Esas No: 2015/2743
Karar No: 2015/5219
Karar Tarihi: 15.10.2015
Sahtecilik - hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma - başkasına ait kimlik bilgilerini kullanma - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/2743 Esas 2015/5219 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahtecilik, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma, başkasına ait kimlik bilgilerini kullanma
HÜKÜM : 1- Sanık ... hakkında sahtecilik, başkasına ait kimlik bilgilerini kullanma, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçlarından mahkumiyet,
2- Sanıklar ... ve ... haklarında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1-Sanıklar ... ve ... hakkında kurulan hükümlere yönelik inceleme;
Sanıkların, yokluklarında verilen kararı 07.07.2001 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ almalarına rağmen yasal süresi geçtikten sonra 15.07.2011 tarihinde temyiz inceleme başvurusunda bulundukları anlaşıldığından temyiz inceleme başvurularının, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
2- Sanık ... hakkında sahtecilik suçundan kurulan hükme yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Oluşa, tutanaklara, ekspertiz raporlarına, sanığın savunmasına ve tüm dosya kapsamına göre; ... adına sahte olarak oluşturduğu kimlik bilgisi ile sürücü belgesini kullanan ve 45 SK 899 plakalı araca ait teknik bilgileri ... plakalı araca aitmiş gibi sahte plaka düzenleyen sanığın, eylemlerinin zincirleme şekilde sahtecilik suçunu oluşturduğuna yönelik mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,
2- Sanık ... hakkında başkasına ait kimlik bilgilerini kullanma ve hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçlarından kurulan hükümlere yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;
a- Başkasına ait kimlik bilgilerini kullanma suçundan kurulan hükme yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanığın, ... adına sahte olarak oluşturduğu kimlik bilgisi ile sürücü belgesini kullanarak başkasına ait kimlik bilgilerini kullanma suçunu işlediğinin iddia olunduğu olayda;
Sanığın, ihbar üzerine yakalandığında gerçek kimliğini beyan ettiği ve kollukça tanzim olunan evrakları kendi adına imzaladığından başkasına ait kimlik bilgilerini kullanma suçunun unsurları oluşmadığından beraati yerine dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçeyle mahkumiyetine karar verilmesi,
b- Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan kurulan hükme yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanığın, ... adına sahte olarak oluşturduğu sahte sürücü belgesini kullanarak kendisinin ... olduğunu beyan ettiği ve katılana ait salça yükünü ... ilindeki alıcıyla teslim edilmek üzere plakasını sahte oluşturduğu kamyonuna yüklediği ve malı teslim etmeyerek uhdesine geçirdiği anlaşılmakla, sanığın baştan beri dolandırıcılık kastıyla hareket ederek hileli hareketlerle katılana ait yükü teslim aldığından eyleminin "Kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasi parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu oluşturacağından TCK"nın 158/1-d maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesi gerekirken suç vasfında ve değerlendirmede yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabul ve uygulamaya göre de;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108 E., 2007/152 K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi Kanun koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamasına rağmen, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde tayin edilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, dolandırıcılık suçundan aynı Kanun"un 326/son madde hükmü uyarınca sonuç ceza miktarı itibariyle sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 15.10.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.