Esas No: 2021/2660
Karar No: 2021/4937
Karar Tarihi: 08.06.2021
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/2660 Esas 2021/4937 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
1-Sanık ... hakkında 2009 takvim yılında sahte fatura düzenleme, defter ve belge gizleme suçlarına yönelik verilen beraat kararlarına karşı katılan vekilinin temyiz talebinin incelenmesi;
... Cumhuriyet Başsavcılığı‘nın 08.11.2012 tarihli 2012/5670 soruşturma ve 2012/1698 esas sayılı iddianamesi ile sanık hakkında “defter ve belge gizleme“ ve “2009 yılında sahte fatura düzenleme” suçlarından kamu davası açıldığı, ancak 28/09/2012 tarihli ve 2012-49 sayılı komisyon mütalaasının sanık hakkında yalnızca “2009 takvim yılında sahte fatura düzenleme“ suçuna ilişkin olduğu, defter ve belge gizleme suçundan 213 sayılı VUK‘nin 367. maddesine göre usulüne uygun olarak verilmiş mütalaa bulunmadığı tespit edilmiş ise de, zamanaşımının olumsuz bir muhakeme şartı olarak kovuşturmaya engel olduğunun anlaşılması karşısında;
Sanığa yüklenen 2009 takvim yılında sahte fatura düzenleme ve defter ve belge gizleme suçlarının Kanun’daki cezasının türü ve üst sınırına göre, 5237 sayılı TCK’nin 66/1-e maddesinde öngörülen 8 yıllık asli dava zamanaşımının, kesici son işlem olan sanığın savunmasının alındığı 01.03.2013 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanun’un 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen asli dava zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddesi gereğince DÜŞMESİNE,
2- Sanık ... hakkında 2009 takvim yılında sahte fatura düzenleme, defter ve belge gizleme suçlarına yönelik verilen mahkumiyet kararlarına karşı sanığın ve yalnızca defter ve belge gizleme suçuna yönelik verilen mahkumiyet kararına karşı katılan vekilinin temyiz talebinin incelenmesi;
a)Sahte fatura düzenleme suçu yönünden;
Aynı takvim yılı içinde birden fazla sahte fatura düzenleme eyleminin zincirleme suç oluşturduğu ve sanık hakkında TCK"nin 43. maddesi hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni sayılmamış, 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yargılamanın hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen hususların gerekçeli kararda gösterilip tartışılarak değerlendirildiği, fiilin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, cezanın kanuni takdir sınırlarında uygulandığı, incelenen dosyaya göre kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmış, sanığın temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden hükmün ONANMASINA,
b)Defter ve belge gizleme suçu yönünden;
Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin oluşa uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, katılan vekilinin ve sanığın diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir, ancak;
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 03/02/2009 tarih ve 2008/250-13 sayılı kararında açıklandığı üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 5271 sayılı CMK’nin 231/6-c. maddesinde işaret olunan zarar kavramının, kanaat verici basit bir araştırma ile belirlenebilir, ölçülebilir maddi zararlara ilişkin olduğu, manevi zararların bu kapsama dahil edilmemesi gerektiği, zarar koşulunun ancak zarar suçlarında dikkate alınması gereken bir unsur olduğu, defter ve belge ibraz etmeme suçunda anılan maddenin aradığı anlamda somut bir zarardan söz edilemeyeceği dikkate alındığında; hakkında CMK"nin 231. maddesinin uygulanmasını kabul eden ve iyi halli olduğu değerlendirilerek hükmolunan cezası ertelenen sanık hakkında, arşiv kaydında bulunan mahkûmiyet kararının silinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılıp, bu mahkûmiyetin CMK"nin 231. maddesinin uygulanmasına engel olup olmadığının belirlenmesi gerekirken, “zarar giderilmediğinden ve yasal şartları oluşmadığından” denilerek yasal ve yeterli olmayan gerekçeyle yazılı şekilde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın ve katılan vekilinin temyiz talepleri bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 08.06.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.