Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2021/3967 Esas 2021/5195 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/3967
Karar No: 2021/5195

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2021/3967 Esas 2021/5195 Karar Sayılı İlamı

2. Hukuk Dairesi         2021/3967 E.  ,  2021/5195 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı

    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından; kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ve reddedilen kendi manevi tazminat talebi yönünden, davalı-karşı davacı kadın tarafından ise erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri, yoksulluk nafakasının miktarı ile velayet düzenlemesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
    1-Davalı-karşı davacı kadının "Erkeğin boşanma davasının kabulüne" yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde;
    İlk derece mahkemesince bu yöne ilişkin olarak verilen hüküm davalı -karşı davacı kadın tarafından istinaf edilmeyerek kesinleşmiştir. Bu nedenle davalı-karşı davacı kadının, istinaf edilmeyerek kesinleşen bu yöne ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
    a) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davacı -karşı davalı erkeğin tüm, davalı -karşı davacı kadının ise aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
    b) İlk derece mahkemesince karşılıklı olarak açılan boşanma davalarının yapılan yargılaması sonucunda her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, tarafların ortak çocukları 2008 doğumlu ... ile 2012 doğumlu ..."nun velayetlerinin davacı-karşı davalı babaya verilmesine hükmedilmiş, davalı-karşı davacı annenin bu yöne ilişkin istinaf talebi bölge adliye mahkemesince esastan reddedilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
    Velayet ve kişisel ilişki düzenlenirken; göz önünde tutulması gereken temel ilke, çocuğun "Üstün yararıdır" (Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme md.3; Çocuk Haklarının Kullanılmasına ilişkin Avrupa Sözleşmesi m. 1; TMK m. 339/1. 34.3/1, 346/1; Çocuk Koruma Kanunu m. 4/b). Çocuğun üstün yararını belirlerken; onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir. Ana ve babanın yararları; boşanmadaki kusurları, ahlaki değer yargıları, sosyal konumları gibi durumları, çocuğun üstün yararını etkilemediği ölçüde göz önünde tutulur. Velayet düzenlemesi kamu düzenine ilişkin olup, re"sen araştırma ilkesi geçerlidir. Bu nedenle yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile göz önünde tutulması gerekir. Tarafların davayı kabulü de tek başına hukuki sonuç doğurmaz.Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. ve Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 3 ve 6. maddeleri idrak çağındaki çocukların kendilerini ilgilendiren konularda görüşünün alınması ve görüşlerine gereken önemin verilmesini öngörmektedir. Çocukların üstün yararı gerektirdiği takdirde, görüşlerinin aksine karar verilmesi mümkündür.
    Dosyanın incelenmesinde; alınan 15.03.2018 tarihli ilk sosyal inceleme raporunda ortak çocuklardan ... uzmana, babasının içki içerek annesine şiddet uyguladığını, babasının iki üç gün önce okula gelerek kendisine " Amcalarla görüşmeye gittiğinde o amcalara (annenin) eve erkekler getirdiğini söyle, bunları söylemezsen beni hapse atarlar bir daha yüzümü göremezsin" dediğini, evde babasının, babaannesinin ve yengesinin annesini sevmediklerini ve annesine küfür ettiklerini, parmağının okulda top oynarken kırıldığını, kendisini döven ya da kızan kimsenin olmadığını, babasında kalmak istediğini beyan etmiştir. Rapor tarihinde henüz 6 yaşını doldurmayan ortak çocuk ... ise beyanında, babasının içki içtiğini ve sürekli annesini dövdüğünü, annesini dışarıya atarak kapıyı üzerine