15. Hukuk Dairesi 2014/1407 E. , 2014/7623 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat ... ile davalı vekili Avukat ... geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Uyuşmazlık, zaman bakımından uygulanması gereken 818 sayılı BK"nın 355 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanmaktadır.
Davada, cari hesaptan kaynaklanan bakiye alacağın tahsili istemi ile başlatılan ilâmsız icra takibine davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptâli ile takibin devamı ve icra inkâr tazminatının tahsili istenmiş, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle 22.07.2011 olan dava tarihinin karar başlığında 02.08.2011 olarak yazılması maddi hataya dayalı olup mahkemesince her zaman düzeltilebileceğine göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-İİK"nın 67/2. maddesi uyarınca itirazın iptâli davasında takibe itiraz eden borçlunun icra inkâr tazminatı ile sorumlu tutulabilmesi için alacağın likit ve borçlunun takibe itirazında haksız olması gerekir. Somut olayda, takibin dayanağı olarak davacı alacaklı tarafından keşide edilen 03.09.2010 günlü ihtarname ile cari hesap ilişkisi gösterilmiştir. Taraflar arasında cari hesap mutabakatı bulunmamakta olup takip konusu alacak ihtilaflıdır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık davalının 18.06.2010 tarihli 23.600,00 TL bedelli faturadan dolayı alacaklı bulunup bulunmadığı, sonucuna göre de cari hesapta davalıya fazla ödeme yapılıp yapılmadığı konusunda toplanmaktadır. Davalı, sözü edilen faturanın davacı şirkete tebliğ edildiğini ve yasal sürede itiraz edilmeksizin kesinleştiğini kanıtlayamamıştır. Sözü edilen fatura davacının ticari defterlerinde yer almamaktadır. Davalının anılan fatura nedeniyle alacaklı olup olmadığı, sonucuna göre de cari hesapta davacının davalıya fazla ödemesi bulunup bulunmadığı mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi ile açıklığa kavuşmuştur. Bu durumda, alacağın likit olduğu ve davalı borçlunun takibe itirazında haksız bulunduğu kabul edilemez. Mahkemece, koşulları oluşmayan icra inkâr tazminatı isteminin reddi gerekirken delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek alacağın likit kabul edilip icra inkâr tazminatına hükmedilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle kararın bozulması gerekirse de yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı HMK"nın geçici 3. maddesinin yollaması ile 1086 sayılı HUMK"nın 438/VII. maddesi uyarınca kararın icra inkâr tazminatı kaldırılmak suretiyle onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile, karanın hüküm kısmının 2 nolu bendindeki “9.648,52 TL icra inkâr tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine” cümlesinin karardan çıkartılarak yerine “Koşulları oluşmadığından davacının icra inkâr tazminatı talebinin reddine” cümlesinin yazılmasına, kararın değiştirilmiş bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 1.100,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay"daki duruşmada vekille temsil olunan davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 29.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.