Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2012/7938 Esas 2013/1566 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/7938
Karar No: 2013/1566
Karar Tarihi: 06.03.2013

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2012/7938 Esas 2013/1566 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davalı kooperatife açılan maddi tazminat davasında mahkeme, kooperatifin tüzel kişiliğinin sona erdiğine rağmen kararın verildiği tarihte bu hususu göz önünde bulundurmayarak karara bağlamıştır. Tarafların taraf ve dava ehliyetinin bulunması, kanuni temsilin varlığı ve dava yetkisine sahip olunması HMK’nın 114. maddesi gereği \"dava şartı\" olarak kabul edilir. Kooperatifin tüzel kişiliği son bulduğu halde davada taraf ve dava ehliyeti olmadığından karar bozulmuştur. Davacı vekillerine kooperatifin yeniden \"ihyası\" için yeterli ve kesin süre verilmesi gerektiği belirtilerek davacının ihyasıyla yeniden tüzel kişilik kazanması durumunda gerekli tebliğ işlemlerinin yapılması ve taraf teşkili sağlandıktan sonra uyuşmazlığın hükme bağlanması gerektiği ifade edilmiştir. Kanunlar ise, Kooperatifler Kanunu’nun 59. maddesi, HMK'nın 50, 51, 52 ve 114. maddeleri, Borçlar Kanunu’nun 397/2. maddesi ve TMK’nın 48 ve 49. maddeleridir.
15. Hukuk Dairesi         2012/7938 E.  ,  2013/1566 K.

    "İçtihat Metni"




    Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili gelmedi. Davalı vekili Avukat ...... geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalı avukatı dinlendikten sonra eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:

    - K A R A R -

    Dava, maddi tazminatın tahsili istemiyle açılmış; mahkemece, davanın kabulü ile 39.720,00 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ve verilen karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
    Davacı kooperatifin tasfiyesinin kapatılarak ticaret sicilinden terkinine, Kooperatif Genel Kurulunca alınan 30.06.2007 tarihinde karar verildiği; kooperatifi fesih ve tasfiyesine ilişkin tescilin, ticaret siciline 03.07.2007 tarihinde tescil edildiği ve sicilden kaydının terkin olunduğu ve bu durumun Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nin 12.07.2007 tarihli ve 6850 sayılı nüshasında ilân edildiği; dosya kapsamında belirtilen Ticaret Sicili Gazetesi nüshasından anlaşılmaktadır.
    1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 59. maddesi hükmü gereğince, yapı kooperatiflerinin yetkili temsil organı, yönetim kuruludur. Kooperatifin ticaret sicilinden terkini halinde, tüzel kişiliği sona erer ve dolayısıyla yönetim kurulunun da temsil görevi son bulur. Somut olayda ise, davacı kooperatifin tüzel kişiliği son bulduğu halde; mahkemece, bu husus gözetilmeden uyuşmazlık karara bağlanmıştır. Karar tarihinde 6100 Sayılı HMK yürürlüktedir. Anılan Yasa’nın 50 ve 51. maddeleri gereğince, tüzel kişilerin de taraf ve dava ehliyetlerinin bulunması gerekir. Aynı Kanun’un 52. maddesi hükmü gereğince de; tüzel kişiler davada yetkili organları tarafından temsil edilir. Diğer yandan TMK’nın 48. maddesi hükmüne göre tüzel kişinin hak ehliyeti; 49. maddesi hükmüne göre de fiil ehliyeti belirlenebilir. Az yukarıda açıklandığı üzere; davacı kooperatifin tüzel kişiliği ticaret
    sicilinden terkin sonucu son bulduğuna göre davada taraf ve dava ehliyeti de bulunmamaktadır. HMK’nın 53. maddesi hükmü uyarınca, dava takip yetkisi, talep sonucu hakkında hüküm alabilme yetkisidir. Tarafların taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin sözkonusu olduğu hallerde temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması ve ayrıca dava yetkisine sahip olunması, HMK’nın 114. maddesi hükmü gereğince “dava şartı” olup, yargılamanın her aşamasında mahkemece, doğrudan gözetilmesi zorunludur.
    Davacı vekili kooperatifin ticaret siciline terkiniyle tüzel kişiliği sona ermiş olmasına karşın; karar tarihine kadar vekillik görevlerini sürdürmüş ve davalı vekilinin temyiz dilekçesine karşı da cevap dilekçesi sunmuştur. Halen dahi kooperatifin ihya olunmadığı da, sözü edilen dilekçe kapsamından anlaşılmaktadır. Somut olayda uygulanması gereken 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 397/2. maddesi hükmü gereğince, vekilliğin sona ermesi, vekillik verenin çıkarlarını tehlikeye koyuyorsa, vekillik veren işlerini doğrudan kendisinin görebileceği duruma gelinceye değin, vekil, vekillik işini görmeye devamla yükümlüdür. Bu yasal nedenle; mahkemece, öncelikle davacı vekillerine, kooperatifin yeniden “ihyası” için görevli ve yetkili mahkemede dava açabilmesi için yeterli ve kesin süre verilmesi; davacı vekillerinin “ihya davasını” açmamaları ya da açmak istememelerinin saptanması durumunda ise; 6100 Sayılı Yasa’nın 54 ve 55. maddeleri hükümleri uyarınca mahkemece, işlem yapılmalı, ihya davası açılmasını sağlamak amacıyla kayyım atanmasına karar verilmelidir. Davacının ihyasıyla yeniden tüzel kişilik kazanması durumunda da gerekli tebliğ işlemlerinin yapılması ve taraf teşkili sağlandıktan sonra uyuşmazlığın hükme bağlanması gerekmektedir.
    Mahkemece, yukarıda açıklanan hususlar gözetilmeden ve taraf teşkili sağlanmadan davanın karara bağlanması doğru olmamış ve kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan sebeplerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne ve kararın BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 900,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 06.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Hemen Ara