Esas No: 2020/8693
Karar No: 2020/2745
Karar Tarihi: 17.12.2020
Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2020/8693 Esas 2020/2745 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Tefecilik yapmak ve 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’na muhalefet suçlarından sanık ..."ın, anılan Kanun"un 36/1 (2 kez), 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 241, 43/1 (iki kez), 62 (iki kez) ve 52/2. (iki kez) maddeleri iki kez 2 yıl 1 ay hapis ve 15.000,00 Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına dair Diyarbakır 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/10/2017 tarihli ve 2016/215 esas, 2017/839 sayılı kararının;
Dosya kapsamına göre;
1- Benzer bir olaya ilişkin Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 22/01/2019 tarihli ve 2017/15583 esas, 2019/756 karar sayılı ilâmında yer alan, "...Sanığın, Pos cihazlarını kullanım amaçları ve sözleşme koşulları dışında, kredi kartı sahiplerinin nakit ihtiyaçlarının karşılanması veya kredi kartları borcunun ödenmesi amacıyla kullanmaktan ibaret eylemlerinin, hem TCK’nun 241. maddesinde düzenlenen tefecilik suçunu hem de 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunun 36. maddesinde düzenlenen gerçeğe aykırı olarak harcama belgesi düzenleme suçunu oluşturduğu anlaşılmakla, her iki suç için öngörülen cezaların aynı olması karşısında, 5237 sayılı TCK’nin 44. maddesi ve özel norm ilkesi önceliği gereğince sanık hakkında 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanununun 36. maddesinde düzenlenen zincirleme şekilde gerçeğe aykırı olarak harcama belgesi düzenleme suçundan hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden..." şeklindeki açıklama karşısında, somut olayda istinaf edilmeden kesinleşen Diyarbakır 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/10/2017 tarihli kararı ile sanığın işlediği tefecilik suçunun 5237 sayılı Türk Ceza Kanun"un 44. maddesi ve özel norm ilkesi önceliği gereğince sanık hakkında 5464 sayılı Banka Kartları Ve Kredi Kartları Kanunu"nun 36. maddesinde düzenlenen zincirleme şekilde gerçeğe aykırı olarak harcama belgesi düzenleme suçundan hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesinde,
2- Sanık hakkında kurulan her iki hükümde verilen hapis cezasının alt sınırdan belirlenmesi karşısında, adli para cezasının 5 gün yerine 720 gün üzerinden başlanarak hesaplanmasında, isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 27/10/2020 gün ve 94660652-105-21-12226-2020-Kyb sayılı kanun yararına bozmaya atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye ihbar evrakı ile birlikte tevdi kılınmakla gereği düşünüldü:
Kanun yararına bozma isteğine konu edilen Diyarbakır 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/10/2017 tarihli ve 2016/215 esas, 2017/839 sayılı kararının, cezaevinde bulunan sanığa Silivri 1 Nolu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğünce 13/02/2019 tarihli yazı ekinde gönderilen tebliğ belgesi ile tebellüğ ettirildiği belirtilse de tebliğin CMK"nın 35/3. maddesinde geçen koşulları taşımadığı, usulünce sanık ..."a hükmün tebliğ edilmediği, bu itibarla henüz kesinleşmediği ve bu aşamada kanun yararına bozma yoluna gelinemeyeceği anlaşıldığından, CMK"nın 309. maddesi uyarınca yerinde görülmeyen istemin REDDİNE, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİNE, 17/12/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.