15. Hukuk Dairesi 2013/2005 E. , 2014/2173 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedeli ile kur farkı alacağının tahsili amacıyla taşeron tarafından yüklenici aleyhine girişilen icra takibine vâki itirazın iptâli, takibin devamı ve lehlerine icra inkâr tazminatı istemlerine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davalı yüklenici vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı yüklenici vekilinin yerinde bulunmayan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- İcra İflas Kanunu"nun 67/II. maddesi uyarınca icra inkâr tazminatının karar altına alınabilmesi için borçlunun icra takibine itirazında haksız ve takip konusu alacağın likit olması gerekir. Esasen alacağın likit olması, itirazın haksızlığının bir şartıdır. Likid bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli olması ya da borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin borçludan beklenebilir olması; böylece, borçlunun borç tutarını tayin etmesinin mümkün bulunması gerekir. Bu koşullar yoksa, likid bir alacaktan söz edilemeyeceğinden itirazın haksız olduğu da ileri sürülemez. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü ve borcun miktarının belirlenmesi için yargılama yapılmasının zorunlu olduğu durumlarda borçlu icra takibine itirazında haksız sayılamaz.
Somut olayda, davacının talebinin iki ayrı sözleşmeden kaynaklanması, teminat kesintilerinin iadesi koşullarının gerçekleşip gerçekleşmemesine göre bakiye iş bedeli hesabının farklı sonuçlar doğuracak olması, kur farkından kaynaklanan alacak talebinde sözleşmede öngörülen ödeme şartlarında değişiklik yapılması nedeniyle bu alacağın hak
edilip edilmediğinin belirlenmesinin yargılama yapılmasını zorunlu kılması hususları birlikte değerlendirildiğinde, takibe itirazın haksız ve alacağın likid olduğundan bahsedilemeyeceğinden, şartları oluşmayan icra inkâr tazminatı isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, bu istemin kabulü doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekirse de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HMK"nın geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK"nın 438/VII maddesi gereğince kararın düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulüyle kararın hüküm fıkrasının 2 numaralı bendinin karar metninden çıkarılmasına, yerine "Şartları oluşmayan icra inkâr tazminatı isteminin reddine," ibaresinin yazılmasına, hükmün değiştirilmiş bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 31.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.