Esas No: 2020/239
Karar No: 2020/4859
Karar Tarihi: 24.02.2020
Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2020/239 Esas 2020/4859 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
KARAR
Basit tehdit ve hakaret suçlarından sanık ..."nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 106/1-2.cümle, 125/1, 43/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 1 ay ve 3 ay 3 gün hapis cezaları ile cezalandırılmasına dair Yalova 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/03/2017 tarihli ve 2016/158 esas, 2017/136 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
İstem yazısında: “Yalova 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/03/2017 tarihli istinaf edilmeden kesinleşen mahkûmiyet hükmünün ancak suç tarihinden sonra yürürlüğe giren Kanun değişikliği yönünden uyarlama yargılaması konusu olabileceği, bunun karşısında yargılamaya konu suçlar öncesinde de uzlaştırmaya tabi olduğundan 02/12/2016 tarihinde Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34. maddesinde anılan suçlar yönünden değişiklik öngörülmediği nazara alındığında; hükümlünün uzlaştırma talebi üzerine, anılan Kanun’un 34. maddesi ile 5271 sayılı Kanun’un 253. maddesinde yapılan değişiklik neticesinde infaza konu ilâmdaki suçun uzlaştırma kapsamına alındığından bahisle dosyanın yeniden ele alınarak sanığın hukukî durumunun yeniden değerlendirilmesi ile infazın durdurulmasına ilişkin aynı Mahkemenin 24/05/2018 tarihli ve 2016/158 esas, 2017/136 sayılı ek kararını takiben uzlaşma sağlanamadığından infazın devamına dair anılan Mahkemenin 13/11/2018 tarihli ve 2016/158 esas, 2017/136 sayılı ek kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Yalova Ağır Ceza Mahkemesinin 27/02/2019 tarihli ve 2019/17 değişik iş sayılı kararların, hukuki değerden yoksun olduğu değerlendirilerek yapılan incelemede;
Dosya kapsamına göre; sanığın üzerine atılı 5237 sayılı Kanun’un 125. maddesinde düzenlenen hakaret suçunun, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinin 02/12/2016 tarihli Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile değiştirilmeden önceki haliyle de, anılan maddenin 253/1-a maddesi gereğince de uzlaşmaya tâbi olması; yine basit tehdit suçunun da anılan 6763 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı Kanun"un 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi gereğince ve şikayete tabi olması nedeniyle değişiklik önceki haliyle de uzlaşma kapsamında olduğu ancak her iki suç yönünden de sanık ve katılana soruşturma ve kovuşturma evresinde usulüne uygun bir uzlaşma teklifi yapılmadığı cihetle, dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilip, uzlaştırma işlemleri yapıldıktan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
I- Olay:
Şüpheli hakkında Yalova Cumhuriyet Başsavcılığınca müştekinin şikayeti üzerine tehdit ve hakaret ithamı ile yürütülen soruşturma kapsamında, şüphelinin Cumhuriyet savcısı tarafından ifadesi alındığı sırada uzlaşmak istemediğini bildirdiği, müştekiye de kolluk tarafından uzlaşma teklif edildiği, müştekinin de uzlaşmak istemediğinden teklifi olumsuz yönde imzaladığı, bu şekli ile kamu davasının açıldığı ve sanık hakkında mahkumiyet hükümleri tesis edildiği, hükümlerin istinaf incelemesinden geçmeden kesinleştiği, hükümlü tarafından dilekçe ile kanun yararına bozma yoluna gidilmesi talep edildiği anlaşılmıştır.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Soruşturma dosyası kapsamında, 6763 sayılı yasanın değişiklik öncesi Cumhuriyet Savcısı"nca bizzat ifade alınması sırasında müştekinin uzlaşmak istemediğine yönelik beyanı ve müştekinin de uzlaşma teklifine olumsuz cevap vermesinin uzlaşma olmadığına karar verebilmek için yeterli kabul edilip edilemeyeceğine ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
Yukarıda yapılan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, şüpheli hakkında TCK"nın 125/1-2, 106/1-2.c. maddelerinde düzenlenen, hakaret ve tehdit suçlarından soruşturma yürütüldüğü, bu suçların 6763 sayılı Yasanın değişiklik öncesi ve sonrasında uzlaşma/uzlaştırma ya tabi olan suçlar olduğu, şüphelinin Cumhuriyet Savcısı"nca ifadesinin alınması sırasında “uzlaşmak istemiyorum” yönünde beyanının bulunduğu, müştekinin de uzlaştırma teklif formunu “uzlaşmak istemiyorum” şeklinde imzaladığı, dolayısı ile dosya kapsamında teklif edilen uzlaşma önerilerinin geçerli olduğu anlaşıldığından tebliğnamedeki talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
IV- Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden, CMk"nın 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN REDDİNE, 24/02/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.