Esas No: 2015/17673
Karar No: 2015/5430
Karar Tarihi: 20.10.2015
Bilişim sistemleri banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/17673 Esas 2015/5430 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Bilişim sistemleri banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Katılanla sanık arasındaki eylemin tebliğnamede TCK"nın 158/1-d maddelerinde öngörülen nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturacağından kararın bozulması gerektiği görüşü bildirilmişse de; sanığın katılana telefonda emniyet görevlisi olduğunu belirterek para istemesi dışında herhangi bir kamu kurumunun maddi varlığını araç olarak kullanmaması nedeniyle eylemin, TCK’nın 157/1 maddesinde düzenlenen “basit dolandırıcılık” suçunu oluşturacağı anlaşıldığından, tebliğnamedeki bozma isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.
Katılanın telefonunu arayan sanığın kendisini polis amiri olarak tanıtıp katılanın savcı ve paşanın hanımını rahatsız ettiğini, telefonunun bilgisayara bağlandığını, kendisinin tüm bilgilerinin alınıp kullanıldığını belirterek katılandan para istediği, bunun üzerine katılanın ..."a giderek kredi kartından 3.300 TL parayı çekip beraat eden sanık ..."ın kredi kartına havale ederek banka gişesinden yatırdığı, ardından telefondaki sanığın yönlendirmesi üzerine katılanın ... Bankasına giderek diğer kredi kartından da para çektiği sırada banka görevlisinin kendisini uyarması üzerine parayı yatırmadan bankadan ayrılıp, resmi makamlara müracaatı sonrası da ...banktan yatırılan 3.300 TL"ye bloke konularak sanık tarafından çekilmeden katılana iadesinin sağlandığı, sanığın üzerine atılı basit dolandırıcılık suçunu işlediği iddia ve kabul olunan somut olayda;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 28/02/2012 gün ve 2011/1-692 Esas, 2012/60 karar sayılı kararında da vurgulandığı üzere; 5237 sayılı TCK"nın “Suça Teşebbüs” başlıklı 35. maddesinde; “kişi, işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaz ise teşebbüsten dolayı sorumlu tutulur” hükmü yer almaktadır. Buna göre suça kalkışma, işlenmesi kastolunan bir suçun icrasına elverişli araçlarla başlanmasından sonra, elde olmayan nedenlerle suçun tamamlanamamasıdır. Maddenin açık hükmüne göre, icra hareketlerinin yarıda kalması ya da sonucun meydana gelmemesi failin iradesi dışındaki engel nedenlerden ileri gelmelidir.
Somut olayda; sanığın, katılanın kredi kartından yatırdığı 3.300 TL"ye bloke konularak sanık tarafından çekilmeden katılana iadesinin sağlandığı, bu haliyle sanık ..."in çektiği 500 TL"nin ..."a ait kredi kartından çekilip sanığın savunmasına göre ..."a iade edildiği de dikkate alındığında; katılanın kredi kartından yatırdığı paranın katılanın hesabına iade edilmesi ile sanığın işlemeyi amaçladığı dolandırıcılık suçunun icra hareketlerine başladığı, diğer bankada para çektiği sırada banka görevlisinin kendisini uyarması üzerine parayı yatırmadan bankadan ayrılıp, kolluk güçlerine haber verildiği, icra hareketlerinin yarıda kaldığı, bu nedenlerle eylemin teşebbüs aşamasında kaldığı ve cezasından indirim yapılması gerektiği gözetilmeden tamamlanmış suçtan cezalandırılarak fazla ceza tayini,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 20.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.