Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2017/1104 Esas 2020/616 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/1104
Karar No: 2020/616
Karar Tarihi: 17.02.2020

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2017/1104 Esas 2020/616 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, Demokratik Toplum Partisi'nin (DTP) mallarının Hazine'ye intikal ettiğini ve DTP ilçe teşkilatındaki gelir-gider farkının davalılardan tahsil edilmesini istemişti. Ancak mahkeme, davanın zamanaşımı nedeniyle reddedilmesine karar vermişti. Davacı vekili ise bu karara temyiz başvurusunda bulunmuştu. Karar, Yargıtayca incelendikten sonra mahkemenin zamanaşımı süresinin başlangıç tarihini belirlemediği ve AİHM'in DTP'ye karşı hak ihlali bulduğunu dikkate almadığı gerekçesiyle bozuldu. Söz konusu davada 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nun 107. maddesi uygulanmıştı. Bu maddeye göre kapatılan siyasi partilerin malları Hazine'ye intikal eder.
4. Hukuk Dairesi         2017/1104 E.  ,  2020/616 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 08/05/2012 gününde verilen dilekçe ile 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu"nun 107. maddesinden kaynaklanan alacak istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen 26/11/2015 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    Dava, 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nun 107. maddesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    Davacı, Demokratik Toplum Partisinin Anayasa Mahkemesinin 11/12/2009 tarihli kararıyla kapatıldığını, kapatılan siyasi partilerin mallarının 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nun 107. maddesi uyarınca Hazineye intikal ettiğini, 11/02/2010 ve 10/11/2010 tarihli inceleme raporları sonucunda partinin ... ilçe teşkilatında 14.292,00 TL nin gelir gider farkı olarak parti kasasında bulunmadığını, davalılardan partinin ilçe teşkilatı başkanı olan ... adına gönderilen 11/05/2011 tarihli borç ödemeye davet yazısının gereği yerine getirilmediği gibi, anılan davalı tarafından idare mahkemesinde borç ödemeye davet yazısının iptali istemiyle dava açıldığını belirterek, 14.292,00 TL"nin 11/02/2009 tarihinden itibaren yasal faiziyle bilikte davalılardan tahsili isteminde bulunmuştur.
    Davalılar davanın reddini savunmuşlar, ıslah dilekçesiyle savunmalarını ıslah edip zamanaşımı def’inde bulunmuşlardır.
    Mahkemece, davalıların cevap süresi içerisinde davaya cevap verdikleri, ıslah yolula ileri sürülen zamanaşımı def’inin usule uygun olduğu gerekçesiyle, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
    Mahkemece davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş ise de, zamanaşımının başlangıç tarihinin hangi tarih olduğu ve eldeki davanın açıldığı 08/05/2012 tarihi itibariyle zamanaşımına başlangıç olarak mahkemece hangi tarihin esas alınarak zamanaşımı süresinin dolduğuna karar verildiği anlaşılamamakta, kararın gerekçesinde buna ilişkin bir tespit ve değerlendirme de bulunmamaktadır. Zira zamanaşımı süresi yönünden başlangıç tarihi araştırılarak doğru bir şekilde saptanmalı ve sonucuna göre dava tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin dolup dolmadığı değerlendirilmelidir.
    Diğer taraftan dosya kapsamından Anayasa Mahkemesinin 11/12/2009 tarih 2007/1 esas 2009/4 karar sayılı kararı ile kapatılmasına karar verilen Demokratik Toplum Partisi (DTP) nin başvurusu üzerine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) 12/01/2016 tarihli "Demokratik Toplum Partisi ve Diğerleri Türkiye"ye Karşı" kararının sonuç kısmının 2. ve 3. fıkralarında hak ihlalinin bulunduğuna karar verildiği anlaşılmaktadır.
    Şu halde mahkemece; öncelikle zamanaşımı süresinin başlangıç tarihi tespit edilerek dava tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin dolup dolmadığı hususunda değerlendirme yapılarak karar verilmesi, davanın süresinde açılmış olduğunun anlaşılması halinde ise AİHM kararı değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm verilmesi gerekir. Yukarıda açıklanan yönler gözetilmeksizin mahkemece yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA 17/02/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.


























    Hemen Ara