Esas No: 2013/563
Karar No: 2013/1842
Karar Tarihi: 19.03.2013
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2013/563 Esas 2013/1842 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava 818 Sayılı Borçlar Yasası"nın 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir.
Yerel mahkemede görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda 6100 Sayılı HMK"nın 17. maddesi gereğince mahkemenin yetkisizliğine, Antakya Asliye Hukuk Mahkemesi"nin yetkili olduğuna karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Davalı yüklenici davacı iş sahibine ait Mardin ili Nusaybin ilçesinde bulunan 1100 m2 çelik konstrüksiyondan çatı yapım işini üstlenmiştir. Yanlar arasında 27.01.2011 tarihli sözleşme imzalanmış, işin bedeli KDV dahil 140.000,00 TL olarak belirlenmiş, ödemenin 27.01.2011 tarihinde 10.000,00 TL nakit, 25.02.2011 tarihli 25.000,00 TL bedelli çekle 25.04.2011 tarihli 35.000,00 TL bedelli çekle, 25.06.2011 tarihli 35.000,00 TL bedelli çekle ve 25.08.2011 tarihli 35.000,00 TL bedelli çekle yapılacağı, bu sözleşme kapsamı işlerin yapımı esnasında veya sonradan doğabilecek anlaşmazlıkların bu sözleşmede belirtilen hükümler çerçevesinde öncelikle taraflar arasında iyi niyet kuralları çerçevesinde çözümleneceği, uyuşmazlık halinde Antakya Mahkeme ve İcra Dairelerinin yetkili olacağı kararlaştırılmıştır.
Yerel mahkemece sözleşme, Nusaybin İcra Müdürlüğünün 2010/115 Esas sayılı dosyası getirilmiş, yapılan yargılama sonucunda 6100 sayılı HMK"nın 17. maddesi gereğince mahkemenin yetkisizliğine, Antakya Asliye Hukuk Mahkemesi"nin yetkili olduğuna karar verilmiştir.
Yanlar arasında düzenlenen 27.01.2011 tarihli sözleşmenin 9. maddesinde uyuşmazlık halinde Antakya Mahkemelerinin yetkili olacağı kararlaştırılmıştır. Sözleşme 1086 Sayılı HUMK"nın yürürlükte olduğu dönemde düzenlenmiştir. HUMK"nın 9. maddesi uyarınca her dava kural olarak davalının ikâmetgâhı mahkemesinde açılır. Sözleşmeden doğan davalar ayrıca sözleşmenin icra olunacağı (işin yapılacağı) yer mahkemesinde de açılabilir (HUMK md. 10). Taraflar arasında yetki sözleşmesi varsa o yer mahkemesi de yetkilidir. (HUMK md.22). Anılan bu yasal kural dikkate alındığında kamu düzeni gereği istisnalar hariç davacı tarafın bu yer mahkemelerinden birisinde davasını açmak konusunda seçimlik hakkı vardır.
Dava konusu somut olayda işin yapıldığı yer Mardin ili Nusaybin ilçesi olup Nusaybin Asliye Hukuk Mahkemesi davaya bakmaya yetkilidir. Nusaybin Asliye Hukuk Mahkemesinin yetkisini engelleyen herhangi bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. Sözleşmenin imzalandığı tarih itibariyle 6100 sayılı HMK yürürlüğe girmediğinden sözleşmede kararlaştırılan yer mahkemesinin kesin yetkili olduğunun kabulü mümkün değildir. Böyle bir kabul sözleşmenin imzalandığı tarihte değişik yer mahkemesinde dava açma imkânı bulunan tarafların seçimlik haklarını ortadan kaldıracaktır ve hak kaybına yol açacaktır. Bu bakımdan sözleşmeyle kararlaştırılan kesin yetkinin 6100 sayılı Yasa"nın yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra imzalanan yetki sözleşmelerinde tatbiki uygun olacaktır. Aksinin kabulü tarafların sözleşmeyle kazandıkları ve o tarih itibariyle Yasayla yetkili kılınan mahkemelerde dava açma imkânını ortadan kaldıracağından eşitlik ilkesine de aykırı olacaktır. Eski Kanun zamanında yapılan yetki sözleşmelerinin, eski kanuna göre geçerli iseler bugün dahi geçerliliklerini muhafaza ettikleri kabul edilmelidir. Çünkü usul sözleşmelerinin kurulmaları ve geçerlilikleri bakımından maddi hukuk hükümlerine tâbi oldukları genel kabul gören bir ilkedir. Buna göre maddi hukuk alanında yapılan yeni kanunlar eski kanuna göre geçerli olarak yapılmış olan sözleşmeleri hükümsüz hale getirmedikleri gibi usul sözleşmelerine ilişkin yeni kanun hükümlerinin dahi eski kanun zamanında yapılmış usul sözleşmelerinin geçerliliğini etkileyemeyeceğini kabul etmek gerekir.
Açıklanan olgular gözetilerek yetki itirazının reddedilip işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bu hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ve yanlış değerlendirilme ile yetkisizlik kararı verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 19.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.