Nitelikli dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/12372 Esas 2015/5360 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/12372
Karar No: 2015/5360
Karar Tarihi: 20.10.2015

Nitelikli dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/12372 Esas 2015/5360 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanık, eski eşiyle fiilen birlikte yaşamasına rağmen babasının ölüm aylığını haksız şekilde alarak dolandırıcılık suçundan yargılanmıştır. Ancak, boşanma kararları sonrasında eski eşlerin bir arada yaşamasını yasaklayan kanuni bir düzenlemenin olmaması ve boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumunun taraflarca kabul edilecek düzenlemeye bağlı olması nedeniyle, maaş için yapılan boşanmalar dahi hileli davranış olarak kabul edilemez. Ayrıca, 5510 sayılı Kanun'un 56. maddesiyle bu durumu tespit edilen kişilerin gelir ve aylığının kesileceği ve ödenmiş tutarların geri alınacağı hükme bağlanırken, cezai müeyyide getirilmemiştir. Bu nedenle, suçun yasal unsurları oluşmadığı gerekçesiyle sanığın beraatına karar verilmiştir.
Kanun maddeleri:
-Türk Medeni Kanunu'nun 166/3 maddesi: evliliğin en az bir yıl sürmesi ve eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde, evlilik birliğinin temelinden sarsılmış sayılacağı; hakimin, tarafların iradelerini serbestçe açıkladıklarına kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması halinde de boşanmaya hükmolunacağı vurgulanmaktadır.
-5510 sayılı Kanun'un 56. maddesi: Durumu tespit edilen kişilerin gelir ve aylığının kesileceği ve ödenmiş tutarların geri alınacağı hükme bağlanırken, cezai müeyyide getirilmemiştir.
23. Ceza Dairesi         2015/12372 E.  ,  2015/5360 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
    HÜKÜM : Beraat

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Gerekçeli karar başlığında, suç tarihinin haksız menfaatin son olarak temin edildiğinin iddia olunduğu 16/06/2010 tarihi olması gerekirken 27/06/2012 olarak yanlış gösterilmesi mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım hatası kabul edilmiştir.
    07.05.2009 tarihinde mahkeme kararıyla eşinden resmen boşanan sanığın, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşamayı sürdürmesine rağmen, vefat eden babasından dolayı hak sahibi sıfatıyla ölüm aylığı aylık almak suretiyle haksız şekilde menfaat temin ettiği ve bu yolla katılan ... Kurumu Başkanlığı"nı dolandırdığı iddia edilen olayda;
    Hukuken geçerliliği hususunda tereddüt bulunmayan boşanma kararlarından sonra eski eşlerin bir arada yaşamasını yasaklayan kanuni bir düzenleme bulunmadığından; boşanmanın hileli davranış olarak kabul edilmesi mümkün değildir.
    Kaldı ki, Türk Medeni Kanunu"nun 166/3 maddesinde, evliliğin en az bir yıl sürmesi ve eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde, evlilik birliğinin temelinden sarsılmış sayılacağı; hakimin, tarafların iradelerini serbestçe açıkladıklarına kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması halinde de boşanmaya hükmolunacağı vurgulanmaktadır. Olaya bu açıdan bakıldığında zikredilen maddeye göre açılan boşanma davalarında Kanun, boşanma gerekçesinin doğruluğunu araştırma hususunda boşanma kararını verecek hakime araştırma yetkisi vermediğinden, maaş almak amacı ile yapılan boşanmalar dahi hileli davranış olarak vasıflandırılamaz.
    Üstelik 5510 sayılı Kanun"un 56. maddesi ile bu durumu tespit edilen kimselerin gelir ve aylığının kesileceği ve ödenmiş tutarların geri alınacağı hükme bağlanırken, bu hususta cezai müeyyide getirilmemiş olması anlaşmazlığın hukuki ihtilaf niteliğinde kaldığını göstermektedir.
    Bu açıklamalar, kanuni düzenlemeler ve Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.11.2013 tarih ve 2012/15-1363 esas 2013/533 karar sayılı ilamı çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde; suçun yasal unsurlarının oluşmadığına yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 20.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


















    Hemen Ara