Nitelikli dolandırıcılık - resmi belgede sahtecilik ve sanık temyiz reddi - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/2420 Esas 2015/5369 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/2420
Karar No: 2015/5369
Karar Tarihi: 20.10.2015

Nitelikli dolandırıcılık - resmi belgede sahtecilik ve sanık temyiz reddi - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/2420 Esas 2015/5369 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanıkların bankanın aracı olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işledikleri iddia edilmektedir. 1. sanık hakkında kurulan hükümlere yönelik temyiz talebi reddedilmiştir. 2. sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hüküm onanmıştır. Suç tarihinden önce yürürlükte olan TCK ile suç tarihinden sonra yürürlüğe giren TCK arasında lehe-aleyhe yasa değerlendirmesi yapılmamıştır. 3. sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan hüküm bozulmuştur ve zamanaşımı nedeniyle cezası düşürülmüştür. Kullanılan kanun maddeleri: 765 sayılı TCK'nın 504/3, 102/4, 104/2 maddeleri, 5237 sayılı TCK'nın 158/1-f, 66/1-d, 67/4 maddeleri, 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi, 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddesi.
23. Ceza Dairesi         2015/2420 E.  ,  2015/5369 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik ve sanık ... temyiz reddi
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Sanık ..."ın ...bankası ... şubesine ait 23.08.2008 keşide tarihli, 9.750 TL bedelli, keşidecisi ... olan çeki diğer sanık ..."e verdiği, daha sonra sanık ..."ün söz konusu çeki şikayetçi ..."e aralarındaki ticari ilişki sebebi ile teminat için verdiği, şikayetçinin çeki tahsil etmek üzere bankaya ibrazında çekin sahte olduğunun tespit edildiği, dosya arasında bulunan kriminal ve adli tıp kurumu raporlarından çekteki yazıların sanıkların eli ürünü olduğunun tespit edildiği, bu suretle sanıkların bankanın aracı olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işledikleri iddia ve kabul olunan somut olayda;
    1- Sanık ... hakkında kurulan hükümlere yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
    Sanığın yokluğunda verilen mahkumiyet hükmünün, sorgusunda beyan ettiği adresine 22.02.2013 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, sanığın yasal süresi geçtikten sonra 06.03.2013 tarihinde temyiz inceleme başvurusunda bulunduğu anlaşılmakla; temyiz isteminin reddine dair 29.03.2013 tarih ve 2010/155 E, 2013/25 K sayılı ek kararda bir isabetsizlik görülmediğinden, bu karara yönelik temyiz itirazlarının reddiyle ek kararın ONANMASINA,
    2-Sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükme yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
    Tüm dosya kapsamından sanığın atılı suçu işlediği anlaşıldığından mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
    Her ne kadar suç tarihinde yürürlükte olan 765 sayılı TCK ile suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nın ilgili suçu düzenleyen kanun maddeleri arasında lehe-aleyhe yasa değerlendirmesi yapılmamış ise de suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nın sanığın lehine olduğu anlaşıldığından bozma sebebi yapılmamıştır.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
    3- Sanık ... hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan hükme yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
    Sanığın eylemine uyan 765 sayılı TCK’nın 504/3, 102/4, 104/2 maddeleriyle, suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nın 158/1-f maddesinin ayrıca 66/1-d, 67/4 maddelerinin bir bütün olarak uygulanması sonucunda zamanaşımı hükümleri bakımından lehe olan ve sanığın eylemine uyan 765 sayılı TCK’nın 504/3 maddesindeki nitelikli dolandırıcılık suçunun gerektirdiği ceza için zamanaşımını düzenleyen aynı Kanun"un 102/4, 104/2 maddeleri uyarınca 7 yıl 6 aylık olağanüstü dava zamanaşımının suç tarihinden temyiz inceleme gününe kadar dolduğu anlaşıldığından; 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, ancak, bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı Kanun"un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi gereğince sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 20/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.












    Hemen Ara