Esas No: 2015/10125
Karar No: 2015/5290
Karar Tarihi: 19.10.2015
Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/10125 Esas 2015/5290 Karar Sayılı İlamı
- NİTELİKLİ DOLANDIRICILIK
- RESMİ BELGEDE SAHTECİLİK
- KENDİSİNİ VEKİLLE TEMSİL ETTİREN VE BERRAT EDEN SANIK LEHİNE MAKTU VEKALET ÜCRETİNE HÜKMEDİLMESİ GEREĞİ
- HAKLARDAN YOKSUNLUĞUN NE KADAR SÜRECEĞİNİN KARARDA BELİRTİLMEMESİ
- AVUKATLIK KANUNU (1136) Madde 168
- TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 53
"İçtihat Metni"
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1- Sanık S..C.. Ç.. hakkında verilen tefrik kararına yönelik yapılan itirazların incelenmesinde;
5271 sayılı CMK"nın 223. maddesinde hangi kararların hüküm niteliğinde olduğu ve hangi şartların gerçekleşmesi halinde verileceği açıkça anlatılmış ve hüküm niteliğinde olan bu kararlar sınırlı olarak sayılmıştır. Anılan maddeye göre, ""beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkumiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararlarının hüküm olduğunun belirtildiğinden sanık S.. C..Ç.. hakkında verilen ve hüküm niteliğinde olmayan tefrik kararına yönelik katılan vekili tarafından yapılan temyiz talebinin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 317.maddesi gereğince REDDİNE,
Sosyal Güvenlik Kurum Başkanlığı Kontrol memurluğu tarafından, T..E..Gıda Turizm Sanayi Limited Şirketi unvanlı işyerinde yapılan denetim neticesinde; işletmenin ortağı olan sanık M.. K.."ın, adı belirtilen işyerinin 1999 yılında faaliyetlerine son vermesine rağmen, 2005 ve 2006 yıllarında, iddianamede isimleri yazılı diğer sanıkların, iş yerinde fiilen çalışmadıkları halde sigortalı olarak çalıştıklarına dair sigortalı bildirimlerinin düzenlenmesini şirketin muhasebecisi olan sanık Ş.. K.."tan istemesi üzerine, fiilen çalışmaları bulunmamasına rağmen adı belirtilen sanıkları, katılan kuruma sigortalı olarak çalıştıklarına dair bildirim belgelerinin sanık Ş.. K.. tarafından düzenlenerek gönderildiği, sağlık harcamalarının katılan kurum tarafından ödenmesine sebebiyet verildiği, bu şekilde sanıkların, sahte belge düzenleyerek kamu kurumu zararına haksız menfaat temin etme eylemlerini işlediklerinin iddia edildiği olayda;
2- Sanık E.. T.., H.. B.. ve D.. D.. haklarında verilen hükümlere yönelik yapılan temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Sanık E.. T.."ın hüküm tarihinden önce 18.05.2011 tarihinde vefat ettiğinin UYAP sistemi aracılığıyla Mernis"ten temin edilen nüfus kaydından anlaşılması karşısında; hakkında açılan kamu davasının 5237 sayılı TCK.nun 64/1. maddesi uyarınca düşürülmesine dair karar ile sanıklar H.. B.. ve D.. D.."ın üzerlerine atılı olan dolandırıcılık ve sahtecilik suçlarını işlediklerine dair katılan kurumun iddiasından başkaca, somut ve kesin bir delil elde edilememesi karşısında, kuşkudan sanık yararlanır ilkesi dikkate alınarak; sanıkların beraatlerine dair kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, bu sanıklar hakkındaki hükümlerin ONANMASINA,
3- Sanık M.. K.. hakkında verilen hükümlere yönelik yapılan temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre; sanığın, üzerine atılı olan nitelikli dolandırıcılık ve sahtecilik suçlarını işlediğine dair katılan kurumun iddiasından başkaca, somut ve kesin bir delil elde edilememesi karşısında, kuşkudan sanık yararlanır ilkesi dikkate alınarak; sanığın beraatine dair kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekili ve sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
1136 sayılı Kanun"un 168. ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin 13. maddesinin 5. fıkrası uyarınca, beraat eden ve kendisini vekille temsil ettiren sanık lehine maktu avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekili ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan diğer yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasına "Sanığın kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre belirlenen 2.400 TL vekalet ücretinin hazineden alınarak sanığa verilmesi" fıkrasının eklenmesi suretiyle 5320 sayılı Kanunun 8/1. Maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 322. maddesi uyarınca hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
