebinin reddine karar verilmiştir. Ancak, cezai şart talebi munzam zarar talebine ilişkindir ve munzam zararın ispatı için temerrüt faizini aşan zararın somut ve yasal delillerle kanıtlanması gereklidir. Kararın başlığı ve hüküm fıkrasındaki eksiklikler düzeltildikten sonra onanmıştır. Kanun maddeleri olarak 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 105. maddesi ve 158/II maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297/2 maddesi ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438/VII ve 438/son maddeleri uygulanmıştır.
15. Hukuk Dairesi         2014/1544 E.  ,  2014/2544 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi
    Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı-k. davacı ... San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş
    olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
    - K A R A R -
    Asıl dava, haksız rekabet nedeniyle maddi ve manevi tazminat; karşı dava ise, taraf şirketler arasında tanzim olunan eser sözleşmesinden kaynaklanan ayıplı imalatın onarım bedeli ve munzam zarar (Dava dilekçesinde cezai şart istenmiş, ıslah dilekçesiyle talebin munzam zarara ilişkin olduğu ifade edilmiştir) istemlerine ilişkin olup, mahkemece asıl davanın reddine, karşı davanın ise ayıplı imalatın onarım bedeli yönünden kabulüne, ıslah dilekçesi geçerli olmadığından cezai şart talebi yönünden reddine dair verilen karar, davalı karşı davacı iş sahibi şirket vekilince temyiz edilmiştir.
    1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı karşı davacı ... Sanayi ve Ticaret Ltd Şti vekilinin yerinde olmayan ve aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2- Mahkemece, davalı karşı davacı şirket vekilince verilen 13.10.2008 tarihli dilekçe, ıslah dilekçesi olarak değerlendirilmeden davacının talebine dayanak sözleşme hükmünün ifaya ekli cezai şart niteliğinde bulunduğu ve iş sahibi davalı karşı davacı şirketin sözleşme konusu eseri ihtirazi kayıt koymadan teslim aldığı, bu nedenle 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 158/II maddesi uyarınca cezai şart istenmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle cezai şart isteminin reddine karar verilmişse de, sözü edilen dilekçede anılan tarafın açıkça 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 105. maddesi uyarınca munzam zarar talep etmesi karşısında talebin munzam zarara ilişkin oluğu kabul edilmelidir. Verilen dilekçe, ıslah dilekçesinin tüm şartlarını taşıdığından mahkemece, talebin munzam zarara göre değerlendirmeyle karar verilmesi gerekirken, cezai şarta ilişkin değerlendirmelerde bulunularak açıklanan gerekçeyle bu kalem alacağın reddine karar verilmesi doğru olmamakla birlikte, ayrıntıları Dairemizin 22.04.2009 Tarih ve 2008/3256-2352 Esas ve Karar sayılı ilamında gösterildiği üzere, 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 105. maddesi uyarınca, munzam zarar talep eden tarafın, temerrüt faizini aşan zararı bulunduğunu somut ve yasal delillerle kanıtlaması da zorunludur. Davalı karşı davacı şirketçe dosyaya ibraz edilen delillerle, munzam zararın ispatlandığından söz edilemez. Bu haliyle, davalı karşı davacı şirketin ayıplı imalat bedelini aşan talebinin reddedilmiş olmasında, sonucu itibariyle bir hata görülmemiştir.
    Diğer taraftan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297/2 maddesi uyarınca hükümde tarafların taleplerinden her biri hakkında verilen kararla, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur. Mahkemece verilen kararın başlığında sadece asıl dava tarihine yer verilmiş, karşı dava tarihi gösterilmemiş, hüküm fıkrasında ise, karşı davanın kısmen kabul edilen kısmına dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmiştir. Bu şekliyle hüküm, infazda tereddüt yaratacak niteliktedir. Ancak, gerek yukarıda gerekçede yapılan hatanın, gerekse faizin başlangıç tarihinde oluşturulan tereddüdün giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 6100 sayılı HMK"nın geçici 3. maddesi yollamasıyla faizin başlangıç tarihi yönünden 1086 sayılı HUMK"nın 438/VII, gerekçe yönünden 438/son maddeleri uyarınca hükmün düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
    SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı karşı davacı ... Sanayi ve Ticaret Ltd Şti vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulüyle hükmün 2 numaralı bendinde yer alan "dava tarihinden" kelimelerinin hüküm fıkrasından çıkarılmasına, yerine "karşı dava tarihi olan 25.07.2008 tarihinden" ibaresinin yazılmasına, gerekçesinin yukarıda gösterildiği şekilde değiştirilmesine, hükmün değiştirilmiş bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalı-k. davacı ... San. ve Tic. Ltd. Şti."ye geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 10.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara