(Kapatılan)16. Hukuk Dairesi 2019/1926 E. , 2021/4821 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı ..., İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın bir bölümü hakkında, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece verilen önceki tarihli hüküm, Dairemizin 02.10.2017 tarih ve 2015/17242 Esas, 2017/5952 karar sayılı ilamı ile, "... Büyükşehir Belediye Başkanlığı"nın davaya dahil edilmediği belirtilerek, taraf teşkili sağlanmadan esas hakkında hüküm kurulmasının isabetsizliğine" değinilerek bozulmuştur. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, 25.05.2012 tarihli harita bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 787,30 metrekare ve (B) harfi ile gösterilen 2.163,62 metrekare yüzölçümündeki kısmın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmaz bölümlerinin tarım arazisi niteliğinde olduğu ve davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Ziraatçi bilirkişi raporunda, çekişmeli taşınmaz bölümleri üzerinde ekonomik amaca uygun herhangi bir kullanımın olup olmadığı belirtilmeden, sadece 3-4 yaşlarında zeytin ağacı ve 15 yaşlarında dut ağacının bulunduğu, taşınmazın tarıma elverişli olup bağ, fıstık ve zeytin yetiştiriciliğine uygun olduğunun belirtilmiş; hava fotoğrafı incelemesi neticesi sunulan bilirkişi raporunda da, incelenen 1999 ve 2002 yılı hava fotoğraflarında taşınmaz bölümlerinde herhangi bir tarımsal faaliyet ve kullanımın olmadığı belirtilmiştir. Her ne kadar yerel bilirkişiler ve davacı tanıkları tarafından, taşınmazın davacı tarafça kullanıldığı beyan edilmiş ise de, yukarıda açıklanan dosya kapsamı ve özellikle jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi raporunda, dava konusu taşınmaz bölümleri üzerinde 1999 ve 2002 yıllarında herhangi bir tarımsal faaliyetin bulunmadığının belirtilmiş olması ve ziraatçi bilirkişi raporunda taşınmaz bölümlerinde bulunan ağaçların en büyüğünün yaşının 15 yaşında olduğunun açıklanmış olması karşısında, dava tarihi olan 2010 yılına kadar davacı lehine zilyetlikle mülk edinme şartlarının oluştuğundan söz edilemeyeceğine göre, Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde hataya düşülerek, kabul kararı verilmiş olması isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden ..."na iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.06.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.