MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan
HÜKÜM : Mahkumiyet

Sanığın, yanında kimliği belirsiz bir bayanla geldiği tapu dairesine annesi olan müşteki adına kayıtlı taşınmazı adına devralmak üzere müracaat ile suça konu resmi satış senedinin oluşturulmasını sağladığının iddia ve kabul olunduğu somut olayda; müştekinin oğlu olan sanığın kendisinin bilgisi olmadan satış işlemi yapmak istendiğini öğrenerek tapu müdürlüğüne ihbarda bulunması üzerine tapu müdürü tarafından belgedeki imzalar henüz tamamlanmadan satış işleminin durdurulması şeklinde gerçekleşen eylemde; yüklenen TCK"nun 206. maddesinde düzenlenen "resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunmak" suçunun oluşabilmesi için kişinin açıklamaları üzerine oluşturulan resmi belgenin, bu beyanın doğruluğunu ispat edici bir güce sahip olması gerektiği cihetle; sanığın kimliği belirsiz bir bayanı annesi olarak tanıtarak suça konu gayrimenkulün kendisine satışı hususunda anlaştıklarını işlemi yapacak olan görevli memura beyanda bulunarak suçun icrai hareketlerine başladığı, ancak şikayetçinin olayı öğrenmesi üzerine yaptığı müracaat sonucu görevli memurca hazırlanan henüz tek imzalı olan ve kalan imzaların henüz tamamlanmaması nedeniyle hukuken sonuç doğuracak güce ulaşmayan bir belge halinde kaldığı olayda; yüklenen suçun oluşup oluşmadığı yada teşebbüs aşamasında kalıp kalmadığı tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.