Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2012/7458 Esas 2013/1088 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/7458
Karar No: 2013/1088
Karar Tarihi: 18.02.2013

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2012/7458 Esas 2013/1088 Karar Sayılı İlamı

15. Hukuk Dairesi         2012/7458 E.  ,  2013/1088 K.

    "İçtihat Metni"


    Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

    - K A R A R -

    Dava, sözleşme dışı işler bedelinin tahsili istemiyle açılmış, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
    2-Eldeki dava daha önce taraflar arasında görülüp karara bağlanan ... Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2009/158 Esas-2010/44 Karar sayılı davasında saklı tutulan fazlaya ilişkin haklar nedeniyle o davada alınan 13.10.2009 günlü asıl ve 18.01.2010 günlü ek bilirkişi kurulu raporlarında hesaplanan miktara göre ek dava şeklinde açılmıştır. Mahkemece yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmamış, ilk davada verilen kararın Yargıtay"dan geçerek kesinleşmesi nedeniyle kararın dayanağı olan raporlardaki hesaplamaya itibar edilmesi gerektiği gerekçesiyle dava kabul edilmiştir. Bilirkişi raporu takdiri delillerden olup, kısmî davada alacağın dava edilen miktar kadar olduğunu ispat için yeterlidir. Bilirkişi raporunun kazanılmış hak teşkil etmesi verildiği ilk davada hükmedilen miktar içindir. Daha önce açılan kısmi davada alınan bilirkişi raporu sonradan açılan ek davada kesin delil haline gelmez ve hakimi bağlamaz. Açılan ikinci davaya konu edilen alacağın miktarının davacı tarafından ayrıca kanıtlanması gerekir. Bu nedenle ilk davada alınan bilirkişi raporu ek davadaki alacak miktarının ispatı için yeterli sayılamaz.
    Dava sözleşme dışı işler bedeline ilişkin olup, yasal dayanağı dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanununun vekâletsiz iş görmeye ilişkin 410 ve devamındaki hükümlerdir. BK’nın 413. maddesindeki düzenlemeye göre sözleşme dışı işler bedelinin işin yapıldığı tarihteki serbest piyasa rayiçleriyle hesaplanması gerekir. Serbest piyasa rayiçleri KDV"yi de içermektedir. Sözleşmede iş bedeli yabancı para cinsinden kararlaştırılmış olsa bile, sözleşme hükümleri sözleşme dışı işlere uygulanamayacağından, sözleşme dışı işler bedelinin memleket parasıyla hesaplanması zorunludur. Bu hususlar Dairemizin asıl davayla ilgili 23.05.2008 tarih 2008/1719 Esas-2008/3287 Karar sayılı bozma ilamında da açıkça vurgulanmıştır.
    Hükme dayanak alınan 13.10.2009 tarihli bilirkişi kurulu raporunda sözleşme dışı imalatın yapım tarihi 21.08.2004 olarak belirlendikten sonra malzeme ve ekipmanların TL cinsinden belirlenen bedelleri 01.09.2004 tarihindeki kurdan USD "ye çevrilerek ortalama inşaat maliyet bedeli 585 USD/m2 olarak bulunmuş, sözleşme dışı işler bedeli 1.605,27 m2 x 585 USD/m2 = 939.082,95 USD olarak hesaplanmıştır. 18.01.2010 günlü ek raporda ise bu miktara %18 KDV ilave edilerek alacak miktarı 939.082,95 USD x 1.18 =1.108.117,17 USD "ye yükseltilmiştir. Mahkemece 1.108.117,17 USD sözleşme dışı işler bedelinden ilk kararla hüküm altına alınan 634.420,81 USD karşılığı 888.498,95 TL düşülerek 473.696,36 USD karşılığı 716.228,89 TL"ye hükmedilmiştir.
    Hükme dayanak alınan raporlardaki hesaplama yukarıda yapılan açıklamalara ve ilkelere uygun olmadığından hüküm tesisi için yeterli bulunmamaktadır.
    O halde mahkemece yapılacak iş: yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulundan alınacak raporla sözleşme dışı işlerin bedelini yapıldıkları tarihteki serbest piyasa rayiçleriyle TL cinsinden hesaplamak, serbest piyasa rayiçleri KDV"yi de içerdiğinden hesaplanan alacağa ayrıca KDV eklememek, ilk davada hüküm altına alınan bedeli mahsup ederek sonucuna uygun karar vermekten ibarettir. Açıklanan nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1.bentte yazılı nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kararın temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, 18.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Hemen Ara