Esas No: 2020/8694
Karar No: 2020/2742
Karar Tarihi: 17.12.2020
Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2020/8694 Esas 2020/2742 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Görevi kötüye kullanma suçundan meçhul şüpheli hakkında yapılan soruşturma sonunda, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 04/11/2019 tarihli ve 2019/155674 soruşturma, 2019/97510 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii İstanbul 3. Sulh Ceza Hakimliğinin 15/04/2020 tarih ve 2020/1748 değişik iş kararının;
5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
Dosya kapsamına göre, müştekiler ... ve ..."nin soruşturmaya konu ikamet ettikleri evin yıkım kararının olduğu, ancak yıkım kararının kendilerine tebliğ edilmediği, 18/09/2019 tarihinde zabıta, jandarma ve Kemerburgaz Orman şefliğinden gelen ekiplerce müştekilere ev ile ilgili yıkım kararı olduğunu ve evi yıkmaya geldiklerini söyledikleri, müştekiler tarafından aynı tarihte İstanbul 14. İdare Mahkemesinin 2019/1103 Esas sayılı dosyası üzerinden yıkım işleminin durdurulmasına yönelik yürütmeyi durdurma kararının yetkililere bildirilmesine rağmen yıkım işleminin gerçekleştirildiği bahisle şikayetçi olması üzerine yapılan soruşturma sonunda, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca dosya kapsamında mevcut belgelerden yıkım tarihinin 18/09/2019 tarihinde saat 08:00 itibari ile gerçekleştiği, müştekilerin şikayet dilekçesi ekinde sundukları yürütmeyi durdurma kararının aynı tarihli olduğu, ancak yıkım esnasında görevli personele mahkeme kararını ibraz etmeleri mümkün olmadığı, şüphelinin üzerine atılı görevi kötüye kullanma suçu açısından, icrai veya ihmali davranışla kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olunmasının suçun yasal unsuru olduğu, dosya kapsamının incelenmesinde olayda ceza hukuku açısından soruşturmayı veya kovuşturmayı gerektirir şüpheliye atfı kabil nitelikte suçun manevi unsurunu oluşturacak şekilde bir kusur bulunmadığı, yıkım kararı neticesinde meydana gelen zararın tazmini konusunda karar merciinin İdare Mahkemeleri olduğu gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, müştekinin iddiasına konu taşınmazın bulunduğu alanın orman bölgesi kapsamında olup olmadığı ile ilgili İstanbul 3. İdare Mahkemesinin 2011/1266 Esas sayılı dosyası üzerinden yargılama yapılıyor ise araştırma yapılarak dosyanın bir örneğinin soruşturma dosyasına getirtilmesine, Eyüpsultan Kaymakamlığı"nın 17/09/2019 tarihli 82119656-010.07.01-E.2173 sayılı yıkım kararının müştekilere tebliğ edilip edilmediğinin araştırılmasına, müşteki tarafından İstanbul 14. İdare Mahkemesinin 18/09/2019 tarihli 209/1103 Esas sayılı dosyası üzerinden yürütmeyi durdurma kararının ilgililere telefon ile bildirildiği iddiası karşısında yürütmeyi durdurma kararının verildiği saat ile yıkımın gerçekleştiği tam saatin ve müştekinin ilgili kararı yetkililere bildirilme anının araştırılarak tüm evrakların temininden sonra 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerin Yargılaması Hakkındaki Kanun uyarınca soruşturma izni istenilmesini takiben, hukuki durumun tayin ve takdiri gerekirken, eksik soruşturma ile verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itiraz üzerine soruşturmanın genişletilmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 20/10/2020 gün ve 94660652-105-34-11763-2020-KYB sayılı kanun yararına bozmaya atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye ihbar evrakı ile birlikte tevdi kılınmakla gereği düşünüldü:
Kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname münderecatı yerinde görüldüğünden talebin kabulü ile İstanbul 3. Sulh Ceza Hakimliğince verilen 15/04/2020 tarihli ve 2020/1748 Değişik iş sayılı kararının CMK"nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma sebebine nazaran müteakip işlemlerin mercince yapılmasına, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 17/12/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.