Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2012/5260 Esas 2013/1580 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/5260
Karar No: 2013/1580
Karar Tarihi: 07.03.2013

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2012/5260 Esas 2013/1580 Karar Sayılı İlamı

15. Hukuk Dairesi         2012/5260 E.  ,  2013/1580 K.

    "İçtihat Metni"



    Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş, davacı vekili tarafından duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat ... geldi. Davalı vekili gelmedi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı avukatı dinlendikten sonra eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu işin gereği konuşulup düşünüldü:

    - K A R A R -

    Taraflar arasındaki uyuşmazlık 818 Sayılı Borçlar Kanunu"nun 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Yanlar arasında imzalanan 10.10.1998 tarihli “İnşaat Yapım Sözleşmesi” uyuşmazlık konusu değildir. Davacı şirket yüklenici, davalı kooperatif iş sahibidir.
    Asıl ve birleşen dava yüklenici şirket tarafından açılmış olup, asıl dava taraflar arasındaki sözleşmeden doğan hak ve alacakların tesbiti ve davalının sözleşmeyi haksız olarak feshettiğinin tesbiti istemine, birleşen dava ise bakiye iş bedeli alacağı ile cezai şart ve mahrum kalınan kârın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne dair verilen karar taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2-Mahkemece birleşen davada, davacı yüklenici vekilinin, inşaat mühendisleri ...ve ... ile hukukçu ... tarafından düzenlenen 26.07.2010 tarihli ek rapora itiraz etmediği, raporu kabul ettiği görüşüyle anılan ek raporda yüklenicinin iş bedeli alacağı olarak belirlenen 248.879,58 liranın iş sahibi kooperatiften tahsiline karar verilmiştir. Oysa davacı yüklenici vekilinin 29.09.2010 tarihli “bilirkişi raporuna beyanlarımız” başlıklı dilekçesindeki beyanının, üçüncü bilirkişi kurulunca düzenlenen 26.07.2010 tarihli ek raporun kabulü olarak nitelendirilmesi doğru değildir. Davacı vekilinin anılan dilekçesinde ek bilirkişi raporuna itiraz etmediğine, raporu kabul ettiğine yönelik açık bir beyanı yoktur. Bu nedenle mahkemece davacı vekilinin 26.07.2010 tarihli ek bilirkişi raporuna itiraz etmediği, bu raporu kabul ettiği gerekçesiyle raporda belirlenen alacak miktarı esas alınarak hüküm kurulması doğru olmamıştır.

    Tüm dosya kapsamından dava konusu inşaat yapım işinde yeni deprem yönetmeliğine göre çizilen revize projelerin uygulandığı anlaşılmaktadır. 22.04.2009 tarihli üçüncü bilirkişi raporunda revize projeye göre yüklenici şirketin yaptığı iş (imalât) bedeli 2.268.104,52 lira, dördüncü raporda ise 2.856.937,07 lira olarak hesaplanmıştır. Mahkemece bu iki rapor arasındaki iş bedeline yönelik çelişki giderilmemiş, çelişkinin nedenleri üzerinde durulmamıştır.
    Hâl böyle olunca, dava tarihi ve yargılama sürecinde yürürlükte bulunan HUMK"nın 284. ve Dairemizce temyiz incelemesinin yapıldığı tarihte yürürlüğe girmiş bulunan 6100 Sayılı HMK"nın 281/3. maddesi gereğince çelişkinin giderilememesi halinde gerçeğin ortaya çıkması için hakim yeniden bilirkişi incelemesi yaptırabileceğinden, mahkemece üçüncü ve dördüncü bilirkişi raporları arasındaki iş bedeline yönelik az yukarıda açıklanan çelişkinin giderilmesi için yeniden oluşturulacak konusunda uzman bilirkişi kurulundan gerekçeli, denetime elverişli rapor alınıp, yüklenici şirket vekili 06.04.2010 ve 26.04.2010 tarihli dilekçelerinde yüklenici şirkete 2.469.810,88 lira ödeme yapıldığını kabul ettiğinden, yükleniciye yapılan ödeme tutarı da 2.469.810,88 lira kabul edilerek değerlendirme yapılmak suretiyle sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle kararın taraflar yararına BOZULMASINA, 900,00 lira duruşma vekâlet ücretinin davalıdan alınarak Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davacıya verilmesine, Yargıtay"daki duruşmada vekille temsil edilmediğinden davalı yararına vekâlet ücreti tayinine yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine, 07.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Hemen Ara