Esas No: 2019/1931
Karar No: 2021/4822
Karar Tarihi: 03.06.2021
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2019/1931 Esas 2021/4822 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermek için yeterli olmadığı belirtilerek; öncelikle karar tarihinden önce yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun"un 1. ve geçici 1/13. maddeleri nazara alınarak ... davaya dahil edilerek taraf teşkilinin sağlanması, bundan sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan ve komşu mahallelerde ikamet eden yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, jeolog, ziraat mühendisi ve fen bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılması, mahalli bilirkişi ve tanıklardan çekişmeli taşınmazın kim tarafından, hangi tarihten beri ve ne şekilde kullanıldığı, taşınmazın öncesinin kadim nitelikte mera olup olmadığı hususlarında olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınması, dinlenen bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkilerin giderilmeye çalışılması, mahkeme hakiminin, taşınmazın görüntüsü ve taşınmazın diğer kısımlarından ne şekilde ayrıldığı hususlarındaki gözleminin keşif tutanağına aynen yansıtılması, teknik bilirkişiye, keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmesi, ziraat mühendisi bilirkişiden, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarının da yer aldığı, taşınmazı komşu parsellerle ve taşınmazın dava konusu bölümü dışındaki bölümleri ile birlikte ele alan, taşınmazın önceki ve mevcut niteliğini, ne kadar süreden beri hangi vasıfla kullanıldığını, mera niteliğinde bulunup bulunmadığını açıklayan, jeolog bilirkişiden ise, taşınmazın dere yatağından kazanılıp kazanılmadığı, halen aktif dere yatağında kalıp kalmadığı hususlarında ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınması ve sonucuna göre karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, 29.05.2018 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfiyle gösterilen bölümün davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın imar planı kapsamına alınma tarihine kadar, taşınmaz üzerinde davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Davacı vekili 20.06.2013 tarihli beyanında, çekişmeli taşınmaz üzerinde davacı tarafından 1984-1986 tarihleri arasında imar ihya işlemlerinin yapıldığını ve 1986 yılında tamamlanıp bu tarihten itibaren müvekkili tarafından kullanıldığını belirtmiştir. ..." nın 22.01.2014 tarihli yazısında ise, çekişmeli taşınmazın bir kısmının Belediye Meclisinin 18.10.2004 tarih ve 82 numaralı kararına istinaden imar planı kapsamına alındığı ve 29.11.2004 tarihinde kesinleştiği, kalan kısmının ise 01.12.2004 tarih ve 110 numaralı kararına istinaden imar planı kapsamına alındığı ve 22.01.2005 tarihinde kesinleştiği bildirilmiştir.
Hal böyle olunca; Mahkemece, davacı vekilinin taşınmazda imar ihya işlemlerinin tamamlandığını belirttiği 1986 yılından, imar planının kesinleşme tarihleri olan 2004 ve 2005 yıllarına kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14 ve 17. maddeleri uyarınca 20 yıllık zilyetlik süresinin dolmadığı ve buna bağlı olarak, davacı lehine zilyetlik yoluyla iktisap koşullarının gerçekleşmediği gözetilerek, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde hataya düşülerek yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiş olması isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.06.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.