Nitelikli dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/5205 Esas 2015/5248 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/5205
Karar No: 2015/5248
Karar Tarihi: 15.10.2015

Nitelikli dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/5205 Esas 2015/5248 Karar Sayılı İlamı

23. Ceza Dairesi         2015/5205 E.  ,  2015/5248 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Sanık ...’in suç tarihinde ... İlçesinde faaliyet gösteren ... Şirketinin ortağı ve bu şirketin temsil ve ilzama yetkili kişisi olduğu, sanığın yöneticisi olduğu bu şirket adına kat karşılığı yapımını üstlendiği ... parselde bulunan taşınmazın zemin katında bulunan 1 nolu daireyi 07/01/2008 tarihli gayrimenkul alım satım sözleşmesine istinaden 53.500 TL bedelle katılana sattığı, yapılan anlaşma uyarınca 24.500 TL’yi peşinat olarak sanığa ödeyen katılanın kalan 29.000 TL için senet tanzim ederek katılana verdiği, taraflar arasında yapılan sözleşmenin 2. maddesi uyarınca suça konu dairenin en geç 2009 yılı Mayıs içerisinde inşasının bitirilerek katılana teslim edilmesinin gerektiği, buna karşın sanığın söz konusu daireyi süresinde katılana teslim etmediği gibi katılandan aldığı senedi ciro ederek kullandığı, diğer yandan katılana sattığı daireyi de bir başkasına satarak tapuda devrini sağlayan sanığın bu şekilde üzerine atılı “nitelikli dolandırıcılık” suçunu işlediğinin iddia edildiği somut olayda;
    1- Sanığın aşamalardaki savunmalarında ısrarla müteahhitliğini yaptığı inşaatın arsa sahipleri ile arasında uyuşmazlık ortaya çıktığını, bu kişiler tarafından kendisine karşı sözleşmenin iptali davası açıldığını, sanığın da bu inşaattan aldığı dairenin bedelinin tamamını ödememiş olması nedeniyle söz konusu dairenin tapusunu kendisine vermediğini, arazi sahipleri tarafından bu daire üzerine herhangi bir tedbir konulmaması için zorunlu olarak katılan bedelini ödeyinceye dek daireyi bir yakınana devrettiğini, borcun ödenmesi durumunda tapuyu katılana vermeye hazır olduğunu beyan etmesi, sanığın katılan ile birlikte düzenlediği gayrimenkul alım satım sözleşmesinin altını ... Şirketini temsilen imzalamasına karşın ... Ticaret Odası tarafından gönderilen 11/01/2012 havale tarihli yazıda sanığın söz konusu şirketi temsil ve ilzam yetkisinin suç tarihinden önce 01/01/2005 tarihinde iptal edildiğinin bildirilmiş olması, sanığın da savunmalarında suç tarihinde devlet memuru olduğunu, bu nedenle söz konusu şirketin işlemlerini şirket yöneticisi olan eşinden aldığı vekaletnameye istinaden yürüttüğünü ileri sürmesi karşısında; sanığın Türk Ticaret Kanunu ve Türk Ceza Kanunu anlamında “tacir” sıfatını taşıyıp taşımadığının, sanığın dolandırıcılık kastı ile hareket edip etmediğinin, sanık ile katılan arasındaki uyuşmazlığın hukuki mahiyette olup olmadığının kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından; öncelikle sanığın suça konu daireyi satıp devrettiği kişinin duruşmaya çağrılarak uyuşmazlığa konu olay hakkında beyanına başvurulması, yine sanığın eşi tarafından ... Şirketini temsil etmesi için sanığa verildiği iddia olunan vekaletnamenin temin edilerek sanığın şirket yöneticisi olup olmadığının dolayısıyla tacir sıfatını taşıyıp taşımadığının tespit edilmesi ve toplanan tüm delillerin sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm verilmesi,
    2-Kabule göre de;
    a- Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108 Esas, 2007/152 Karar sayılı ilamında da belirtildiği gibi yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde 30 gün olarak tayin edilmesi,
    b- 07/01/2008 olan suç tarihinin karar başlığında 07/01/2011 olarak gösterilmesi,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15/10/2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


    Hemen Ara