kilitlediğini, annesinin ağladığını, annesinde kalmak istediğini beyan etmiştir. Uzman ise görüş kısmında, her iki çocuğun halen anne yanında bulunduklarını, ortak çocuk ..."in beyan verirken tedirgin ve kaygılı olduğunu, daha bir şey sorulmadan babasında kalmak istediğini söylediğini, ..."nun ise daha rahat ve paylaşıma açık davrandığını, her iki çocuğun da ebeveynleri tarafından yönlendirilmiş olabileceklerini, yaşları itibariyle daha çok anne bakım ve şefkatine ihtiyaç duydukları bir dönemde olduklarını, annenin çocukların velayetini almaya fiziksel ve psikolojik bir engelinin bulunmadığını, velayet konusunda istekli olduğunu, çocukların anneleri ile olmalarının yüksek menfaatlerine olacağını beyan etmiştir. Aynı uzman 23.12.2019 tarihli ek raporunda ise, davalı-karşı davacı kadının gayri ahlaki bir yaşantısının olduğunun, davacı-karşı davalı erkeğin ise küfür ve hakaret ettiğinin, alkol kullandığının ve şiddet uyguladığının iddia edildiğini, bu iddialar çerçevesinde mesaj ve ses kayıtlarının sunulduğunu ve tanıkların dinlendiğinini, mahkemede oluşacak kanaate göre velâyet konusunda karar verilmesinin uygun olacağını beyan etmiştir. Aldırılan son raporda ise çocuklardan ..."in baba yanında kalmaya başladığı, küçük ... ile annenin ise mahkemenin tedbir kararı uyarınca ortak evde birlikte yaşadıkları, erkeğin bu evin elektrik ve doğalgazını kapattırdığı için görüşme tarihinde küçük ..."nun üşüterek hasta olduğunun gözlemlendiği, annenin küçüğü asla bırakamayacağını çocuklarının kendisine ihtiyaçlarının olduğunu beyan ederek ağladığı, baba çalıştığından büyük çocuk ..."e babaanne ve dedesinin baktığı, annenin velayet sorumluluğunu alabilecek yeterlilikte olmadığına yönelik ifadelerle velayet konusunda takdirin mahkemeye bırakıldığı yönünde görüş bildirildiği görülmüştür.
    Toplanan delillerden, davalı-karşı davacı kadının başka erkeklerle mesajlaşarak güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu sabit ise de gayrı ahlaki bir yaşam sürdürdüğü ispatlanamamıştır. Özellikle çocuklardan ..."in uzmana verdiği beyanlar ve son raporda kadın ve çocuklardan ..."nun yaşadıkları ortamın fiziki koşulları dikkate alındığında babanın çocuklar üzerindeki yönlendirme ve baskısı ile davalı -karşı davacı kadına karşı öfkesinin yoğun olduğu, çocukların yaş, gelişimleri de gözetildiğinde anne bakım ve şefkatine daha çok ihtiyaç duydukları bir dönemde bulundukları, annenin velayet görevini ağır ihmal durumunun somut delillerle ispatlanamadığı, baba, babaanne ve yengenin anneye karşı olumsuz tutum ve söylemlerinin çocuklar tarafından da beyan edildiği, velayet düzenlemesinde asıl olanın çocukların üstün menfaatinin korunması olduğu, kişisel öfke ve intikam duygularının kesinlikle çocukların üstün menfaatlerine tercih edilemeyecekleri, kaldı ki babanın uzun süreli şehir dışı işlerde çalışması nedeniyle velayeti alması durumunda çocuklara babaanne ve dedenin bakacağı hususu da gözetildiğinde tarafların ortak çocukları 2008 doğumlu ... ve 2012 doğumlu ..."nun velayetlerinin davalı-karşı davacı annelerine verilmesine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ : Davalı-karşı davacı kadının "Erkeğin boşanma davasının kabulüne" yönelik temyiz dilekçesinin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple REDDİNE, temyiz edilen bölge adliye mahkemesi hükmünün yukarıda (2/b) bendinde gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda (2/a) bendinde gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın ..."a yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna 292.10 TL temyiz başvuru harcı peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatıran ..."e geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 23.06.2021 (Çrş.)









    Hemen Ara