4- Sanık Ş.. K.. hakkında verilen mahkumiyet hükmüne yönelik yapılan temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Sanığın, sabit görülen eyleminin nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını oluşturduğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
5237 sayılı TCK’nın 53.maddesinin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunma haklarından yoksunluğun” sadece sanığın kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindeki kişiler yönünden ise söz konusu hak yoksunluklarının hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceğinin gerektiği gözetilmeden kanundaki düzenlemeye aykırı olarak yazılı şekilde karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş olduğundan hükmün, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükümde yer alan, 5237 sayılı Kanunun 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün tamamen çıkartılıp yerine, "5237 sayılı TCK"nın 53. maddenin 3. fıkrası uyarınca, 1. fıkranın c bendinde yer alan, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine kadar, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına" denilmek suretiyle hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
5- Sanıklar R.. K.., H.. K.., H.. Ö.., G.. K.., İ.. M.. ve M.. K.. haklarında sahtecilik suçundan verilen beraat hükümleri ile sanık M.. A.. hakkında nitelikli dolandırıcılık ve sahtecilik suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik yapılan temyiz taleplerinin incelenmesinde;
a- Sanıklar R.. K.., H.. K.., H.. Ö.., G.. K.., İ.. M.. ve M.. K.."ın, adı belirtilen şirketin 1999 yılında faaliyetlerine son vermesine rağmen, 2005 ve 2006 yıllarında anılan iş yerinde fiilen çalışmadıkları halde sigortalı olarak çalıştıklarına dair sigortalı bildirimlerinin düzenlendiğini bilerek rıza göstermek suretiyle katılan kurumda sigorta sicil numarası ile tescil edildiklerinin anlaşılması karşısında sahtecilik suçuna iştirak ettikleri dikkate alınarak; atılı suçtan mahkumiyetlerine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, delillerin takdir ve değerlendirmesinde yanılgıya düşülmek suretiyle yazılı şekilde adı belirtilen sanıkların beraatine karar verilmesi,
b- Oluşa ve tüm dosya kapsamında göre; sanık M.. A.."ın tüm aşamalarda verdiği ifadelerinde; şirketin ortağı olduğunu ancak 16.06.1998 tarihli düzenlenen vekaletname ile işleri şirketin diğer ortağı olan S.. C..Ç.."e devrettiğini, bu tarihten sonra şirket işleri ile ilgilenmediğini, söz konusu sahte sigorta bildirimleri ile herhangi bir bilgisinin bulunmadığını beyan ettiği, dosya içerisinde bulunan Adana 9.Noterliğince düzenlenen 16.06.1998 tarihli vekaletname içeriğine göre de; sanığın, S..C..Ç.."i şirket işlerinde vekil tayin ettiğinin tespit edildiği ve ayrıca dosya kapsamındaki tüm bilgi ve belgelere göre de sanığın söz konusu eylemlerde bulunduğunu gösteren herhangi bir delilin, tanık ifadesinin veya bu durumu gösteren bir tespitin söz konusu olmadığının anlaşılması karşısında; sanığın beraati yerine, delillerin takdir ve değerlendirilmesinde yanılgıya düşülmek suretiyle yazılı şekilde mahkümiyetine hükmolunması,
c- Kabule göre de; sanık M.. A.. hakkında verilen hükümde, 5237 sayılı TCK’nın 53.maddesinin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunma haklarından yoksunluğun ” sadece sanığın kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindeki kişiler yönünden ise söz konusu hak yoksunluklarının hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceğinin gerektiği gözetilmeden kanundaki düzenlemeye aykırı olarak yazılı şekilde karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekili ile sanık M.. A.. müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 19.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.