Esas No: 2021/667
Karar No: 2021/5102
Karar Tarihi: 25.02.2021
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2021/667 Esas 2021/5102 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 3. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : İŞYERİ DEĞİŞTİRİLMESİ KARARININ İPTALİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 2. İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; Bölge Müdürünün davacı ile arasındaki husumet sebebiyle davacıyı şoförlük görevinden alarak sürekli yerini değiştirdiğini, son olarak Giresun ili, Akkuş ilçesine tayinin çıkarıldığını ileri sürerek hukuka aykırı il dışı nakil işleminin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; 24.04.2018 tarihli muhakkik raporunda, ... Orman İşletme Müdürlüğünde yürütülen ormancılık faaliyet ve hizmetlerinin daha etkin, hızlı ve verimli yapılabilmesi için davacının görev yerinin değiştirilmesinin uygun olacağı bildirildiğinden davacının tayin işleminin gerçekleştirildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince, davanın açılmasında hukuki yarar olmadığı gerekçesiyle verilen ret kararının Bölge Adliye Mahkemesince nakil işleminin iptaline karar verilemez ise de davacının il dışı nakil kararının hukuka aykırı olup olmadığı değerlendirilerek, bu konuda karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle kaldırılması üzerine yeniden yapılan yargılama sonucunda toplanan delillere göre yazılı gerekçe ile davacının il dışı nakil kararının hukuka aykırı olduğunun tespiti ile fazlaya ilişkin isteminin reddine karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davalı ... vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesince, davacının il dışına tayin işleminin haklı ve geçerli hiçbir sebebe dayanmadığı, İlk Derece Mahkemesince bu yönde iş yerinin almış olduğu kararın hukuka aykırı olduğunun tespit edilmesinin usul ve yasaya uygun bulunduğu gerekçesiyle davalının istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Kararı, davalı ... vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Dava açılmasında hukuki yarar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114. bir dava şartı olarak düzenlenmiştir.
6100 sayılı Kanun 106. madde hükmüne göre;
(1) Tespit davası yoluyla, mahkemeden, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesi talep edilir.
(2) Tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır.
(3) Maddi vakıalar, tek başlarına tespit davasının konusunu oluşturamaz.
Belirtilmelidir ki, mahkemeden istedikleri hukuki korunmaya göre davalar eda davaları, tespit davaları ve inşai davalar olarak ayrılmaktadır.
Eda davalarında; bir şeyin yapılması, bir şeyin verilmesi veya bir şey yapılmaması istenmekte iken; inşai (yenilik doğuran) davalar ile de, var olan bir hukuki durumun değiştirilmesi, kaldırılması veya yeni bir hukuki durumun yaratılması istenir. İnşai (yenilik doğurucu) davanın kabulü ile yeni bir hukuki durum yaratılır ve hukuksal sonuç genellikle bir yargı kararı ile doğar.
Tespit davasında ise sadece tespit hükmü verilebilir. Tespit davasında verilen karar ile hukuki ilişkinin varlığı veya yokluğu kesin olarak tespit edilir, Diğer bir anlatım ile davalının varlığını inkar ettiği ilişkinin var olduğu veya yokluğunu inkar ettiği hukuki ilişkinin yok olduğu hükme bağlanır.
Bir tespit davasının kabule şayan olabilmesi için, bu davanın konusunu oluşturan hukuki ilişkinin var olup olmadığının mahkemece hemen tespit edilmesinde davacının menfaatinin (hukuki yararının) bulunması gerekir.
Tespit davasında; eda davasından ve inşai davadan farklı olarak, davacının böyle bir menfaatinin bulunduğu varsayılmaz. Tespit davasında davacı, kendisi için söz konusu olan tehlikeli veya tereddütlü durumun ortaya çıkaracağı zararın, ancak tespit davası ile giderilebileceğini kanıtlamalıdır. Çünkü tespit davası, hukuki bir durum ya da hak henüz inkar ya da ihlal edilmeden, yani herhangi bir zarar doğmadan açılabildiğinden, menfaatin doğmuş ve güncel olması gereğinin bir istisnası olarak ortaya çıkmıştır.
İşte davacının hukuki ilişkinin derhal tespitinde menfaatinin (hukuki yararının) varlığı için öncelikle, davacının bir hakkı veya hukuki durumu güncel (halihazır) ve ciddi bir tehditle karşı karşıya olması gerekir. Bu tehdit çoğunlukla davalının davranışları ile ortaya çıkar. Bu tehdidin davacı için bir tehlike oluşturabilmesi, bu tehdit nedeniyle, davacının hukuki durumunun tereddüt içinde olmasına ve bu hususun, davacıya zarar verebilecek nitelikte bulunmasına bağlıdır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 01.02.2012 gün ve 2011/10-642 E., 2012/38 K. sayılı kararı).
Bu doğrultuda, davacının bir hakkı veya hukuki durumu güncel bir tehlike ile tehdit edilmiş olmalı; bu tehdit nedeniyle, davacının hukuki durumu tereddüt içinde olmalı ve bu husus davacıya zarar verebilecek nitelikte bulunmalı; yalnız kesin hüküm etkisine sahip olup, cebri icraya yetki vermeyen tespit hükmü, bu tehlikeyi ortadan kaldırmaya elverişli olmalıdır. Davacının tespit davası ile istediği hukuki koruma diğer dava çeşitlerinden birisi ile sağlanabiliyorsa, o zaman davacının tespit davası açmakta hukuki yararı yoktur. Bu şartların bulunmaması halinde tespit davası dinlenmez, davanın usulden (dava şartı yokluğundan) reddi gerekir.
Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 22.05.2013 gün ve 2013/22-561 esas, 2013/733 karar. ile 12.06.2013 gün ve 2013/8-1013 esas, 2013/816 karar. sayılı kararlarında da aynı ilkeler benimsenmiştir.
Dairemizin yerleşik hale gelen içtihatları uyarınca; nakil işleminin iptaline ilişkin açılan bir davada işlemin iptaline karar verilemez ise de, hukuka aykırı olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre hukuka aykırılığın tespitine karar verilmesi mümkündür. Ne var ki; somut uyuşmazlıkta, davacının İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama esnasında emekli olduğu görülmektedir. İleride açılması muhtemel herhangi bir davada; gerektiğinde, nakil işleminin hukuka aykırı olup olmadığının değerlendirilmesine engel bir durum olmadığı ve emekli olan işçinin nakil işleminin iptali isteminde güncel ve hukuki bir yarar kalmadığı anlaşılmakla davanın bu gerekçe ile usulden reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile işin esasına girilerek hukuka aykırılığın tespitine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ve bu karara karşı istinaf başvurusunu esastan reddeden Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeple BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin ise kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 25.02.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.