Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2014/5253 Esas 2014/7467 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/5253
Karar No: 2014/7467
Karar Tarihi: 22.12.2014

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2014/5253 Esas 2014/7467 Karar Sayılı İlamı

15. Hukuk Dairesi         2014/5253 E.  ,  2014/7467 K.

    "İçtihat Metni"


    Davacı ... ile davalı ... Taah. Tic. San. ve Turizm Ltd.Şti. arasındaki davadan dolayı ... . Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 29.11.2012 gün ve 2009/829-2012/734 sayılı hükmü onayan Dairemizin 30.04.2014 gün ve 2013/3541-2014/3019 sayılı ilamı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

    - K A R A R -

    Dava, iş bedelinin tahsili için yapılan ilâmsız icra takibine itirazın iptâli, takibin devamı ve icra inkâr tazminatı istemiyle açılmış, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın davalı vekilince temyizi üzerine Dairemizce verilen 30.04.2014 gün ve 2013/3541 Esas, 2014/3019 Karar sayılı onama ilâmına karşı davalı vekilince yasal süresi içinde karar düzeltme talebinde bulunulmuştur.
    Taraflar arasında yazılı eser sözleşmesi bulunmamaktadır. Davacı açtığı dava ile, dava dışı ... İl Özel İdaresi tarafından yapımı davalıya ihale edilen "Eğitim Yapılarını Güçlendirme ve Onarım İşleri"nin, taraflar arasında yapılan sözlü anlaşma ile "alüminyum ve PVC kapı ve pencere doğramalarının temin ve montajı işleri"ni yapıp teslim ettiğini, düzenlediği irsaliye ve faturanın davalı çalışanı ... "e teslim edilmesine rağmen iş bedelinin ödenmediğinden, tahsili için yaptığı icra takibine davalı tarafından itiraz edildiğini belirtilerek, itirazın iptâline, takibin devamına ve icra inkâr tazminatına karar verilmesini istemiştir. Davalı, gerek icra takibine itirazında, gerekse davaya cevaplarında, taraflar arasında akdi ilişki bulunmadığını, takip konusu faturanın kendisine tebliğ edilmediği gibi, dayanak sevk irsaliyesinin de davacının kardeşi ... tarafından teslim alındığını, sevk irsaliyesi tarihi itibariyle ... "in şirket çalışanı olmadığı gibi, iş akdinin feshinden 2 ay sonra düzenlenen irsaliyedeki malzemelerin teslim alındığının kabul edilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacının düzenlemiş olduğu faturanın beyannamesinde yer alması, fatura konusu malzemenin okullarda davacı tarafından takılıp sarf edildiğine dair tanık beyanları, yazılı delil başlangıcı faturanın tanık beyanları ile örtüşmesi, yerinde yapılan tespitte davacının iddia ettiği marka ve evsaftaki PVC doğrama ve alüminyum doğrama işlerinin yapıldığının sabit olması gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Türk Medeni Kanunu"nun 6. ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 190. maddeleri gereğince iddia eden, iddiasını ispat yükümlülüğü altındadır. Somut olayda davacı, davalı ile aralarında sözlü eser sözleşmesi yapıldığını iddia etmekte, davalı ise davacı ile aralarında sözleşme ilişkisinin kurulmadığını savunmaktadır. O halde, davacı akdi ilişkiyi kanıtlamak zorundadır. Davacı taraf, davalının yükleniminde bulunan "Eğitim Yapılarını Güçlendirme ve Onarım İşi"nin", "alüminyum ve PVC kapı ve pencere doğramalarının teminve montajı işleri"ni yaptığını ve bedelinin ödenmediğini iddia etmekte olduğundan iddiasını, müddeabihin miktarına göre 6100 sayılı HMK"nın 200. madde hükmü gereği senetle ispat etmek zorundadır. Taraflar arasında akdi ilişkinin kurulduğunu ispat açısından HMK"nın 202. maddesinde ifadesini bulan yazılı delil başlangıcı niteliğinde ki bir belgeye dayanılmadığı gibi, 02.02.2008 tarihli sevk irsaliyesini teslim alan ... "in davacının kardeşi olup, 31.12.2007 tarihinde işten ayrıldığı anlaşılmaktadır. Davalıya gönderildiği belirtilen fatura, mali müşavir bilirkişi raporuna göre davalı kayıtlarında mevcut olmadığı gibi, ... Vergi Dairesi Başkanlığı Halkalı Vergi Dairesi Müdürlüğü"nün 28.04.2010 tarih ve 13284 sayılı yazısı ve ekindeki belgelere göre BA formunu veren ve faturayı kullananın davalı şirket değil, davacı olduğu da sabittir. Bu nedenle bu belgeler, yazılı delil başlangıcı sayılamayacağı gibi, aynı Kanun"un 200/2. maddesi gereğince davalı vekilince tanık dinlenmesine açıkça muvafakat edilmediğinden, dinlenen tanık beyanlarına göre de taraflar arasında eser sözleşmesi ilişkisinin kurulduğu kabul edilemez.
    Tüm bu nedenlerle; davacı ile davalı şirket arasında akdî ilişkinin varlığı usulünce kanıtlanamamış olup, HMK"nın 200. maddesi hükümlerine aykırı olarak dinlenen davacı tanıklarının beyanlarına itibar edilmek suretiyle akdî ilişkinin kurulduğu kabul edilerek, davalı şirket sorumluluğuna hükmetmek doğru olmamıştır. Ne varki davacı taraf delil listesinde açıkca yemin deliline dayanmış olup, davacının bu delilinin de toplanması ve bundan sonra delillerin birlikte değerlendirilmesi gerekir.
    O halde, mahhkemece yapılacak iş; davacı tarafın açıkca yemin deliline dayanmış olması nedeniyle, dayanılan bu delilin değerlendirilmesi, davacı tarafından davalı tarafa yemin teklif edilmesi halinde 6100 sayılı HMK"nın 225. ve devamı maddelerine uygun şekilde yemin delilinin de toplanması, akdî ilişkinin varlığı konusu açıklığa kavuştuktan sonra sonucuna göre hüküm kurmaktan ibarettir. Yerel mahkeme kararının bu gerekçeyle bozulması gerekirken, hükmün onanmasına karar verildiği bu kez yapılan incelemede anlaşıldığından karar düzeltme talebinin kabulü gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairemizin 30.04.2014 gün ve 2013/3541 Esas, 2014/3019 Karar sayılı onama ilâmının kaldırılarak yerel mahkeme hükmünün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz ve karar düzeltme peşin harçlarının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 22.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Hemen Ara