Dolandırıcılık - özel belgede sahtecilik - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/2026 Esas 2015/5249 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/2026
Karar No: 2015/5249
Karar Tarihi: 15.10.2015

Dolandırıcılık - özel belgede sahtecilik - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/2026 Esas 2015/5249 Karar Sayılı İlamı

23. Ceza Dairesi         2015/2026 E.  ,  2015/5249 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    (Kapatılan Üsküdar 2. Ağır Ceza Mahkemesi)
    SUÇ : Dolandırıcılık, özel belgede sahtecilik
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Katılan ...’in gerekçeli karar başlığında “şikâyetçi” olarak gösterilmesi, mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak değerlendirilmiştir.
    Sanığın suç tarihinden önce bir şekilde ele geçirdiği katılana ait nüfus cüzdanının fotokopisini çektirip, bu fotokopi belgeye istinaden üzerinde kendi fotoğrafının yer aldığı ancak katılanın kimlik bilgilerine göre düzenlenmiş bir nüfus cüzdanı sureti oluşturduğu, bilahare bu belge ile ..., ... ve ... GSM Şirketlerine müracaatta bulunan sanığın katılanın kimlik bilgilerine göre düzenlediği abonelik sözleşmelerini imzalamak suretiyle her bir GSM şirketinden katılan adına birer tane hat aldığı, ancak aldığı bu telefon hatlarının kullanım bedellerini ödemeyen sanığın bu şekilde haksız yarar sağladığı, ödenmeyen faturalar nedeniyle hakkında icra takibi başlatılacağının katılana bildirilmesi üzerine gerçek durumun ortaya çıktığı, bu şekilde sanığın üzerine atılı dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarını işlediğinin iddia edildiği somut olayda;
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine,
    Ancak;
    1-Sanığın GSM operatörlerine yönelik sahte abonelik sözleşmesi düzenleme şeklindeki eyleminden dolayı sanığın 3 kez özel belgede sahtecilik suçundan mahkumiyetine karar verilmiş olup; suç tarihinden önce 10.11.2008 gün ve 27050 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu"nun 63. maddesinin 10. fıkrası ile yaptırıma bağlanan 56. maddesinin 2. fıkrasındaki "İşletmeci veya adına iş yapan temsilcisine abonelik kaydı sırasında abonelik bilgileri konusunda gerçek dışı belge ve bilgi verilemez" hükmü karşısında; özel hüküm niteliğinde bulunan 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu"nun 56. maddesindeki düzenleme de gözetilip sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiğinin gözetilmemesi,
    2- Sanık tarafından sahte belgelerle çıkartılan telefon hatlarının hangi GSM şirketinden alındığının net bir şekilde tespit edilememesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından abonelik sözleşmeleri getirtilip incelemek suretiyle sanığın suça konu hatları hangi GSM şirketinden aldığının ve aldıktan sonra GSM şirketleri arasında geçiş yapıp yapmadığının araştırıldıktan ve ilgili belgelerde denetime olanak verecek şekilde dosya içerisine alındıktan sonra sanık hakkında dolandırıcılık suçundan zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden eksik incelemeyle yetinilip yazılı şekilde hüküm kurulması,
    3- Sanığın dolandırıcılık eylemlerini Nüfus İdaresinin maddi varlığı niteliğindeki nüfus cüzdanını kullanmak suretiyle işlemiş olması karşısında; sanığın 5237 sayılı TCK’nın 158/1-d maddesi uyarınca cezalandırılması gerektiğinin gözetilmemesi,
    4- Sanık hakkında tekerrüre esas alınan Kadıköy 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 2007/729 Esas, 2007/803 Karar sayılı ve 15/12/2008 infaz tarihli ilamın 31/01/2012 tarih ve 28193 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak 03/02/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6273 sayılı Çek Kanununda değişiklik yapılmasına dair Kanun gereğince idari yaptırıma dönüştürülen 3167 sayılı Kanunun 16/1-3.maddesi uyarınca verilen mahkumiyet hükmüne ilişkin olması karşısında, bu mahkumiyet hükmünün sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmasına olanak vermeyeceğinin gözetilmemesi,
    5- Sanık müdafiinin hükmün tefhim edildiği mahkeme oturumunda, sanık hakkında verilen cezaların ertelenmesi ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin talepleri hususunda olumlu olumsuz bir değerlendirmede bulunulmaması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, CMUK"nın 326/son maddesi gereğince sonuç ceza miktarı itibariyle sanığın kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 15/10/2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Hemen Ara